kapat
11.03.2002
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
banner
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPUS
 HYDEPARK
 İNANÇ
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 DİYET
 TATLILAR
 CİNSELLİK
 PAZAR SABAH
 KİTAP
 SİNEMA
 SANAT
 RENKLER
 GURME
 TARİH
 SUNNY
 HİGH-TECH
 YAT&TEKNE
 NET YORUM
 NET GÜNDEM
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 
Yoksa medyanın kompleksi mi?

Sporcularımızın sırtından kendi küçük komplekslerimizi tatmin etmekten vazgeçelim; yurt dışındaki basketbolcularımızı Michael Jordan, futbolcularımızı Maradona gibi yorumlamayı bırakıp onları gerçek değerleriyle sevip destekleyelim, demiştim ya...

NBA'deki gururumuz Hidayet Türkoğlu'na medyanın yaklaşımını ele alarak toplumsal zihniyetimizi eleştirdiğim yazıma (6. 3. 2002) okurlarımdan çok sayıda destek mektubu geldi.

Belli ki, birçok sporsever kendi sporcularımızı değerlendirirken medyanın olguları ezip büzmesinden, çarpıtmasından bıkmıştı!

Belli ki, herkes sporcularımızla övünürken "bilerek" övünmeyi istiyordu artık.

Belli ki, överken göklere çıkartma, eleştirirken yerin dibine batırma anlayışına artık kimse şakşakçılık yapmak istemiyordu. Zaten çağdaş ve kendine güvenen bir toplum olmanın önkoşulu da bu değil miydi?

O zaman ister istemez kendi kendime sordum: Yoksa bu kompleksin, bu yetersizlik duygusunun acısını çıkartmak için masalsı kahramanlar yaratma hırsı bize değil de, medyamıza mı ait?..

***
Buraya, gelen çok sayıda mektup içinden, ABD'de yaşayan ve NBA meraklısı üç okurumun mektuplarından birer bölümü örnek olarak alıyorum.

* Amerİka'da yaşıyorum ve Sacramento Kings'in neredeyse bütün maçlarını seyrediyorum. Hidayet'i de dikkatle izliyorum doğal olarak. Yazınızı okumadan önce Hidayet'in maçlarını izlerken, Hidayet'i formasından tutup şöyle bir silkelemek isterdim. Basket atıyor, defans yapıyor ama o yüzündeki bezgin ifade hiç gitmiyor. Yazınızı okuduktan sonra soruna parmak basabildim. Anladım, bezgin dediğim ifade "bana rağmen kaybediyoruz" ifadesiymiş. Hidayet ne yazık ki bizim habercilerin rüzgârına kapılmış. Nasıl kapılmasın? Kings'in Wizards'ı yendiği maçta en büyük gazetelerimizden biri "Hidayet, Jordan'ı ağlattı" diye başlık atmıştı. Bilmem, hatırlar mısınız? Chris Webber, Vlade Divac gibi yıldızların bulunduğu bir takımda bu çocuk basınımız sayesinde kendini Jordan gibi görmeye başlamış... Weber isabetsiz atış yapınca Hidayet kollarını yana açıp 'niye bana vermiyorsun' diyor. (Yavuz Kaynar)

* Çok İyİ bildiğiniz gibi Hidayet bu takımın ilk beşinde yer almıyor. Takımın yıldızı Chris Webber. Ayrıca Divac ve Stojakovic diğer yıldızlar... Doğaldır ki, ABD'de yaşayan bir Türk olarak Hidayet'in başarısından gurur duyuyorum. Ama izin verirseniz, şahsınızda tüm ülkeme bir şey söylemek istiyorum: Hidayet Türkoğlu bir basketbol oyuncusudur; kansere çare bulan bir hekim veya yeni bir galaksi keşfeden bir astronom değil! (Emre Tomin)

* Hİdayet hakikaten Türk basketbolunu gururlandıran bir isim ve Sacramento'da taraftarlar arasında çok seviliyor. Ben NBA'e olan ilgim nedeniyle basket maçlarını yakından izlemekteyim. Hidayet bir takım oyuncusu, fakat takım içinde kendisini sivriltecek bir performansı yok... Washington Wizards ile oynadıkları maçta bizim basının 'Hidayet, Jordan'ı sahadan sildi' yazısını öfkeyle okudum. Maçı seyretmesem inanırdım, ama... Hidayete gösterilen sevgi hepimizi gururlandırıyor. Ancak bir yerde de hakikatin çizgisini çekmek lazım. (Saruhan Hatipoğlu)

ALTYAZI
Danny: (Tess'e erkek arkadaşı hakkında soruyor) Seni güldürüyor mu?

Tess: Ağlatmıyor!..

(Soderbergh'in bizde şu anda vizyondaki filmi Ocean's Eleven'dan. Gönderen Gökçin Kabasakal'a teşekkürler)



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır