kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Bilgi ve Yaşam
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
    Kampüs
Bizimcity
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Mehmet Barlas @ SABAH
 
Ahmet Hakan, 21'inci yüzyılda "Fahriye" denemesi mi yaptı?
Sakın kavga etmeyi bırakmayın!
Şaka

Ahmet Hakan, 21'inci yüzyılda "Fahriye" denemesi mi yaptı?

Ahmet Hakan, benim hem arkadaşım, hem meslektaşım. Gazete yazarlığı ve televizyonculuk, ikimizin de ortak meslek alanlarımız.
Aramızda, sadece yaş farkı var. Bu bakımdan, onda varlığını sezdiğim bazı kararsızlıklar konusunda, öğütler vermek hakkına sahip olduğumu düşünüyorum.
Ahmet Hakan, daha önceki yazılarında da, çeşitli konularda sayın okurlardan gelen tepkilere karşı cevaplar vermişti.
Dün de, bu tepkileri (veya eleştirileri) hatırlayıp şöyle başlamış yazısına:
- Dört bir yanım sarılmış durumda, kendimi acayip kıstırılmış hissediyorum. Hangi konuya el atsam gaiplerden gelen bir 'cıss' sesi irkiltiyor beni... Mevzu bol, yerim dar değil ama ben oynayamıyorum. Şimdiden onlarca tabuya sahibim. Put kırmaya ise hiç takatim yok.
Tabii bu cümleler büyük ölçüde, "tabu" olarak görülen konulara değinmek için yazılmış.
Yani Ahmet Hakan, Divan edebiyatında "Fahriye" denilen türü, bir anlamda düz yazıda güncelleştirip, "Aslında ben her konuyu yazıyorum" demiş.
Genç okurlar "Fahriye"yi unutmuş olabilirler.
Fahriye, kasidenin bir bölümünde şairin kendisini övmek için yazdığı dizelerdir.
Itri'nin Segah yürük semaisi ile hepimizin belleğine yerleşen kasidesinde, Nefi ne der?
"Tuti-i mucize guyem ne desem laf değil..."
Yani "Ben boş sözler söylemeyen mucizelerin papağanıyım" diye över kendisini.
Veya Zekai Dede'nin Hicazkar yürük semaisini hatırlayın:
"Bülbül gibi pür oldu cihan nağmelerimden..."
Zekai Dede de, burada, nağmelerinin dünyayı nasıl temizlediğini anlatıp, öz-övgü yapmaz mı?
Ahmet Hakan'ın garipten gelen cısslara kulak asmadığını, 28 Şubat döneminde, Kanal-7'de yaptığı yayınlardan çok iyi biliyorum. Susturulduğumuz dönemlerde, bizlere konuşma hakkı, sadece Ahmet Hakan'ın programları sayesinde mümkün olmuştu.
Ama yine de, gazete yazarı için sayın okurların seslendirdiği cısslar, zaman zaman, insanı kararsızlığa itebilir.
Benim vermek istediğim öğüt şu. Gazete köşe yazarı, özgür, özerk, bağımsız ve ön-yargısız olmayı başardığı, özel yaşamlara saygılı olduğu oranda, bu mesleği bir maraton gibi ömür boyu koşabilir.
Elbet herkesin temel eğitiminde, yetiştiği çevreden gelen alt-kültüründe, inanç derecesinde ve dünya görüşünde farklılıklar vardır.
Elbet her yazar, dünyaya kendi değer ölçülerinin gözlüğünden bakar.
Ama eğer hep "Belirli birileri beğensin" diye yazarsanız veya halk dalkavukluğu yapan popülist politikacıları eleştirirken, siz de okuyucu dalkavukluğu yaparsanız, bu meslek çok zorlaşır.
Ahmet Hakan da görüyordur. Aynı konuda gelen okur eleştirileri, öylesine farklı ki.
Kimi över, kimi söver bile bazen. Eğer okurlara bağımlı, icazetli bir yazar olursanız, eşeğe kendisi mi binse, oğlu mu binse daha doğru oluru kestiremeyen Nasreddin Hoca'ya dönersiniz.
Çok önemli bir mesele de, siyasetçilerden bağımsız olmaktır.
Siyasetçinin önceliği, iktidardır. "İktidar", başlı başına bir ideolojidir. Parti farkı yoktur politikacının iktidara bakışında.
Gazete yazarının hedefi ise, iktidar değildir. Tutarlı, saygın ve okunur olmaktır.
Aslında Ahmet Hakan da biliyor bunları. Ama yine hatırlamasında fayda var.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Şu Greenspan'ı "İkinci Bahar" villasına sokmalı!..   / 20-05-2004
 Kronometre yerine neden kronoloji kullanılmaz ki?   / 19-05-2004
 Gazeteci gazeteciliğini, politikacı politikacılığını yapacaktır!   / 18-05-2004
 Ahmet Hakan, 21'inci yüzyılda "Fahriye" denemesi mi yaptı?   / 17-05-2004
 Yaşamı zorlaştırmak için size benzemeyeni anlamayın!   / 16-05-2004
 Dualizm toplumda olur ama devlette olmamalıdır!   / 15-05-2004
 Gerginliği dindirmek şimdi kurumlara düşüyor!   / 14-05-2004
 İbrahim Tatlıses'in yaşadıkları, siyasetçilere de ders vermeli!   / 13-05-2004
 "Millet" iktidar yapar ama "Kurumlar" iktidarı bitirir!..   / 12-05-2004
 İkinci bahar, herhalde "Sonbahar" olmalı!..   / 11-05-2004
ERGUN BABAHAN
Futbol ve çeteler.
Hiçbir takımın başarısına çete...
ERDAL ŞAFAK
Osmanlı'nın müthiş mirası
Çok şükür! Türkiye ile Romanya...
AHMET HAKAN COŞKUN
Göbek ve çarşaf
Arkadaşlar! Biraz duralım.. Sükunet...
MEHMET BARLAS
Bakalım Ankaralılar denetime meraklı mı?
Bu sabah Ankara...
ÖMER LÜTFİ METE
Mazlumun zalimliği
Filistin'de soykırım boyutlarına...
SAVAŞ AY
Sakıp Sabancı'ya Çukurova'dan büyük vefa...
Çukurova...
REFİK DURBAŞ
Tutunanların borçları...
Biz, annelerimizin siyah...
HINCAL ULUÇ
Kıbrıslı gençlerle mutlu saatler..
Colony Otel'de ılık...
Fener 12'den vurdu
Fener 12'den vurdu
"Alex, Brezilya'nın son dönemde yetiştirdiği en önemli futbolculardan...
Üç yuvalı aslan
Üç yuvalı aslan
Cimbom, iki yıl daha kullanma hakkını aldığı Olimpiyat Stadı'nı yeni...
Futbolun Susurluk'u
Futbolun Susurluk'u
Beşiktaş Spor Kulübü'nün antetli kâğıtlarıyla sadece Alaattin Çakıcı...
Afganistan'da komuta yeniden Türkiye'nin
Türkiye Şubat ayında yeniden ISAF komutasını üstlendiğinde Kabil'e...
'Şüphesiz' bu olay artık faili mechul
'Şüphesiz' bu olay artık faili mechul
Turizmci, yazar Kürşat Kutay üç yıl önce evinde ölü bulundu. Polis...
Uyuşturucu bağımlılığı bir ömür boyu sürüyor
Uyuşturucu bağımlılığı bir ömür boyu sürüyor
Uyuşturucu kullanların bir çoğu bağımlı olduğunu kabul etmiyor. Oysa...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Bilgi ve Yaşam | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.