kapat
13.03.2002
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
banner
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPUS
 HYDEPARK
 İNANÇ
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 DİYET
 TATLILAR
 CİNSELLİK
 PAZAR SABAH
 KİTAP
 SİNEMA
 SANAT
 RENKLER
 GURME
 TARİH
 SUNNY
 HIGH-TECH
 YAT&TEKNE
 NET YORUM
 NET GÜNDEM
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 

Önce şükret sonra ekmek

Mutfağınız kutsanmış mı? Rezervasyon yaptırın. Mönüyü basan matbaacının yemeklerin başarılı olmasını niyetle işe başlayıp başlamadığını da soruşturun!

Hepimiz "dikkatli" olmalıyız. Elbette hatasız kul olmaz. Ama bazı hatalar... Hele affı zor bir zamana denk düştü ise... Yanmışsınız.

İşte iki gün öncesi, böyle ihtimam icap ettiren günlerdendi. 8 Mart Kadınlar Günü...

İnşallah bir yanlış yapmadınız ve kazasız belasız atlattınız. Ben şahsen bu tarz günlerden korkarım. Eskaza unuttunuz. İcaplarını yerine getirmediniz. Veya daha da vahimi, bu dünya nüfusunun yarıdan fazlasının kendisini fevkalade "fragile ve üstelik bilenmiş" hissetmek üzere programladığı 24 saat içinde, günün anlam ve ehemmiyetini zedeleyebilecek bir laf sarfettiniz. Hatta gaflet içinde, yazdınız. Geri dönüşü, öyle demek istemedi mi de yok. Yandınız. Kendi düşen ağlamaz. İşte bu kadar...

Peki bütün bu laflar niye? Anlatayım. Bir gazetenin kitap ekinde okuduğum tanıtım yazısı üzerine merakla bulup buluşturup okuduğum bir kitap var elimde. "Kutsal Yemek Sanatı" (D. Altman) Öyle bir dünyaya ait ki.

Daha doğrusu dünyalar arası bir "aralığa".

Nasıl desem, buna Frenkler "esoterik" diyorlar. Anlaşılmadı mı? Çoğu zaman ben de anlamıyorum. Ama arif olan anlıyor. Şıp diye. Ve bu "esoterik dünyası" daha ziyade, hadi artık bir seferde söyleyeyim. "Kadınlara" hitap ediyor. Akdeniz maço kültürünün ortasından bir sınıflandırma yaptım sanmayın. Durum tam böyle. Neden mi? Esoterik tabii ki sadece kadınlar için olmamakla birlikte daha çok onlara hitap ediyor, çünkü onların, bana anlatılan böyle, beyinleri "aydınlanmaya" daha açıkmış...

HERKESİN İÇ DÜNYASI KENDİNE
İşte bu lafı "8 Mart" öncesi söyleyip de kimselerin gazabına uğramak istemedim. Şimdi madem ki "ohal" kalktı açık konuşabiliriz. Bütün dünyada ışık hızıyla yayılan esoterik fikir ve vakıaları var. Hadi adını da koyalım bu bir iş, bir sektör haline geldi. Büyük paralar dönüyor. Peki ama muhtevası? Kısa ve kabaca özetlemek gerekirse kendi "iç dünyamızın keşfi" ve "diğer kaşiflerle olan alışveriş."

Eğer derseniz ki iç dünyam benim! Başkasına ne? Ya da başkasının iç dünyası da ona ait, ve mahremi! Değil mi? İşte bu durumda henüz "kalbinizin surlarını" indiremediğiniz açıkça ortaya çıkıyor. "Acınacak haldesiniz!"

Bakın sakın yanlış anlaşılmasın Mevlevilik ya da, Budizm gibi insanı arındıran, sanki farklı ve uzakmış gibi dururken şaşırtıcı benzerlikler içerdiği gözüken "kültürlerden", uzun ve çileli yollardan söz etmiyorum. Bir ticareti anlatıyorum. Bu konularda ticaret yüz kızartıcı da olsa, her zaman vardı. Şimdi küresel ölçekte ayyuka vardı. Aklınıza gelebilecek her alanda, her an fikir beyan edebilecek şeyhleri var. Örneğin yemek mi yiyeceksiniz. Daha önce mutfağın kutsanıp kutsanmadığını öğrenerek rezervasyon yaptırmalısınız. Ya da mönüyü basan matbaacının yemeklerin başarılı olmasını niyetle, işe başlayıp başlamadığını da soruşturmalısınız!

Nasıl? Ne diyeyim! Allah hepimize akıl sağlığı versin...

Hamuru karıp düşünceye dalın!
Sözünü ettiğim kitap, "Kutsal Yemek Sanatı" Donald Altman tarafından kaleme alınmış. Ela Gürdemir çevirmiş. Dharma Yayınları basmış.

Konunun erbabı Dharma ismini duyunca neden bahsolunduğunu anlıyormuş. Tabii benim böyle bir şansım yoktu. Sizin var mı bilemem? Bu nedenle kitaptan bir alıntı yaparak fikir sahibi olmanızı sağlamaya çalışacağım:

"Ekmek Pişirme Gizleri" adlı eserinde Cizvit Rick Curry, ekmek pişirme ya da herhangi bir mutfak işinde gizemin, malzemeye maneviyatı da ekleyerek başladığını söyler:

Ekmek pişirirken Vicdan Yoklaması da yaparım. Tarifi okuduktan sonra derin bir nefes alır, gevşer ve Tanrı'nın huzurunda olduğumu düşünürüm. Geçen yirmi dört saati anımsar ve yaşamıma giren iyi şeyleri sayıp bunlar için Tanrı'ya şükrederim. Hamuru karıp kabarmaya bıraktığımda bu yeni yaşamdaki yerimi düşünür ve ruhsal yaşamımda farkındalığımı arttırması için Tanrı'ya dua ederim. En son yaptıklarım, yapmadıklarım, düşüncelerim ve arzularımın Tanrı, kendim ve diğerleriyle ilişkim hakkında bana ne söylediğini incelerim. Aileme ve iş arkadaşlarıma nasıl davrandığıma bakarım. Son yirmi dört saat içerisinde başkaları için cömertçe bir şeyler yaptım mı? İçimde kızgınlık barındırıyor muyum? Dilimi tuttum mu? Başkalarının gereksinmeleri için dua ettim mi? Konuşmam kırıcı oldu mu? Sorunun mu, yoksa çözümün mü bir parçasıyım? Kibar mıydım? Tanrı'nın sevgiyle beni izlediğini anımsadım mı?"

Sakın en egsantrik bölümü naklettiğimi düşünmeyin. Ama umarım, kitabı anladınız. Artık neden bahsettiğini de tahmin ediyorsunuz...

Şefin Tabağı

Evin hamuruyla ekmek yapılır
Kitapta bahsolunan yolla olmasa da ekmek yapmak mümkün ve üstelik de keyifli bir iş. Spasso Restaurant'da da çok güzel ekmekler var. Aşçı Giovanni tarif etti. Bakalım tefekkür olmaksızın evde ne sonuç alacaksınız. 500 gr. un 10 gr. maya 250 ml. su 10 gr. tuz 1 yemek kaşığı zeytinyağı 1 yemek kaşığı doğranmış otlar: Biberiye, kekik ve mercan köşkü otu 1 adet taze domates 1 adet patlıcan 50 gr. tost kaşar peyniri kekik tuz ve karabiber.

EKMEĞİN HAZIRLANIŞI
Malzemeleri karıştırın, jelatin ile kaplayıp 1 saat bekletin. Hamuru düz hale getirin ve fırında 2-3 dakika kadar 180 derece ateşte pişirin. Domates ve patlıcanı dilimleyin, tuz ve biber ekledikten sonra fırında 4-6 dak. arasında pişirin. Peyniri dilimleyin. Ekmeğin üzerine domates, patlıcan ve peyniri ekleyin, peynir eriyene kadar fırında pişirin.



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap


Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır