|
|
|
|
Mükemmel bekarlar artıyor
Tek başına yaşanan yaşamlar artık öyle bir hale geldi ki, sadece Fransa'da 14 milyon 'yalnız' var. Üstelik onlar, bir önceki jenerasyonda olduğu gibi ne 'evde kalmış kız kuruları' ne de 'kimsenin istemediği adamlar...' Çok mutlular ve yaşamlarının tadını çıkarıyorlar.
Ne oldu bu modern dünyanın insanlarına? Siz de fark ettiniz mi, artık çevrenize baktığınız zaman evli çiftlerden çok, yalnızları görüyorsunuz... Kendileri gibi yalnız insanlarla beraberler... Evli değiller, ikili ilişkileri de kısa süreli serüvenleri geçmiyor... Birine bağlanmak için ya çok meşguller, ya da artık yaşadıkları hayal kırıklıklarından sonra özgür olmanın tadını çıkarıyorlar. Fransa'nın saygın dergilerinden le nouvel Observateur da, "Yeni Bekarlar" başlığı altında Avrupa'da gittikçe yaygınlaşan yalnızları sayfalarına taşıdı...
Bir kısmı Ally McBeal gibi hâlâ eş ruhunu arıyor, bir kısmı ise artık sadece istediklerini, kimseyle ortak bir noktada buluşmaya çalışmadan yapmanın tadını çıkarıyor. Sorumluluk yok, hesap verme yok, uyum sağlama yok... Sadece kendi kendileri kendi gibilerle beraber olan yeni yalnızlar var... Eğitimleri çok iyi, iyi bir sosyal çevreleri, işleri ve bol paraları var.
TERCİHLERİ YALNIZ KALMAK Tek başına yaşanan yaşamlar, artık öyle bir hale geldi ki, sadece Fransa'da 14 milyon yalnız var... Onlar kendi aralarında mutlu ve yaşamın tadını çıkarıyorlar. Kendilerinden bir önceki jenerasyonlarda olduğu gibi ne 'evde kalmış kız kuruları', ne de 'kimsenin istemediği adamlar'... Aslında herkes onların peşinde, ama onlar yalnız kalmayı kendi tercihleri doğrultusunda istiyor...
14 Şubat gibi beraberliklerin kutlandığı günleri sevmiyorlar; ya o gün yapılan ve tek kişi olarak katılınan partilere gidiyorlar, ya da 13 Şubat'ı kendi özgürlük günleri olarak kutlamayı tercih ediyorlar. Kendilerine güvenleri sonsuz... Yanlarında birini istedikleri zaman kısa süreliğine kendilerini sınırlandırmayan beraberlikler içine giriyorlar, ama çoğu buna bile uzun süre tahamül edemiyor. Çocuk yetiştirmek istiyorlarsa bunu da yanlarında bir ikinci kişi olmadan başarıyla yapabileceklerine inanıyorlar. Ve de başarıyla yapıyorlar. Aynı Amerikalı ünlü oyuncu Angelina Jolie gibi... İki kişi olarak yalnızlığı yaşamak yerine kendi kendileriyle kalmanın tadını çıkarıyorlar...
DAHA ÇOK GEZİYORLAR Arkadaşlarını ağırladıkları kendilerine ait evleri var. Özellikle büyük şehirlerde ve en iyi semtlerde yaşıyorlar. Yalnız olunabileceğinin; fakat sosyal çevre olmadan yaşanamayacağının farkındalar. O yüzden her aktiviteye, her etkinliğe katılıyorlar. Evli ya da beraberliği olan kişilerden iki kat daha fazla sinemaya, gece kulübüne gidiyorlar. Yaşam kaliteleri, 'Sex and The City' dizisindeki bekarları aratmıyor... Spor salonlarından çıkmıyorlar. Kadınlar özellikle bakımlarına daha düşkün... Solaryuma, saunaya, cilt bakımına gidiyorlar. Evlerinde bakımlarına zaman ayırıyorlar. Aile ve arkadaşları daha önemli... İşlerine sanılanın aksine daha konsantreler.
Hesap verecekleri kimse olmadığı için, iş için yapılacak projelere daha çok zaman ayırıyor, iş için çıkılan gezilere külfet gibi değil, kendilerini geliştirecekleri yeni bir imkân olarak bakıyorlar. Birçok kişi ilişkilerinin bitmesiyle belki de istemediği bu sürecin kendilerini geliştirmelerine ve daha başarılı olmalarına yaradığı görüşünde birleşiyor. Dergiye konuşan Guillaume, "2 yıl önce ayrıldığım zaman kötü olacağını düşündüm. Fakat şimdi fark ediyorum ki, her şey inanılmaz bir şekilde iyi gidiyor. İstediğim işte çalışmaya başladım. Piyano çalmaya geri döndüm. Ne istediğimi, ne yapacağımı daha iyi biliyorum. Daha girişken ve çevresiyle daha barışık bir insanım..."
AİLE HEVESİ BİTİYOR Peki bu eğilimin hiç kötü bir yanı yok mu? Var... Özellikle gerçekten eğlenerek geçirdikleri yılların ardından yeni yalnızlar, bir aile kurma istek ve heveslerini tamamen terk ediyor. Kadınlar için bu durum daha büyük bir sorun oluyor, çünkü biyolojik saatleri belli bir dönemin sonunda çocuk sahibi olmalarına da izin vermiyor. Beraberlik yürütenlere oranla, kendilerine yaklaşanlara daha büyük bir şüpheyle, hatta mutluluklarını yıkacak, kendilerini zincirleyecek birer düşman olarak bakmaya başlıyorlar. Ayrıca yıllarla birlikte, en sonunda bir birliktelik istedikleri zaman, çok geç oluyor. Hem aşkı yaşamak, birini sevmek, onunla zaman geçirebilmek, dışarı çıktığın zaman yanında birnin olması; hem de özgürlüğünün, kendi ev düzenin devam edebilmesi... Artık bunu da başarabilen çiftler var...
Bunu kısaca "çift olmanın bütün avantajlarını, dezavantajlarını yaşamadan yaşamak" diye yorumluyorlar... Bunun için çiftlerin farklı yöntemleri var... Birçoğu hafta sonunu yalnızca birbirlerine ayırmayı tercih ediyor. Ya da aynı evde oturmayarak, özgürlüklerini korumayı tercih ediyorlar... Böylece beraber zaman geçirmenin bütün zevkini yaşarken, istedikleri zaman da kendi evlerine geçip kendi arkadaşlarıyla zaman geçirebiliyorlar...
DIŞ HABERLER
|
|
|
|
|
|
|
|
|