kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Euro 2004
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Bilgi ve Yaşam
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
    Kampüs
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Mehmet Barlas @ SABAH
 
Yalnızken ve ıssız bir yerde kalp krizine yakalanırsanız...
Bağnazlığın takvimi yoktur ki!
ŞAKA

Yalnızken ve ıssız bir yerde kalp krizine yakalanırsanız...

Dr. Abdülkadir Göksel "Kalp krizi sizi yalnız yakalarsa ne yapmalısınız" sorusunun cevabını yazmıştı yenibir.com'da.
Özetleyelim:
Zaten sıkıntıda olan kalbin yükünü artırmamalı ve hareket etmekten olduğunca kaçınmalıyız.
Ayaktaysak oturmalı ve rahat nefes alma- mızı önleyen kravat, gömlek yakası gibi şeyleri gevşetmeliyiz.
Kalp krizi ve buna bağlı kalp durması geliştiğinde, bilinç yitirilmeden önce, kendinize yardım edebileceğiniz 10 saniye vardır.
Bu süre boyunca kendi kendinize uygulayabileceğiniz yaşam kurtaran yöntem, sürekli ve güçlü şekilde öksürmektir.
Her öksürükten önce derin bir nefes alıp ciğerlerinizi oksijenle doldurun. Öksürük, derin ve uzun süreli olmalı.
Öksürme hareketi sırasında göğüs kafesindeki basınç artarak kalbi sıkıştıracak ve kanın pompalanmasına yardım edecektir. Nefes alma ve öksürme, her iki saniyede bir tekrarlanmalı ve yardım gelene kadar ya da kişi hastaneye gidene kadar sürdürülmelidir.
Dr. Abdülkadir Göksel'in bu öğütlerini okurken, yaşadıklarımı hatırladım.
Turgut Özal'la birlikte, Çin'e uçuyorduk. Sohbet ettiğimiz Vitali Hakko, birden yere düştü.
Eğildik baktık, nefes almıyordu. Kalbi durmuştu.
Bereket uçakta Dr. Cengiz Arslan ve onun her zaman Özal için hazır tuttuğu defibrilatör cihazı vardı.
Dr. Arslan yetişip, müdahale etti. Vitali Hakko'yu canlandırdı.
Bu olayı, uçağın önünde oturan Vitali Hakko'nun eşi Ketty Hakko, ancak kocası ayağa kalkıp, yanına oturunca öğrendi.
Herhalde 7-8 yıl oldu... 28 Şubat post-modern darbesi (1997) öncesindeydi. Güneş Taner'le arkadaştık o zaman.
Bir gün Anadoluhisarı'ndaki evimin telefonu çaldı. Öğle saatleriydi.
Telefonda, Sarıyer'de oturan Güneş Taner vardı. Nefes nefese, zor konuşuyordu...
- Kalp krizi geçiriyorum. Evde yalnızım. Ne yapayım, diyordu.
O zaman öksürük yöntemini bilmiyordum. Düşündüm. Güneş Taner, pek içki içmez... Dedim ki, - Bir bardak sek viskiyi kafana dik. Ben gelip, seni hastaneye götüreceğim.
Alkolün hem damarları genişleteceğini, hem de kan basıncını artıracağını hesap etmiştim.
Sonra Güneş'i Amerikan Hastanesi'ne götürdük. Kan sulandırıcı yapıp, yoğun bakıma yatırdılar.
Ona bakan doktor, "viski içirmen yanlış değildi" dedi bana.
Sağlık, tüm yaşam gibi bir kader meselesi galiba.
Dr. Cengiz Arslan, Çin'e giden uçakta Vitali Hakko'yu kurtarmıştı. Ama Turgut Özal'ın kalp krizi geçirdiği cumartesi günü, yanında değildi. İstanbul'daydı.
Özal'a, Çankaya'daki Cumhurbaşkanlığı Konutu'nda, tıbbi müdahale yapılamamıştı.
Uçaktan çok korkan adamı sakinleştirmek için, arkadaşı bir şeyler söylemiş ona,
- Merak etme... Ecelin gelmediyse sana bir şey olmaz, demiş...
Uçaktan korkan adam, acı acı gülüp, cevap vermiş:
- Ya pilotun eceli geldiyse...
Bütün sosyo-politik takıntılarımız ve toplumsal beklentilerimizin ötesinde, hepimiz, kendi vücudumuz ve sağlığımızla baş başa ya- şarız.
Dr. Göksel'in, "kalp krizine tek başınızayken yakalanırsanız"a ilişkin önerileri, gerçekten önemli.
Ama durup dururken, yani kalp krizi falan geçirmezken de, sürekli öksürerek kendinizi kalp krizinden korumaya çalışmayın.
Etrafta "Adam verem olmuş" diye konuşmaya başlarlar.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Tarzan daldan dala, gazete yazarı konudan konuya atlar...   / 15-06-2004
 Toplumsal fobileri acaba bir gün aşabilecek miyiz?   / 14-06-2004
 21'inci yüzyıla uyumlu yaşamak çok kolay değil!   / 13-06-2004
 Kuşkucu olmak iyidir ama işin gözünü de çıkartmayalım!   / 12-06-2004
 Vietnam'daki "Çirkin Amerikalı" Irak'ta "Aptal Amerikalı" oldu!   / 11-06-2004
 Güngör Uras nasıl öldürüldü ve sonra nasıl yeniden hayata döndü...   / 10-06-2004
 Siyaset, hayatı kolaylaştırmak için mi icat edildi gerçekten?   / 09-06-2004
 Haber her yerde var... Ya güvenirlik ve dürüstlük?   / 08-06-2004
 "Basında rekabet" sağlıklıdır, "basında kavga" tehlikelidir!   / 07-06-2004
 Yalnızken ve ıssız bir yerde kalp krizine yakalanırsanız...   / 06-06-2004
ERGUN BABAHAN
İzmir'de ölüm
Yemekte gelen notu aldığımda birileri şaka...
ERDAL ŞAFAK
Bir canın ardından
Bu satırları yazmamak için neler...
MANSUR FORUTAN
Ne kadarı yeter?
Eve servis hamburger, kanepeye tüne,...
MEHMET BARLAS
Ateşkes ile Rus ruleti oynamak, hangi aklın...
SAİT GÜRSOY
Bu seslere kulak verin
SON iki aydır Anadolu'nun...
SAVAŞ AY
Babaya bak babaya!..
Bu fotoğrafı önceki gün...
REFİK DURBAŞ
Edebiyat geziye çıktı
KAÇ yıl önceydi, mevsimin...
HINCAL ULUÇ
Antalya'da bir vali..
Önce köşe yazarı, gazeteci Mevlut...
Onur duydum
Onur duydum
Sağlık kontrolündeki müthiş verileriyle doktorları şaşırtan Okan,...
İlle de Gallardo
İlle de Gallardo
Fransa'da başkan Canaydın ve yönetici Gökşen ile görüşen Rumen hoca,...
Özkan ve Önal'a Yüce Divan yolu
Özkan ve Önal'a Yüce Divan yolu
Özkan ve Önal, Halkbank'ı zarara uğrattıkları gerekçesiyle 356...
'İyi ki silahım yoktu'
'İyi ki silahım yoktu'
Önceki gece eşiyle birlikte dondurma almak için çıktıkları...
Kalbi Ege'de kaldı
Kalbi Ege'de kaldı
Cenaze yarın Konak İsabey Camii'nde kılınacak ikindi namazından...
Dostum Piriştina
Bu yazı, gazetecilik mesleğini sürdürürken yazdığım en zor yazıdır.
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Bilgi ve Yaşam | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.