|
|
|
|
|
|
Bugün herkese elimi öptürecek
* 25 sene hiç mi bıkmadınız, yorulmadınız? Her şey karşılıklıdır, her şey verilen ve alınanla orantılıdır. Sadece vermek diye bir olay yok. Biz ne zaman ki Erel'den tepki almaya başladık; onun keyfi öbürünü dengeledi.
* Erel, Down sendromlu çocuklardan neyi farklı yapıyor? Down sendromunun üç tür tipi var; Erel bu üç tipten en iyisi değil. Öbür iki grup tıbben Erel'den daha iyi olması gereken bir fiziksel yapıya sahip. Demek ki eğitim ve ilgi farklılık yaratıyor. Erel mutlaka bizim yaşantımızın bir parçası olmak istiyor. Sıradan çocuklarımıza sunduğumuz bütün olanakların ona da sunulmasını istiyor. Babası gibi çanta taşımak istiyor, abisi gibi diskoya gitmek istiyor, kız arkadaşlarıyla toplulukta olmak istiyor. Şunu söylemek istiyorum; aile ister köyde, ister şehirde olsun, kendi sosyal yaşamına bu çocukları entegre ettiğinde başarılı olabilir. Biz Erel'den utanmadık, onu topluma soktuk. Erel şimdi benden güzel yüzüyor, benden güzel bisiklete biniyor, benden güzel kayıyor. Sadece algılama ve ifadede sorun var.
* Sorununuz sahipsizlik. Peki ne yapılabilir? Mesela bu konuyla ilgili olan bakanlığın bu çocuklar için belirli yerlerde yaşam köyü kurmasını isterdim. 'Bu çocuklar büyüdükten sonra ne yapacaklar' diye iş merkezleri kurmalarını isterdim. Hollanda'daki yaşam köyünden etkilenerek söylüyorum bunları...
* Size ne kadar ihtiyaç duyuyor? Ailesinden biri olmasa, kendini ne kadar idare edebilir? Evini toplayabilir, çayını yapabilir, yemeğini yapamaz ama yiyebilir, üstünü çok güzel, uyumlu bir şekilde giyebilir. Ama kapıdan çıktığında işine, okuluna nasıl gidebilir bilemem.
* Sizin gösterdiğiniz başarıdan sonra eğitim vermeniz için teklifler gelmedi mi? Bütün Türkiye'de dolaşıyorum, davet alıyorum okullardan. İki de kitap yazdım, "Ben Mutlu Bir Down annesiyim" ve Devam Eden Hikâyemiz."
* Anneler gününü biliyor mu? Bilmiyor. Fakat hatırlatacaklar okuldan. Öyle günlerde aile fertlerini sıraya sokup, elimi öptürüyor.
ŞİRİN SEVER
|
|
|
|
|
|
|
|
|