| |
|
|
Hatıraların Gaziantep'i gerçeklerden çok farklı!
Gaziantep benim "Babavatan"ım. İki günlüğüne geldiğim bu kentte, nefes nefese dolaşıp hem yeni Antep'i anlamaya, hem de hatıralarımı yakalamaya çalışıyorum. "Antep Diasporası"nın üyeleri olan ve uzun yıllardır Antep dışında yaşayanlar, kenti, en son gördükleri tarih itibarı ile hatırlar... Yurt dışına göç etmiş Türkler için de böyle değil midir durum? Eğer 1960'ların başında gidip bir daha geri gelmedi ise, bir göçmen Türk için star denilince akla gelenler, Ayhan Işık'tır, Belgin Doruk'tur. Antep'ten 1950'lerde ayrılanlar için de, "Alleben'de cağırtlak kebabı yemek" veya Nakıb Ali'nin sinemasındaki bir film tanıtım konuşmasını dinlemek, önemli olaylardır. Oysa şimdi ne Alleben'de cağırtlak kebabı yeniliyor, ne de Nakıb Ali var. Benim hatıralarımdaki Antep de, böyle sanallaşmış görüntülerle dolu. Büyük amcam Dr. Mecit Barlas'ın, arkadaşları ile akşamüstleri buluştuğu Maarif Kahvesi yok artık. Ya da Bağevi'nde geçirilen bir yazın sonunda, biçilen buğdayların yakıldığı "frik" elde edilen tarlalar, şimdi apartmanlarla dolmuş. Ama yeni, daha canlı ve büyük bir "Gaziantep Gerçeği", her adımda karşınıza çıkıyor. Nüfusu milyona ulaşmış, Güneydoğu'nun her yöresinden göç alan ve Türkiye'nin sınai üretiminin yüzde 7'sini gerçekleştiren bir metropolis şimdi Gaziantep. NTV'nin yerel seçim çalışmaları dolayısıyla ziyaret ettiğim Gaziantep'te, karşıma önce "Celal Doğan Olayı" çıktı. Üçüncü dönemini Belediye Başkanı koltuğunda tamamlayan Celal Doğan, gerçekten, Antep'e yaptığı hizmetler ve bıraktığı eserlerle, damgasını vurmuş. 28 Mart yerel seçimlerinde, AK Parti'nin, 3 Kasım rüzgarı estireceği ve daha büyük oranlarla seçimi silip süpüreceği söyleniyor. Bu genelleme, kesinlikle Gaziantep için söz konusu değil. 28 Mart'ta, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanlığı yarışı, Celal Doğan (CHP) ile, diğer partiler ve adaylar arasında geçecek. Gaziantep'te Celal Doğan'ın oyları kendi partisinden de, diğer partilerden de daha fazla. Sade anketlerden değil, sokakta insanlarla yaptığım söyleşilerden de anlamak mümkün oldu bu gerçeği. Ancak, Gaziantep'te göç alan yeni yerleşim merkezlerini gezerken, başka bir gerçeğe daha tanık oldum. Yoksul, işsiz ve çaresiz kitleler için, ne yerel seçim, ne genel seçim fazla bir anlam taşıyor. Önce Güneydoğu'daki bölücü teröre karşı verilen mücadelenin yansımaları, sonra da 2001'in 18 Şubat'ında patlayan ekonomik kriz, bölge insanını perişan etmiş. Siyasetin gerçek gündeminin bu olması lazım. Bu çaresiz, işsiz ümitsiz insanlarla konuşurken, türban tartışmalarının ve rejim kavgalarının, ne büyük anlamsızlıklar sergilediğini görüyorsunuz. Şimdi bölgenin ümidi, Irak'ın istikrara kavuşması ve Irak'la ticaretin artması noktasına kilitlenmiş. Taşımacılık ve ticaret, sınırlı da olsa, başlayan Kuzey Irak ticareti ile biraz canlanıyor. Bir başka gerçek de, bu tablodan çıkartılır. Türkiye, Kuzey Irak'taki Kürt oluşumlarına karşı, ölçüsüz ve tehdit dolu tepkilerini artık kesmeli. Kuzey Irak'lı Kürtler'in istikrarı ve güveni, Türkiye'ye hem sosyal, hem ekonomik yararlar sağlayacak. Kuzey Irak, Türk ekonomik potansiyeline muhtaç. Bu ihtiyaç, Güneydoğu Anadolu'ya da refah sağlayabilir. Antep'ten anlatacak çok şey var özetle.
|