kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Ana Sayfa
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Yaşama Dair
    Sinema
    Hobi
Günaydın
ATV
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Erdal Safak @ SABAH
 

Bugün bana çiçek yolla

"Benim çocukluğumda sakatlanan ve artık yürüyemeyecek olan atları fazla acı çekmesinler diye vururlardı"dedi Gloria kesik kesik. Sonra cebinden silahını çıkarıp uzattı, "Hayri Robert" diye ekledi, "Vur beni, artık dayanacak gücüm kalmadı."
12 saatlik maraton pazarlıktan çıkışta, Denktaş ve Papadopulos'un yorgun yüzlerini görünce, "Atları da Vururlar"daki bu sondan bir önceki sahneyi düşündük.
Elbette, durduk yerde gelen çağrışım değil bu. Kıbrıs görüşmeleri, biraz da tembelliğin neden olduğu kolaycılıkla -yabancı basın dahil- "New York'ta son tango" klişesiyle sunulunca, insan ister istemez Horace MacCoy'un o müthiş romanını düşünüyor.
Ya da o romandan sinemaya aktarılan filmi: "The Shoot Horses, Don't They?"
Sydney Pollack yönetmişti, Jane Fonda ile Michael Sarrazin de başrollerini paylaşmışlardı... Hatırladınız mı?
Elbette dekor epey farklıydı. Roman ve filmdeki 1929'ların Büyük Ekonomik Çöküş sonrasının yoksul ABD'sinde soğuk ve aç bir kentin yerini bu kez zenginlik merkezi New York aldı. Dans maratonunun düzenlendiği hangardan bozma mekanın yerini de Birleşmiş Milletler'in cam gökdeleninin 37'inci katı.
Sendeleyeni dışarı atan acımasız sunucu Rocky'nin rolünü kimin üstlendiği belliydi. Ama kim Robert oldu, kim Gloria?

Bu tango bitecek
Bir de kural değişti: Düşeni dışarı atmak yerine bir odaya kapattılar. "Bitirmeden çıkmak yok" uyarısıyla... Ve tangoyu yapanlar yorgunluğa, uykusuzluğa, hilelere, hatta küçük düşürülme korkusunun getirdiği gerginliğe meydan okumaya çalıştılar.
İstanbul'u teslim alan yılın en yoğun karında evde mahsur kaldığımız ve SABAH yönetiminin "Olağanüstü koşullar nedeniyle baskıyı çok öne aldık, sakın gecikme" uyarısıyla bu yazıyı erkenden kaleme aldığımız için, New York'taki tangonun sonunu bilmiyoruz.
Görüşmelere tam "karartma" uygulandığı için sadece heyetlere yakın olanların verdikleri "Denizi geçip derede boğulmayı kimse göze alamaz. Alsa bile cankurtaranlar gelip sudan çıkarır" güvencesine bel bağlayarak, Kıbrıs'ta güneşli günlerin pek de uzak olmadığını umut ediyoruz.
Sözün kısası, tarafların önümüzdeki hafta adada buluşmak sözüyle New York'a veda etmeleri ve JFK Havaalanı'na koşmaları olasılığının ağır bastığını görüyoruz. Tabii tipinin bir hayli azalttığı görüş mesafesinin el verdiği ölçüde...

Kaktüs bile olabilir

Ama New York'taki aktörlerle ilgili daha emin ifade edebileceğimiz bir ayrıntı daha var. "Atları da Vururlar"ın bir eleştirisinden aktaralım:
"Robert ve Gloria, başarısız ve geleceği olmayan oyuncular olduklarının farkındalar. Birbirlerinden nefret ediyorlar, çünkü karşısındakinin başarısızlığının aslında kendisinin yitik yaşamının aynası olduğunu biliyorlar..."
Birbirlerinden nefret eden iki oyuncu hiç olmazsa bu kez, hiç olmazsa bu Sevgililer Günü'nün hatırına kucaklaşırlar mı dersiniz? Göreceğiz. Ya da bu satırları okurken görmüş olacaksınız.
Bunca yıl her 14 Şubat'ta adada Kuzey'den Güney'e, Güney'den Kuzey'e hep karanfil gönderildi. Koyu kırmızı, kırçıllı veya sarı.
İlki "Kalbimi kırdın" anlamına geliyor, ikincisi "Üzgünüm ama bitmek zorunda", sonuncusu da "Beni düşkırıklığına uğrattın..."
Bu yıl, bu gün, sevgi ve aşkın ifadesi gülden vazgeçtik, fulya, gelin çiçeği, hatta kaktüs gönderirler mi acaba? İlki "Sevgilim geri dön" mesajı taşıyor, ikincisi "Mutlu olabiliriz..."
Kaktüs mü; o da "Aşkımız için zorluklara katlanmak zorundayız" demek...

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Af mı kazanacak, intikam mı?   / 23-02-2004
 Bu geziye dikkat   / 22-02-2004
 Komşunun Neo-Con'ları   / 21-02-2004
 Baykal-Karayalçın   / 20-02-2004
 Tek yönlü yol   / 19-02-2004
 Ayna ayna, göster bana   / 18-02-2004
 Kısmetsiz geziler   / 17-02-2004
 Dostluk sınavı   / 16-02-2004
 Emirle zayıflamak   / 15-02-2004
 Bugün bana çiçek yolla   / 14-02-2004
ERDAL ŞAFAK
Sıra Fransa'da
Almanya Başbakanı Gerhard Schröder'in...
AHMET HAKAN COŞKUN
Yarış bitti
Adap ve erkana önem veren biri olarak "Ben...
MANSUR FORUTAN
Bir Kıllanan Adam yazısı
Geçtiğimiz hafta sonu CNN...
MEHMET BARLAS
Ufukta "Siyasal İslam" değil, artık "Liberal Demokrasi"...
ALİ KIRCA
Sizi seçeni seçin!
Türkiye yaklaşık dört hafta sonra...
SAVAŞ AY
Bu hamur bunca suyu kaldıracak mı?
Ahh ah!.. Aslında...
ÖMER LÜTFİ METE
Kürt muhabbetinde yeni ufuklar
Bazı okurlarım dün...
REFİK DURBAŞ
Uyuşturucuda 'paslı vuruş'
Öncelerİ uzak bir tehlike...
HINCAL ULUÇ
Alla Turca'nın kentinde, Alla Franca...
Hisse almam yasak
Hisse almam yasak
Aziz Yıldırım, büyük ilgi gören ve kısa sürede müthiş bir çıkış...
Favori yok
Favori yok
Futbolcularını uyaran Alman teknik adam "Biz daha iyi durumda...
Uzanlar'ın çiftlik evi cephanelik gibi çıktı
Uzanlar'ın çiftlik evi cephanelik gibi çıktı
Uzanlar'ın Sakarya'daki çiftlik evinde 25 tabanca, 10 uzun namlulu...
CHP'de 'aday bunalımı'
CHP'de 'aday bunalımı'
Adana adayı Özülkü'nün 'Şirinler Çetesi' ile birlikte gözaltına...
Sizin için çalışacağım
Sizin için çalışacağım
Almanya Başbakanı Schröder, Başbakan Erdoğan'a Türkiye'nin AB...
Güçbirliği İstanbul'a hazır
Güçbirliği İstanbul'a hazır
Sol ittifak İstanbul'da da oldukça iddialı. İlçe adaylarını genel...
 
    Ana Sayfa | Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon
Spor | Hava Durumu | Günaydın | Bizimcity | Sizinkiler | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin Sağlık | Cumartesi | Aktüel Pazar | Yaşama Dair | Sinema | Hobi
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.