|
|
|
|
|
|
Ehliyetli deliler direksiyonda
Psikiyatrik tedavi gören hastaların koğuştan çıkıp direksiyon başına geçtikleri belirlendi. 3 bin sorunlu kişi arasında yapılan ankette, 193'ünün araç kullanmaya devam ettiği ortaya çıktı.
BAKIRKÖY Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Ayakta Tedavi Polikliniği'ne başvuran 3 bin hasta arasında yapılan anket çarpıcı bir gerçeği ortaya koydu. Ankete katılan hastalardan 193'ü ruhsal tedavi görmesine rağmen araç kullanıyor. Direksiyon başındaki hastaların üçte biri ise ağır araçları kullanıyor. Yollardaki tehlikeye işaret eden bu tablonun ortaya çıkması üzerine araştırma bu yöne kaydırıldı. 43'ü kadın olan 193 ehliyetli hasta incelemeye alındı.
YÜZDE 58'İ KAZA YAPIYOR Araştırma derinleştirildikçe tüyler ürpertici sonuçlar da ortaya çıkmaya başladı. Yüzde 58'i 'B' (otomobil gibi iki dingilli araç), yüzde 30'u da 'E' sınıfı (ağır vasıta) ehliyete sahip olan, yaşları 25 ila 65 arasında değişen bu 193 hastadan yüzde 58'inin kaza yaptığı belirlendi. Bu kazalardan yüzde 44'ü hasarlı, yüzde 13'ü de ölüm ve yaralamalı. Araştırmaya konu olan hastalardan yüzde 90'ınının en az bir, en çok 10 yıldır psikiyatrik rahatsızlığı olduğu, yüzde 48'inin de yatarak tedavi gördüğü tesbit edildi. Bu hastaların, yüzde 60'ının halen trafikte araç kullandığını, yüzde 62'sinin ise özel araç sahibi olduğu ortaya çıktı. Türkiye genelinde yaklaşık 500 bin civarında akıl hastası olduğunun altını çizen Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi 6. Psikiyatri Klinik Şefi Doç. Dr. Salih Yaşar Özden, araştırmanın ortaya koyduğu çarpıcı tabloyu yorumladı:
500 BİN AKIL HASTASI VAR "Bu toplum için inanılmaz bir risk taşıyor. Akıl hastalarının ellerinden sürücü belgelerinin alınması devletin işi. Biz hiç kimseyi ihbar edemeyiz. Ancak kimi zaman vicdani hesaplaşmalara girebiliyoruz. Düzce'de itfaiye şoförlüğü yapan bir hastam vardı. Bana otobanda araç kullanırken tam 20 dakika ters şeritte gittiğini söylediğinde dehşete kapılıp, başhekimliğimiz aracılığıyla çalıştığı yere yazı göndermek zorunda kaldık. Bunun gibi bir sürü örnek var ama elimizden bir şey gelmez." Akıl hastalarının trafikten men edilmesi için Türkiye'de herhangi bir yasal düzenleme bulunmadığını da vurgulayan Özden, sözlerini şöyle sürdürüyor: "Bu kişilerin tedavileri aksadığında bir anda ses duyup, halüsinasyonlar görebilir. Bunun trafikte yaratacağı tehlikenin boyutlarının kimse farkında değil. Trafikte 100 ceza puanını dolduran veya birden fazla ağır hasarlı, yaralamalı ve ölümlü kazaya karışanlar mutla psikiyatrik tedavi görmeli. Diğer ülkelerde birinin akıl hastanesine yatırılması mahkeme kararıyla olur.Yeniden sürücü belgesi verilip verilemeyeceğine de yine yasalar karar verir."
SÜRÜCÜYE DE MUAYENE GEREKİR Hukukçular ve trafik uzmanları, sürücü belgesi alabilmek için gerekli sağlık raporunda kişilerin psikolojik denetimden geçirildiğini ancak bunun sadece formaliteden ibaret olduğunu vurguluyor. Yürürlükteki yasaya göre ehliyet yenilemenin zorunlu olmadığını belirten uzmanlar, "Sürücüler, belli aralıklarla hem psikiyatrik hem de bedensel sağlık kontrolünden geçirilmeli. Bu yasalarla şart koşulmalı ve sağlıklı olduklar raporlarla belgelenmeli" diyor. İstanbul Trafik Vakfı Genel Müdür Vekili Kemal Polat şöyle konuşuyor: "Ehliyet alırken yapılan sağlık kontrolleri çok yetersiz. Ehliyet aldıktan sonra da bedensel ya da zihinsel rahatsızlık yaşayabilir. Ancak bu eğer ciddi bir kazaya karışırsa anlaşılabilir. Yasaya göre araçların bile belli bir kilometreden sonra muayenesinin yapılması şart. Ancak sürücüler için böyle bir zorunluluk yok. Sürücülerin belli periyodlarla her türlü sağlık kontrolünden geçirilmesi gerekir."
Pervin METİN
|
|
|
|
|
|
|
|
|