kapat
29.03.2002
 GÜNAYDIN
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
banner
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 İSTANBUL
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPUS
 HYDEPARK
 İNANÇ
 ANKETLER
 SABAH
 FOTOMAÇ
 GÜNAYDIN
 ŞAMDAN
 CİNSELLİK
 EMİNE BEDER
 SABAH PAZAR
 KİTAP
 SİNEMA
 SANAT
 RENKLER
 GURME
 TARİH
 SUNNY
 HIGH-TECH
 YAT&TEKNE
 NET YORUM
 NET GÜNDEM
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 

Sorulara Cevaplar

Evli bir erkeğin kız arkadaşı olabilir mi? Sohbet etmek, yemek yemek veya denize girmek gibi şeyleri yapabilir mi? Bunları yaparken cinsi birleşmeyi düşünmediği halde hepsi yasak mıdır?

Evli bir erkek bir bayanla evlenmiştir. Ona sadakat sözü vermiştir. O bayan kendisini sadakatle evinde beklemektedir. Bu durumda o evli erkeğin de kendisini evinde bekleyen hanımı ile arkadaşlık etmesi gerekir. Onu alıp gezdirmeli, birbirini seven iki aşık olarak eş olarak sohbetler etmeli, yemeğe çıkmalıdır. Kısacası gönlünü eşi ile doldurmalı, onunla sohbetten zevk almalıdır.

Bir genç kız da bir evli erkekle ilgilenmekten sakınmalıdır. Onun sonunda hep acı ve ızdırap çıkar. Kendi acı duyar, o erkek acı duyar ve onun eşi acı duyar. Böylece elbette büyük günah olur.

Bir evli erkek genç kızlarla özel arkadaşlık kurmaktan sakınmalıdır. Efendim, bunda kötü niyet yoktur gibi şeylerle kendi kendini aldatabilir ama, başka kimseyi aldatamaz. Herkes her şeyi bilir, ama susarlar, görmezden ve bilmezden gelirler. Tabii sonunda ise o genç kız mutlaka zarar görür, perişan olur.

İşte, İslamiyet'in gayri meşru, cinsel içerikli ilişkileri yasaklamasının sebebi de budur, insanlara, özellikle de bayanlara ve çocuklara zarar vermesidir. Yoksa Allah'a zarar vermesi değildir. Allah'a hiçbir şey zarar veremez.

Bir evli erkeğin genç kızlarla cinsel içerikli özel arkadaşlığı daima kendisini evde bekleyen masum hanımın haklarını çiğnemeyi sonuç verir. Bu türlü şeylerden sakınmak ve evli erkeğin gönlünü kendi eşi ile doldurası gerekir. Bir de insan kendisini o eşinin yerine koymalıdır. Ahlak insanın gayrı meşru arzularını yenmesidir bir noktada... Ve ahlak dinin temel esaslarından biridir.

Benimle dargın ölen bir akrabama dua okudum, böylece onunla barışmış olur ve dargınlık günahından kurtulur muyum?

İki Müslüman'ın üç günden fazla dargın durması caiz olmaz denilmiştir bir hadiste. İnsanlar herhangi basit sebeplerden dolayı birbirine küsmemelidir, geniş yürekli ve hoşgörülü olmalıdır. Bugün kusur karşımızdaki insanda olur, yarında bizde olabilir. Dolayısıyla insanlar birbirini af edici, hoş görücü bir yaklaşımla karşılamalıdır.

Dargın olduğumuz kişi ölünce ona dualar okumamız gayet güzel ve doğru bir harekettir. Böylece de onunla manen barışmış olursunuz, yani siz barışma iradenizi ortaya koymuş bulunursunuz. Allah sizi de, onu da affeder.

İnsan ölünce, onun hakkında iyilik söylemek ve dua etmek düşer sağ kalanlara... Ölülerinizi hayırla anınız anlamındaki hadisin, bir anlamı onun kötü hallerini söylemeyin, iyi hatıralarını söyleyin demek bir anlamı da ona dualar eyleyin demektir. Biz ölmüşlerimize dua edelim, biz de bizden sonrakiler ederler...

"Hz. Muhammed'in Allah katında bütün insanlardan daha fazla sevilmesinin sebebi nedir? Neden alemlere rahmet olarak yaratıldı?"

Yüce Allah bütün insanları sevdiği için yaratmıştır. Allah'ın rahmeti bütün varlıklaradır. Rahmet sevginin ifadesidir. Elbette kendisine iman eden insanları ve insanlara gönderdiği peygamberlerini de daha çok sever, onlara daha çok rahmeti ile muamele eder. Hz. Muhammed'in son peygamber olması hasebiyle daha sevgili kulu olması tabiidir. Çünkü onun eli ile hidayete eren insan diğer peygamberlerinkinden daha çok olacaktır. O kıyamete kadar peygamberdir.

Hz. Muhammed alemlere rahmet olarak gönderilmiştir. Ayet böyle söylüyor (Enbiya Suresi: 107). Rahmet, mutluluk vermek demektir. Dolayısıyla Hz. Muhammed, insanlığa madden ve manen mutluluk sunmak üzere gönderilmiştir. "Eğer sen olmasaydın yerleri gökleri yaratmazdım" şeklindeki söz ayet veya hadis değildir. Bir şiirdir. Allah'ın Hz. Muhammed'i neden çok sevdiğinin sebebini kesin olarak bilemeyiz. Bizim için gerekli de değildir. Biz ona layık olalım yeter.

Niyetler amelden üstün olabilir mi?

"Müminin niyeti amelinden daha hayırlıdır" diye bir hadis vardır. Ancak bu, insanları daima iyi şeylere niyet etmek için teşvik anlamı taşır. Bir de bir insan güzel ve hayırlı bir işe niyet eder, ama o işi yapmaya muvaffak olamaz ise, işte, o kişinin iyi niyeti kendisine sevap kazanmaya vesile olur demektir. Bazen de insan bir işi yapmaya mükemmel biçimde yapma niyeti eder. Fakat, sıra işi yapmaya gelince birçok eksik ve yanlışlar ortaya çıkar. Böylece müminin niyeti amelinden hayır olmuş olur. Yüce Allah Müslümanların güzel niyetli işlerine de nice sevaplar yazdığı gibi, sadece güzel niyetlerini de zayi etmez, onlara sevaplar yazar.

Bize düşen her zaman iyi niyetli olmaktır.

Mest üzerine çorap giyiyorum. Bunun üzerinden abdest alabilir miyim?

Yalnız mestin üstüne meshetmek caiz, yalnız çoraba da meshetmek caiz, ikisini bir araya getirirseniz ona da meshetmek caizdir. Sizin yaptığınız şekilde hiçbir sakınca yoktur.

Meshetmek dinde bir kolaylıktır. Dinin çeşitli kolaylıkları vardır. Bu da onlardan birisidir. Nasıl rahat ediyorsanız öyle mesh edersiniz. Dini kendi elimizle zorlaştırmak doğru değildir.

Allah kabul eylesin... Abdestinizi rahatça alın, meshedin ve namazınızı kılın...

Travestiyim. Namaz kılıyorum. Kabul olur mu?

Yüce Allah'ın huzuruna çıkıp ona ibadet etmek hakkını insanın elinden hiçbir günah alamaz. İnsanlar şöyle veya böyle günah işlerler, günah işlemek insanların yaradılışından gelmektedir. Ama aynı insanlar iyilik de yaparlar...

Ahirette terazinin iki gözü vardır. Birine insanların iyiliği, diğerine ise kötülükleri konulur. Dolayısıyla insanlar günah da işler, sevap da yaparlar.

O nedenle siz elbette namaz kılacaksınız, iyilik yapacaksınız. Allah ile ilginizi devam ettireceksiniz. O ilgi size umut, heyecan ve teselli verir. Her insan gibi sizin de Yüce Tanrı'dan dilekleriniz olacaktır. Namaz içinde ve dışında dileklerinizi Allah'a dua olarak sunacaksınız.

Allah'tan ümit kesen dinden çıkar. Sonuç olarak herkes gibi siz de normal ibadetinizi elbette yapabilirsiniz. Allah'tan günahlarınızın affı için dilekte bulunacaksınız, her insan gibi... Yüce Allah'ın rahmeti ve affı sınırsızdır...

İşimiz varsa vakit namazlarını peşin olarak önceden kılabilir miyiz?

Fıkıh kitaplarına göre, vakit gelmeden namaz farz olmaz. O nedenle de önceden peşinen kılınan namaz farz değil, nafile olur.

Ancak, mesela, Şafii mezhebine göre, yolculuğa çıkan bir kimse o günün namazlarını peşinen kılabilir. Hanefi mezhebine göre de iki namazı birleştirme yapılabilir. Bu birleştirmede bir vakti öne almak da mümkündür. Öğle ile ikindi, akşam ile yatsı birleştirilebilir. Birleştirme sonrakini öne alma şeklinde de olabilir, öncekini sonraya erteleme biçiminde de olabilir.

Şu var ki bütün bunlar namazı bir şekil olarak, sayılı hareketler olarak kabul etmeye dayalıdır. Halbuki namaz aynı zamanda manevi bir tavırdır. Konuya böyle manevi gözlükle baktığımız zaman namazın zamanı daha farklı olur: Yani insan namazı huzurlu ve manevi haz almaya uygun olan bir ortamda kılmalıdır. Öylesi bir ortam ne vakit elde edilirse o zaman kılınır. Sadece namazın sayılı hareketlerini yapacağım diye baştan savma kılınmamalıdır.



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap


Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır