kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Bilgi ve Yaşam
    Otomobil
    Sinema
    Hobi
    Çizerler
Günaydın
ATV
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Ahmet Hakan Coskun @ SABAH
 

Bir film, bir kitap ve bir albüm

"Neredesin Firuze"nin Müziği: Bir zamanların ünlü "Prestij ailesi" bireylerinin, türküleri bozarak söyleme konusunda ne kadar mahir olduklarını bildiğim için Özcan Deniz'in "Evvelim sen oldun/Ahirim sensin" adlı türküyü seslendirdiğini duyduğumda ilk tepkim "Eyvah!" oldu. Ama dinleyince önyargının ne fena bir şey olduğunu bir kez daha anlayıverdim. Çünkü Özcan Deniz türkünün hakkını vermiş. En azından onun şarkı söyleme stiline yer etmiş olan ve insanın içini kıyan o arabesk tınıya burada rastlamıyoruz. Albümde ayrıca Burcu Güneş'in seslendirdiği "Gaip Yol" adlı bir şarkı var ki, bence Yalın'ın "Zalim"ine fark atar. Patlamaması şarkının kabahati değil. "Ya evde yoksan" ile Müslüm Baba'nın "Sensiz olmaz"ının etki gücüne, üzerinde çok durulduğu için değinmiyorum. Albüm çıkalı epey zaman oldu ama yine de kayıtlara geçsin diye söylüyorum: "Neredesin Firuze" albümü, bence filmden bile güzel. İyi bir "şehir içi sıkışık trafik müziği" ve özellikle gündüz vakti İstanbul trafiği için bulunmaz nimet..

Farah Pehlevi'nin Anıları:
İran devrimini, bu zamana kadar hep devrimi yapanların perspektifinden okudum: Devrim öncesi Şah'ın yaşadığı şatafatlı yaşamı, halkın yoksulluğunu, Şah'a bağlı ajanların halka göz açtırmamasını, muhaliflerle dolu İran zindanlarını, Amerika ile Şah arasındaki sıkı ilişkileri filan biliyorum. Devrim günlerini de biliyorum: Tahran'ın şehir elektriğinin devrimciler tarafından kesildiğini, evlerin damlarına ve çatılarına çıkıp gece boyu sloganlar atılmasını, esnafın el altından Humeyni kasetlerini halka dağıtmasını filan.. Yıllardır bunları okumuş biri olarak geçen gün kitapçı vitrininde gördüğüm "Farah Pehlevi'nin Anıları" kitabının üzerine hemen atladım. Şah Rıza Pehlevi'nin karısı Farah Pehlevi, çocukluğunu, Paris günlerini, Şah'la nasıl evlendiğini en ince detaylara kadar anlatıyor kitapta. Saraylardaki şatafatlı günlerden, hiçbir ülkenin kabul etmediği trajik sürgün günlerine uzanan, gerçekten ilginç bir öykü bu. Kitabın en etkileyici bölümü, Şah ve ailesinin ülkeyi terk etmek zorunda kaldıkları günün öyküsü.. O günü çok güzel anlatmış Farah Pehlevi. İranlı modern kız Farah Diba'nın, nasıl Farah Pehlevi olduğunun hikayesi ise, bize onun ne kadar "iktidar tutkunu" bir kadın olduğunu gösteriyor. "Başka insanların trajedisini öğrenmek, en gizli mesleğimizdir" derler.. Bu hükme katılıyorsanız, bu kolay okunan kitabı kaçırmayın.

Kandehar'a Dönüş
: Festival günlerinin sonunda bize düşen bir Afganistan belgeseli oldu. Uluslararası Sinema Festivali kapsamında gösterilen belgesel film, küçük bir çocukken Afganistan'ı terk ederek Kanada'ya yerleşen bir kadının, günümüz Afganistan'ında uzun süredir haber alamadığı yakın arkadaşını arama çabasını anlatıyor. 1970'lerin sonundan 2 binli yıllara Afganistan'ın öyküsünün de yansıtıldığı filmde, beni en çok kadının, ülkesine yaklaşımındaki aşırı modernist tavır rahatsız etti. Onun dışında pek bir sorun yok: Hem tekniği, hem de anlatım tarzıyla Afganistan gerçeğini gözümüze sokuyor bu belgesel. Ayrıca bir ülkenin 20 yıl gibi bir süre içinde, zamanın durduğu ortaçağ günlerine nasıl dönebildiğini düşünüyorsunuz. Bir de insan denilen canlının ne kadar zalim olabileceğini görüyorsunuz. Bilmiyorum, Murathan Mungan bu belgeseli izledi mi? İzlemediyse tavsiye ederim. Çünkü onun "Çador" adlı uzun hikayede anlattıklarıyla, bu belgesel arasındaki benzerlikler bir hayli fazla..

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Denktaş neden Şeyh Nazım'dan söz etti?   / 23-04-2004
 Bir film, bir kitap ve bir albüm   / 22-04-2004
 İyi şeyler de oluyor   / 20-04-2004
 Aşırı nezaket korkutur beni   / 19-04-2004
 İsa filmi için tüyolar   / 18-04-2004
 Kız meselesi   / 16-04-2004
 Sesin gürlüğü mü? Aklın önderliği mi   / 15-04-2004
 Mümtaz Hoca'ya “vazgeç” önerisi!   / 13-04-2004
 “Ana” ile “yavru” arasındaki farklar   / 12-04-2004
 Kıbrıs'tan aykırı notlar   / 11-04-2004
ERDAL ŞAFAK
Huzur Ağacı bekleyecek
Rum kesimindeki "hayır" oylarının...
AHMET HAKAN COŞKUN
Kafaya sıkıp gitmekten başka ne yapılabilir ki?
Yetti...
MEHMET BARLAS
Ömür boyu "23 Nisan Çocuğu" kalınmaz ki!
Ulusal...
ÖMER ÇELİK
Kıbrıs siyaseti keşfediyor...
Bu yazının yazıldığı...
HINCAL ULUÇ
Üçüncü Şahsın Şiiri..
Şiiri sevmek, aşkları,...
REFİK DURBAŞ
Ortadoğu'nun yakın geleceği
ABD, bir yandan "Büyük...
SAVAŞ AY
Karanlık odalardan sızan ışığın hakkı!..
BİR yıllar...
NEBİL ÖZGENTÜRK
Fenerbahçe'den Eva'ya mevlüt!
GAZETELER, ekranlar...
Zirve bordo-mavi : 2-0
Zirve bordo-mavi : 2-0
10 haftada 30 puan alan Ziya Doğan'ın öğrencileri bugün Fenerbahçe,...
İntihar saldırısı gibi
İntihar saldırısı gibi
Trabzon 2-0 öne geçtikten sonra bir taraftar sahaya girince maç...
Erdoğan: Bana göre Rumlar kaybetmiştir
Erdoğan: Bana göre Rumlar kaybetmiştir
Başbakan Erdoğan, Rumlar'ın çözüm için atılmış iyi niyet adımını heba...
Sosyalist konuklar
Sosyalist konuklar
CHP lideri Baykal'ın davetini kabul eden Avrupalı Sosyalist...
Rumlar 'iki devlet' dedi
Rumlar 'iki devlet' dedi
Rus kesiminde hayır' oylarının evet' oylarından çok yüksek çıkması...
'Yeni dönemde Denktaş'a yer yok'
'Yeni dönemde Denktaş'a yer yok'
KKTC Başbakanı Mehmet Ali Talat, KKTC Cumhurbaşkanı Rauf...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Bilgi ve Yaşam | Sarı Sayfalar | Otomobil
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.