kapat
13.03.2002
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
banner
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPUS
 HYDEPARK
 İNANÇ
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 DİYET
 TATLILAR
 CİNSELLİK
 PAZAR SABAH
 KİTAP
 SİNEMA
 SANAT
 RENKLER
 GURME
 TARİH
 SUNNY
 HİGH-TECH
 YAT&TEKNE
 NET YORUM
 NET GÜNDEM
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 

Petrol denizi üzerinde oturduğumuz doğru değil

Vatandaşın 'petrol karaya vuruyor ama Türkiye bakıyor' görüşünün doğru olmadığını söyleyen TPAO Genel Müdür Yardımcısı Mete Gürel, "Bu iş ticari bir iştir. Hobi diye yapılmaz" dedi

Diyarbakır'ın Ergani ilçesinde bulunan yüksek kalitede petrol Türkiye için umut olurken, gözler bir kez daha ülkedeki petrol rezervlerine ve arama çalışmalarına çevrildi. TPAO'nun, petrol arama ve işletme konusundaki uzman ismi Genel Müdür Yardımcısı Mete Gürel, kamuoyunda merak uyandıran bir dizi soruyu SABAH'a yanıtladı.

* Türkiye bir petrol denizinin üstünde mi yüzüyor?

Bu çok spekülatif bir konu. Türkiye'de muhakkak petrol var. TPAO şimdiye kadar 432 milyon varil petrol üretmiş.

Shell, Mobil gibi yabancı şirketlerin üretimi de 400 milyon varil. Yani bu ülkeden 800 milyon varili aşkın petrol üretilmiş. Petrolü bulmak için aramak lazım.

* Yabancı şirketlerin Türkiye'de petrol buldukları ve rezerv tutmak için bu kuyuları kapattıkları sık sık söyleniyor...

YABANCILAR MI ENGELLİYOR?
Petrolcülük ticari bir iştir. Sanat için ya da hobi için yapılmaz. Hayli pahalı yatırım gerektirir.

Örneğin Norveç, Kuzey Denizi'ni petrol aramalarına açıncaya kadar Kuzey Avrupa'nın en fakir ülkesiydi. Kuzey Denizi'nde her birinin maliyeti 25-30 milyon dolar olan 18 kuyu açıldı. Şirket, petrol bulmayacağı kanaatiyle çekilmeyi isterken son kuyuda petrol bulundu ve ülkenin kaderi değişti. Şimdi petrolcülüğü öğrendiler. Azerbaycan'da, Tayvan açıklarında petrol arıyorlar. Ülkelerine, dünyanın farklı bölgelerinden alternatif enerji kaynakları yaratıyorlar. Yoksa Norveç halkının parasını neden toprağa gömsünler ki?..

* Sondajlar sonucunda petrol bulan şirketler kuyuları neden kapatıyor?

Petrole ulaşılması, işletilebilir yani ekonomik olması anlamına gelmiyor. Günde 15-20 varil petrol üretebileceğinizi görüyorsanız, o kuyuları işletmezsiniz. Örneğin, petrolün varili 150 dolar olsaydı, üretime geçebilirdiniz. Ancak arama ruhsatları uzun süreli. Şirketler, teknolojik gelişmeleri dikkate alarak, rezerv toparlandıktan sonra tekrar sondaja başlayabiliyor.

* Uydu imkânları ile arama maliyetinin daha az olduğu, TPAO'nun yararlanmadığı söyleniyor...

Petrol araması için 70-80 ayrı parametre ile aynı anda çalışırsınız. Uydu görüntüsü de imkânlardan biridir. Ancak tek başına uydu görüntüsünü esas alarak yatırıma girişemezsiniz. TPAO'nun da uydu görüntülerini kullanacak yazılım programı var.

* TPAO'nun umutlu olduğu petrol alanları söz konusu mu?

Diyarbakır'daki kuyudan kaliteli petrol (34 gravite) bulundu. Ancak teste tabi tutulacak. Rezervin belirlenmesi için ilave sondaj yapılacak. Alaşehir'de petrole ulaştık. Ancak ekonomik değil. Yine de önemli bir veri. Bölgede özellikle Ege Denizi'nde işletilebilir rezerv olduğunun ipucunu veriyor. Ağırlık merkezimiz karada Güneydoğu Anadolu ve Trakya. Ayrıca Ege'de sismik çalışmalarımız, Karadeniz'de ortaklaşa petrol arama programımız var.

* Yurtdışında ne durumdayız?

Bütün hedefimiz, ülkenin ihtiyacını karşılayacak petrol üretimini gerçekleştirmek. Yakın coğrafyamızdaki petrol alanları ile ilgiliyiz. Azeri-Çıralı-Güneşli Projesi'nde günde 13-14 bin varil petrol üretimimiz var. Şahdenizi'nde 490 milyar metreküp doğalgazın yüzde 9'u TPAO'nun. Buradan TPAO'nun payına yılda 700 milyon metreküp gaz düşecek ve önemli bir gelir kaynağı haline gelecek. 2010 yılında 28 milyon varil petrol üretmeyi planlıyoruz. Öyle söylendiği gibi kule dikip beklemiyoruz.

* TPAO'nun yatırım bütçesinin yetersizliğinden söz ediliyor...

BÜTÇEMİZ YETERSİZ KALIYOR
Öyle 150 milyon dolarlık bir yatırım bütçemiz yok. Bu yıl için 28 milyon dolar. DPT, son 10 yılda KİT'ler içinde kısıtlı kaynakları ağırlıklı olarak TPAO'ya ayırmaya özen gösteriyor. Buna rağmen genel yatırım bütçesinin yetersizliğinden TPAO da nasibini alıyor.

* TPAO'nun, Adıyaman'da işletmeyi bıraktığı kuyulardan bir başka şirketin petrol bulduğu söyleniyor...

Bir sahayı ekonomik olarak verimli bulmaz ve çekilirsiniz. Bir süre üretim yapılmadığı için rezerv kendisini toplar. 1-2 ay üretim yaparsınız. Sonra yeniden ekonomik olmaktan çıkar.

* Bazı illerde petrolün yeryüzüne kendiliğinden çıktığı anlatılıyor...

KARAYA VURAN PETROL!
Türkiye, tektonik bir ülke. Yani fay hatlarının üstünde. Fay kırılmaları ile petrol yeryüzüne çıkabilir. Bafra, Adana, Isparta, Sivas ve Erzurum'da böyle olaylara rastlandı. Bu durumda petrol eğer yüzeye çıkmışsa, fay kırılması sonucu rezerv bir başka alana kaymış demektir: Ancak, bir bulgu değeri vardır.

* Hazırlıkları devam eden Petrol Kanunu Tasarısı'na ilişkin kaygılarınız neler?

Türkiye'de bulunan petrolün önemli bir bölümü ağır petrol. Bu petrolü, Tüpraş'ın alma yükümlülüğü var. Tasarı, Tüpraş'ın alım şartını kaldırıyor. Oysa Tüpraş, yerli petrolü, çeşitli ülkelerden ithal ettiği hampetrolle birlikte paçal olarak değerlendiriyor. Ağır petrolü satamazsa, TPAO sıkıntıya düşer. Bu noktanın gözönünde tutulması zorunlu.

Bütçe 14 kuyu açılmasına izin veriyor!
Petrol İşleri Genel Müdürlüğü tahminlerine göre Türkiye'de 5 milyar 771 milyon varil ham petrol, 15 milyar metreküp doğalgaz revervi bulunuyor. Hampetrol rezervlerinin değeri 127 milyar dolar, doğalgazın değeri ise 1.5 milyar dolar olarak hesaplanıyor. Türkiye'deki petrol yatakları çok derinde ve düşük gravitede olduğu için yaklaşık 41 milyon tonu üretilebilir değerde görülüyor. Halen 31 milyon ton yıllık petrol tüketimi bulunan Türkiye'nin ihtiyacının 2010 yılında 49 milyon tona, 2020 yılında 69 milyon tona çıkacağı öngörülüyor.

ABD petrol şirketleri kendi ülkelerinde ve dünyanın değişik merkezlerinde yılda 23 bin kuyu açıyor. Sadece geçen yıl Romanya'da 2 bin kuyu açıldı. Türkiye ise TPAO'nun kuruluşundan bugüne kadar geçen 48 yılda bin 600 kuyu açabildi. Yarım yüzyılda TPAO petrol arama faaliyetleri için 3 milyar dolar harcama yaptı. Bu yatırımların sonucunda bulunan petrolün satış değeri ise 9 milyar doları aştı. Ancak TPAO, yatırım bütçesi son 10 yılda adeta kuşa döndü. 1990 yılında 120 milyon dolar düzeyindeki yatırım bütçesi 1999-2001 yıllarında 15 milyon dolar seviyesinde devam etti. Bu yıl ise 28 milyon dolar ayrıldı. Bir kuyunun açılmasının maliyeti 2 milyon dolar olarak hesaplanıyor. TPAO'nun mevcut bütçesiyle ancak 14 kuyu açması mümkün görünüyor.

Okan MÜDERRİSOĞLU



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır