kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Bilgi ve Yaşam
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
    Kampüs
Bizimcity
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Mehmet Barlas @ SABAH
 
Gerginliği dindirmek şimdi kurumlara düşüyor!
Aptal şehzade ve lalası...
Şaka

Gerginliği dindirmek şimdi kurumlara düşüyor!

Amacımız gerginlik yaratıp, toplumun farklı düşünen kesimlerini birbirine düşürmekse, bu kolay.
Bunu defalarca başardık. Bu yüzden demokrasimiz, sürekli "Geçiş Dönemleri" ile bezenmedi mi?
Hiç olmazsa bundan sonra farklı davranmayı denesek.
Evet... Son günlerdeki tartışmalarla, "TBMM Çoğunluğu" ile "Çoğulcu Demokrasi" arasındaki farkları da, bağlantıları da öğrenmiş olmamız gerekiyor.
Ve bir ülkede bir "İktidar"ın var olmasının, her şeye yetmediğini de, herhalde biliyoruz.
Ve yine biliyoruz ki, tüm kurumlar gibi, iktidarlar da hata yapabilir.
Örneğin dün Yeni Şafak'ta Taha Kıvanç (veya Fehmi Koru), çok babaca öğütler seslendirmişti hata yapan iktidarlara.
Diyordu ki: - Sonucuna hakim olamayacağın bir gerilimi, asla başlatma.
- Eğer gerilimi sen başlatmadıysan, endişe duy. Kendi çıkartmadığın krizden uzak dur.
Yaşadığımız son siyasi gerilimi iktidar mı başlattı?.. Yoksa, iktidar sahipleri aldatılıp, gerilime çekildiler mi?
Bunları da tartışmak gerekiyor tabii...
Ama belli ki bir "Ciddi gerilim" var ortada. TBMM'deki çoğunluğun ülkedeki tek varlık olmadığını söyleyip, "Kurumlar"ın ağırlığını hatırlatanlara, şimdi büyük sorumluluk düşüyor.
Tabii "Kurumlar"a da büyük sorumluluk düşüyor.
Diyelim ki gerginliği iktidar yarattı. İçinde imam hatip konusunun da sandviçlendiği sözde YÖK Reformu, TBMM'de kabul edildi...
İşte şimdi, kurumların sorumluluğu başlamaktadır.
Örneğin Genelkurmay ve çeşitli komutanlar, demokrasiyi derinden yaralayan açıklamaları, kesmelidir.
Yasama süreci TBMM'de başlıyor ama burada bitmiyor.
Yasaları Cumhurbaşkanı'nın onaylaması şart. Diyelim ki bu da oldu.
Yasaları, Anayasa Mahkemesi iptal edebilir. Bu süreçte, ne Genelkurmay'ın, ne de herhangi bir orgeneralin yeri vardır.
Anayasal demokrasi öğretisi, böyle diyor. Daha da ötesi, askerler siyasete her müdahale ettiklerinde, Avrupa Birliği standartlarının Türkiye için lüks olduğunu söyleyen iç ve dış çevreler, "Gördünüz mü, biz haklıyız" diyorlar.
Yani Genelkurmay birkaç bildiri daha yayınlarsa ve birkaç orgeneral daha YÖK konusunda görüş açıklarsa, Türkiye'nin AB yolu kesilir, piyasalar istikrarsızlığa gömülür, Türkiye 21'inci yüzyılı da belirsizliklerle geçirir.
Yani, iktidarlar hata yapıp, gerilim üretseler veya aldatılıp gerilime çekilseler bile, diğer kurumlar sorumlu davranıp, bu gerilimi dindirmeye çalışmalıdır.
Bu arada "Cumhurbaşkanlığı"nın da bir kurum olduğunu ve üstelik "Yürütme"nin başı olduğunu hatırlamalıyız.
Şu anda Cumhurbaşkanı olan Ahmet Necdet Sezer, kesinlikle AK Parti iktidarının muhalifi veya alternatifi konumunda değildir.
Anayasa ona, devlet kurumları arasındaki ahengin sağlanmasını da, 104'üncü maddesi ile görev olarak vermiş...
Bu açıdan da Sezer, sorumluluğunun gereğini yapmalı ve gerginliği giderecek diyalogları başlatmalıdır.
YÖK'cülere ve özellikle Prof. Erdoğan Teziç'e gelirsek.
YÖK üyeliği, bir futbol takımının taraftarı olmak değildir. Mesleki deformasyona girip, YÖK'ün dirliğini, toplumun istikrarının üzerinde görmek, bilim adamlarına yakışmaz.
Yani tablo bu. İktidarın mimarı olduğu veya itildiği gerginliği dindirmek, diğer kurumlara düşüyor.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Kronometre yerine neden kronoloji kullanılmaz ki?   / 19-05-2004
 Gazeteci gazeteciliğini, politikacı politikacılığını yapacaktır!   / 18-05-2004
 Ahmet Hakan, 21'inci yüzyılda "Fahriye" denemesi mi yaptı?   / 17-05-2004
 Yaşamı zorlaştırmak için size benzemeyeni anlamayın!   / 16-05-2004
 Dualizm toplumda olur ama devlette olmamalıdır!   / 15-05-2004
 Gerginliği dindirmek şimdi kurumlara düşüyor!   / 14-05-2004
 İbrahim Tatlıses'in yaşadıkları, siyasetçilere de ders vermeli!   / 13-05-2004
 "Millet" iktidar yapar ama "Kurumlar" iktidarı bitirir!..   / 12-05-2004
 İkinci bahar, herhalde "Sonbahar" olmalı!..   / 11-05-2004
 Aynı medya grubunun farklı gazeteleri, farklı politika izler mi?   / 10-05-2004
ERGUN BABAHAN
İktidar, sandalye sayısı ve toplumsal uzlaşma
Hükümet...
ERDAL ŞAFAK
Korkular, hazırlıklar
Irak'ta iktidarın Iraklılar'a...
AHMET HAKAN COŞKUN
Ben olsaydım hiç istemezdim
Eğer ben "Cumhuriyet...
MEHMET BARLAS
Şu Greenspan'ı "İkinci Bahar" villasına...
ALİ KIRCA
Karnaval!
Bazen siyasetten de zor şeydir futbolda...
ÖMER LÜTFİ METE
Öteki varsa aydınlanma yok
Avusturya'nın Linz...
SAVAŞ AY
Hocanın müritleri kadınlarla yatıyor(muş)
ÖNCEKİ gün...
HINCAL ULUÇ
Erdoğan, Ulusoy'un arkasında mı?..
Haluk Ulusoy...
Poyet G.Saray'da
Poyet G.Saray'da
Popescu’nun jübilesi için Romanya’da bulunan Poyet, "Prensipte...
Sezonun unutulmayanları
Sezonun unutulmayanları
Öyle laflar etti ki!
20. Haftadaki...
Bir ihale için 50 ifade
Bir ihale için 50 ifade
Eski Başbakan Yılmaz ve eski Devlet Bakanı Taner hakkında kurulan...
İmam-hatip protestosu
İmam-hatip protestosu
Tüm yurtta coşkuyla kutlanan 19 Mayıs Atatürk'ü anma, Gençlik ve Spor...
AB'nin kapısını kırana kadar çalarız
AB'nin kapısını kırana kadar çalarız
Brüksel'deki AB-Türkiye Ortaklık Konseyi toplantılarına katılan...
Korkutmak Özendirir
Korkutmak Özendirir
Çocuklarını uyuşturucudan uzak tutmak isteyen aileler, önce 'maddeyi'...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Bilgi ve Yaşam | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.