|
|
 |
 |
 |
|
| Bilgili biletini kesti!
|
|
Japonya'ya transferi gündemde olan Mansız, Samsunspor maçında bilerek kart görünce gözden düştü
BEŞİKTAŞ-Samsunspor maçının devre arası. Soyunma odasına inen Haşmet Kürüm, başkanın "Oyundan atılmayacaksın" talimatını iletiyor. Mansız ise isteyerek kendini oyundan attırdı.
ALTERNATİFİ VAR
DAHA düne kadar Mansız'a sahip çıkan Lucescu bile gelinen noktada itiraz etmiyor. Çünkü elinde Adrian Ilie var.
***
Atılmayacaksın
Başkan Bilgili, Samsun maçının devre arasında özel olarak uyarmasına rağmen kırmızı kart gören İlhan'ı bir kalemde sildi.
Şimdi size desem ki; "İlhan Mansız gönderilsin mi?" Biliyorum ki; "Gönderilsin. Ne Avrupa'da, ne Türkiye'de artık golü yok. Sıktı artık, gitsin" diyenlerden olacaksınız. Oysa, biz İlhan Mansız'ı "Tribünlerin, gençlik yüzü" diye sevmiştik. Çünkü; O isyankar ruhu, coşkulu futbolu, kural tanımaz aykırı yaşam-futbol anlayışı ile Beşiktaşlıların esas oğlanı olmuştu. Öyle ya...Tribünlerin esas oğlanıyken bir anda ikinci adam rolü verilen Ahmet Dursun bu yüzden bunalıma girip psikolojik tedavi görmüyor mu? Şunun altını çizelim; Beşiktaş starlarını çok sever. Golcülerini daha çok sever. Ama sevginin karşlığını veremeyip, hata yapanı ise gönderir. (Güven Önüt, Ali Gültiken, Feyyaz Uçar, Nouma ve son olarak Ahmet Dursun gitmediler, gönderildiler) İşte anlatmak istedigim nokta bu: Mansız Japonya'ya gitmiyor, gönderiliyor. "Neden" derseniz şunu derim: "Samsunspor maçının devre arası. Soyunma odasına inen Haşmet B. Kürüm, Başkan'ın talimatını iletiyor: Oyundan atılmayacaksın. Mansız ise bilerek ve isteyerek kendini oyundan attırıyor. Şimdi bir şey daha var. Daha düne kadar Mansız'a sahip çıkan Lucescu bile gelinen noktada itiraz etmiyor. Çünkü elinde Adrian Ilie var. Çok önemli bir ayrıntı daha var; O da Mansız'ın Japonya sempatisini paraya dönüştürmede ki inanılmaz bencilligi. Elbette Beşiktaş Mansız'ın o güzelim saçlarından bile para kazanacaktı. Ama Mansız 'Hayır' dedi. Eh yani, Beşiktaş'ta şimdi ona 'hayır' diyor.
Engin neden sorumlu?
Efendim bir de Beşiktaş'ın teknik üçlüsü, Sinan Engin-Lucescu-Feyyaz Uçar arasında bir sorun var. Sorunun kaynağı da Menajer Sinan Engin'in yetki ve sorumluluk anlayışı. Hadi diyelim ki Engin'i Alex Ferguson yapalım olur mu? Ya da Engin'i G.Saraylı Ali Yavaş konumuna getirelim. Hiç olur mu? Peki ne olacak? Beşiktaş'ta bu sorunun çözümü, yetki ve sorumluluk sınırlarının çok iyi çizilmesi. Sevgili Engin kendi konumunu tarif ederken, 'Başkan Serdar Bilgili ile geldim, onunla giderim' diyor. Yani Sevgili Engin çok güçlü ve kalıcı olduğunu söylemeye çalışıyor. (Sayın Başkan ölene kadar başkan ya!) Beşiktaş çok ciddi bu iki sorunu çözüyor. Ama bu çözümde Bursaspor galibiyeti inanılmaz rol oynadı. Eğer Bursa'dan yenilgi ile dönülseydi bu ikiliye bir üçüncüsü eklenirdi. Yani Lucescu'nun durumu. Dikkat ettiyseniz bütün bu olayları haberyorum olarak sizlere takdim ederken Başkan Serdar Bilgili'nin ismini bir kez bile yazmadım. Çünkü Sayın Başkan inanılmaz zeki. İkili ilişkilerde diplomat gibi. Beşiktaş Samsun ve Gaziantep krizinden çabuk çıktıysa, bu Başkan Bilgili'nin radikal kararları ve tavırı sayesinde oldu. Şu da var; Bilgili'nin temposuna yönetimden sadece ikinci başkan Sayın Hüsnü Güreli uyabiliyor. Ya da Güreli'nin temposuna Sayın Bilgili. Bu ikili olmasa Beşiktaş şampiyonluğu bu gün Fenerbahçe'ye teslim eder.
Trabzon'u yediler
'Hayır' mı dediniz? Bakınız; Fener- Trabzon maçına. Beşiktaş'ı test gibi kullanan hakemler Trabzon'un buz gibi gollük atağını ofsayt diye kesiyor; ters tarafta doğru uygulamayla "Ofsayt Ali Güneş'e" diyerek Ümit Özat'ın golünü veriyor. Trabzonspor'un da penaltısını vermediler. Fener medyası bunları niye yazmıyor. Bursa-Beşiktaş maçında hakem Selçuk Dereli ise faul olmadan, faul olmuş gibi Yasin Sülün'ü oyundan atacağını söylüyor. Sülün de kendi isteğiyle oyundan çıkıyor. Allah, allah!!!!
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
