kapat
11.03.2002
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
banner
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPUS
 HYDEPARK
 İNANÇ
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 DİYET
 TATLILAR
 CİNSELLİK
 PAZAR SABAH
 KİTAP
 SİNEMA
 SANAT
 RENKLER
 GURME
 TARİH
 SUNNY
 HİGH-TECH
 YAT&TEKNE
 NET YORUM
 NET GÜNDEM
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 

Perihan Abla'yı kendinden utandıran 'suç'

Trafik müfettişi Perran Kutman 'ters yol'da bir arabayla karşılaşır. Öteki otomobili kullanan da sarhoş bir müfettiştir . Bir dönemin ünlü Perihan Ablası Perran Kutman da fahri trafik müfettişi.

Ama o diğerlerinden biraz farklı. 3 yıl önce müfettiş olduğu günden bugüne kadar hiç kimseye trafik cezası yazmamış. Utanç duyduğu bir olaydan dolayı 3 yıldır kendi kendini cezalandırıyor. "Ama artık kendimi affettim, ceza yazabilirim" diyen sanatçı, vicdanını kemiren, kendi deyimiyle "utanç verici" olayı şöyle anlatıyor: "Eşimle sinemadan çıkıp ters bir yola girmiştik. Soldan ters yöne girince 50 metre sonra Bağdat Caddesi'ne çıkıyorsunuz. Yoksa uzun bir tur atmak gerekiyordu. Karşıdan bir araba geldi. İşaret ettik, 'Bize izin verin ana caddeye çıkacağız' diye. İzin vermedi, sonra arabadan indi, fakat içkiliydi, üstelik o da fahri trafik müfettişiymiş. Kimsenin birbirine söyleyeceği bir şey yok. Neticede iki taraf için de bu bir suçtur. Neyse o günden beri utanç duyduğum için ceza yazmadım. Yani ben kurallara riayet etmedikçe nasıl ceza yazarsınız? Kendime küstüp kendimi cezalandırdım. Ama artık kendimi kendime affettirdiğimi düşünüyorum."

Hata yapanı yakalamak için kuralları çiğnedim
Kutman'ın 3 yıl sonra vicdan azabından kurtulmasında trafik polislerinin önemli payı var. Kutman anlatıyor: "Beynimde bir şey buldular. Acil röntgen çekilmesi gerekiyordu. Arabayla Talimhane'ye gittim. Orada bir trafik polisi gördüm. Dedim ki, bunu nereye koyabilirim? Polis şöyle bir baktı, 'Tepeme koy, tepeme' dedi. Şaşırdım, 'Doktora gideceğim, bunu nereye koyacağımı bilmiyorum' deyince, polis, 'Buraya bırak, ben bakarım' dedi. Döndüğümde arabam caddenin ortasında bıraktığım yerde duruyordu ve canım polis de başında bekliyor."

"Çengelköy'de kırmızı ışıkta beklerken bir polis bana yaklaştı, 'Size özür borçluyum' dedi. Nedeni sorunca anlattı: 'Bir kere selam verdim almadınız, o zaman sizi sevdiğime lanet etmiştim. İki gün sonra gazete okudum, büyük bir ameliyat olmuşsunuz, hastaymışsınız. Ama biz seyirciler böyleyiz, sizlerin ruh halini hiç bilmeyiz, o anda hüküm giydiririz. Sizden özür dilerim."

Bir başka ünlü fahri trafik müfettişi de Ankara Sanayi Odası Başkanı Zafer Çağlayan... O teknolojiyi en iyi kullanan müfettişlerden. Sürekli yanında dijital teybini bulunduruyor. Trafikte seyir halinde cezaya karar verirse, aracın plakasını teybe okuyor, işyerine geldiğinde ceza makbuzlarını dolduruyor. Ama Çağlayan'ın son bir yılda teybi durmuş, nedeni oldukça anlamlı:

Hata yapanı yakalamak için kuralları çiğnedim
"Ceza yazmamaya özen gösteriyorum. Ama kırmızıda geçilmesine, arabadan çöp atılmasına dayanamıyorum. Ancak son bir yılda kriz nedeniyle vatandaşın durumunu düşünerek trafik cezası kesmedim. Ne yalan söyleyeyim ceza yazmaya elim gitmedi."

Çağlayan hiç kimsenin trafikte dokunulmazlığının olmadığını düşünüyor: "Cumhurbaşkanı ya da vali; hiç farketmez. Eğer hatalarını görürsem babam olsa bile ceza yazarım."

Çağlayan müfettiş olduktan sonra iki kez hız sınırını aşmış ama "Kendi kendime ceza yazamadım" diye hayıflanıyor: "Bir seferinde kırmızda geçen birini takip edip ceza yazabilmek için hız sınırı geçmek zorunda kaldım. Bir başka zaman da aracının camını açıp dışarıya kül tablasını boşaltan birine o kadar çok sinirlendim ki, yakalamak için hız sınırını geçmek zorunda kaldım. Bir nevi görev sırasında hız sınırını aşmak zorunda kaldım. Ayrıca bir fahri trafik müfettişi hız sınırını geçti diye ceza yazamıyor, çünkü radar tespiti gerekiyor."

Ancak Çağlayan da cezayla karşılaşmış. "Antalya'ya gidiyordum, polis durdurdu, saatte 140'la gittiğim için 83 milyon lira ceza ödedim. Ama bu ceza benim ilk cezam oldu, son olur diye de umut ediyorum" diyor.

-BİTTİ-

4 yılda 800 ceza kesen dil profesörü
Türk Dil Kurumu üyesi Prof. Nevzat Gözaydın, en ilginç simalarından; adeta hafiye gibi çalışıyor. 4 yılda, 16 defter bitirmiş. Yani, 800 ceza makbuzu düzenlemiş. Çalışma yöntemi ise parmak ısırtacak cinsten: "Kızılay'da yayalara yeşil ışık yanarken bir ticari taksi geçti. Hemen müdahale edip el kaldırdım, beni müşteri sanıp durdu, ön tarafa oturdum. Şoför sordu, 'Nereye gidiyoruz'. Kurtuluş Trafik Ekipler Amirliği'ne gideceğimizi söyleyince, adam hemen paniğe kapıldı, 'İn aşağı' dedi. Kimliğimi açıklamadım bir süre tartıştık. O arada bazı vatandaşlar 'affet' diye aracı bile oldu. İnmek zorunda kaldım ama sonra cezayı yazdım."

"TBMM" plakalı araçlar da hafiye profesörden kurtulamamış: "Meclis'in Ayrancı kapısından çıkan araç kırmızıda geçti. Aracı durdurdum. Adam şaşırdı. Kırmızı ışıkta geçtiğini söyleyince 'Git işine, ben mecliste çalışıyorum' diyerek çıkıştı, sonra gaza basıp gitti. Ceza yazdım."

Prof. Gözaydın kötü niyetli müfettişlerden de yakınıyor: "Seminerde anlattılar. Müfettişin biri hep aynı araca ceza kesiyormuş. Araştırmışlar, adam, komşusuna gıcıkmış. Kendi aracını park ettiği yere daha önce gelip park ederse hemen ceza kesiyormuş. Belgesini iptal ettiler tabii."



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır