kapat
13.03.2002
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
banner
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPUS
 HYDEPARK
 İNANÇ
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 DİYET
 TATLILAR
 CİNSELLİK
 PAZAR SABAH
 KİTAP
 SİNEMA
 SANAT
 RENKLER
 GURME
 TARİH
 SUNNY
 HİGH-TECH
 YAT&TEKNE
 NET YORUM
 NET GÜNDEM
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 
Neden güldün?

"Dünya düşünenler için komedidir, hissedenler içinse trajedi..." Horace Walpole demişti sanırım. (18. Yüzyıl'ın ünlü gotik romancısı!)

Genel olarak doğrudur bu söz.

Çünkü bir yamukluğa, çıkıntıya, girintiye gülecek kadar aşağılarda gezinmiyorsak, hayatın gülünç yanlarını görmek için zekâmızı kullanmak gerekir çoğu kez.

Gözünüzün önüne getirin: Bir adamın merdivenlerden kayıp düşmesi acıklıdır ilk bakışta. Hele ayağı burkulmuş, incinmişse sizin de içinizin burkulması işten bile değildir.

Ancak sadece bir an durup düşünürseniz farkedersiniz ki, biraz önce ne kabadayılıklar yapmış, ne havalar atmıştır da bu adam; üç basamak bütün o havanın canına okumuş, mabadını gökyüzüne dikivermiştir. (Freud'yen psikanalizde "babanın düşmesi" gülünçlüğün temelidir!)

Hislerimize gelince... Onlar bizi hüznün, kederin kapısında nöbete diker!

Peki! Her zaman böyle midir?

Ya da... Türkiye'de böyle midir?

Hayır!

Biz hiç düşünmeden ve hisleriyle de gülmek durumunda kalmış bir ulus olmaya yüz tuttuk nicedir. Aksi takdirde ağlamaktan gözyaşlarımız kuruyacak; evlerimiz ölü evlerini andıracak.

Komedideki o "hafiflik", o neşe duygusu bizim için kederin "zekice" kotarılmış panzehiri filan değil; bizim için kederin kardeşi, en yakın dostu...

İyi ki de öyle! Başka türlü çekilmezdi bu yurdum insanı hayatı!

Ama işte insan bazen kendi kendine gülerken ya da başkasının gülmesi karşısında durup soruyor: Neden güldün?..

Düşününce insanın öfkesi kabarıyor çünkü; dili tutuluyor; umudu kırılıyor. Ya da saçma bir kayıtsızlık sarıyor insanı merhem olarak!

Neden güldün? Soru bu.

Bu soruyu Ömer Pınar oyun haline getirip yazmış. "Müzikli komedi" diyorlar...

Gencecik tiyatro sevdalıları canla başla oynuyorlar. Adları TO; yani "Tiyatrol Oyuncuları."

Beyoğlu'nda, Emniyet Müdürlüğü'nün yanıbaşında, Hit Kültür Merkezi'ndeki küçük sahnede "Neden Güldün?" sorusunun yanıtını güldüre güldüre arıyorlar iki saat boyunca...

Ben epeydir yıldızı tiyatroyla barışamayan birisiyim. Ancak oyundan hem keyif aldım, hem de ara ara boğazıma bir yumruk takıldı kaldı. (Bu arada oyunun esas adamı "Hayvan Herif"te Tekin Temel'in ve "Kapucü Avnü"de Ahmet Çevik'in çok başarılı olduklarını belirtmeliyim.)

Tiyatroseverler bu gençleri, oyunlarını izleyerek yüreklendirmeliler diye düşünüyorum.

***
Beni çok etkileyen bir sahnenin küçücük bir bölümünü burada aktarmadan yapamayacağım.

Hayvan Herif boynuna bir taş bağlamış. Denize atlayıp şu hayatta çektiklerine son vermeyi aklından geçiriyor.

Arkasından yaklaşan biri soruyor: "Ne o boynundaki, kolye mi?"

"Hııı" diyor Hayvan Herif; "kolye... Babam hediye etmişti, hiç çıkarmam boynumdan!"

Bir başkanın ayıbı
Kulüp başkanları gazetelerin dürüst habercilerinden hoşlanmayabilirler. Elinizi vicdanınıza koyup söyleyin: Objektif habercilik yapan hangi muhabir, baştan aşağı "sübjektif" başarılar peşindeki kulüp başkanlarını memnun edebilir? Bu kadarı onları ilgilendirir. Ama... Spor servisi müdürümüz İbrahim Seten'e "artık sizin gazetede başka bir muhabir çalıştıralım" türünde talihsiz bir cümle sarfedecek kadar ileri giden bir kulüp başkanı, karşısında onurlu gazetecilerden bir cephe bulacaktır. Haberi olsun!

Kulübe duyduğum saygı nedeniyle söz konusu kulüp başkanının adını köşemde yazmak istemiyorum. Ve bir özür bekliyorum.

Ya da... İbo cindir, yanlış anlamaz ya... İnşallah ortada bir "yanlış anlama" vardır!



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır