kapat
11.03.2002
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
banner
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPUS
 HYDEPARK
 İNANÇ
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 DİYET
 TATLILAR
 CİNSELLİK
 PAZAR SABAH
 KİTAP
 SİNEMA
 SANAT
 RENKLER
 GURME
 TARİH
 SUNNY
 HIGH-TECH
 YAT&TEKNE
 NET YORUM
 NET GÜNDEM
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 

Fenerbahçe: Kötü ama istekli oynuyor

Antalyaspor-Fenerbahçe maçını isterken, yanımıza gelen bir arkadaş, "Fener nasıl" diye sordu. Gözümüz ve kalbimiz maçta, ağzımızdan, "Kötü ama istekli oynuyor" sözleri çıktı. Bunun üzerine bir kahkaha koptu. Gülünme sözün eğlenceli ama yanlış olduğunu düşündürür insana. Halbuki gerçek tam da buydu...

Ayrıca yine paradoksal gibi görünen bir durum vardı maçta: Fenerbahçe, Antalya'da ikinci yarı tek kale oynadı ama kötü oynadı. Ve bir başka veri daha: Bir ara topla oynama yüzdesi yüzde 60'a yüzde 40, Fener'in lehineydi.

Bu veriler bana Prof. Tahmin Yücel'in, yazar Orhan Pamuk hakkındaki bir eleştirisini hatırlattı: "Kötü cümleler kurarak, iyi roman yazılabilir mi" diye sormuştu Prof. Yücel...

Orhan Pamuk'un, Kara Kitap adlı romanı piyasaya çıkmıştı. Çok tartışılıyordu. Birçok kişi övüyordu kitabı. Bunun üzerine Tahsin Yücel romanı didik dik edip, örnekler vererek şu sonuca varmıştı: "Kara Kitap'taki cümleler kötü ve yanlış. Kitap düşük cümleden geçilmiyor." O kötü cümleleri tek tek saptadıktan sonra da sormuştu: "Kötü cümlelerle, iyi bir roman yazılabilir mi?"

Prof. Yücel haklı mıydı? Elbette. Doğrusunu isterseniz verdiği örnekler çok çarpıcıydı. Orhan Pamuk gibi bir romancının yapmaması gereken hatalarlar doluydu roman.

Ama bir başka gerçek daha vardı: Birçok kişi bayılmıştı Kara Kitap'a. Çok satan, çok tartışılan bir roman olmuştu. Kötü cümlelerle kurulmuş, "iyi" olmasa bile "ilginç" bir roman vardı karşımızda. Belki konusu... Belki kurgusu... Okurlar sevmişti işte...

Fener'in durumu da işte o romana benziyordu Antalya'da. Sürkeli pas hataları yapılıyordu... Daha önce yine burada sözünü ettiğimiz gibi hiçbir "ikili kurgu" yoktu: Yani futbolcular iki kişilik mini organizasyonlar (örneğin geçen yıl Revivo ile Serhat'inki gibi) yapamıyordu.

Futbolun en temel unsurlarından biri olan "topu boş adama vermek" sanki unutulmuştu. Aaa, pardon, bir şeyi unuttum: Boş adamlara bol bol top atıldı ama ne yazık ki o oyuncular ofsayt pozisyonundaydı!

Bu maç için bir saptama daha yapalım: Maçı kurtaran ama aynı zamanda takımı riske sokan oyuncu ise ikinci yarı giren Yusuf'tu... Türkiye'de pek az oyuncu onun gibi dar alanda üst üste çalım atabiliyor. Simao'nun yerine giren Yusuf, bu becerisini de kullanarak harika pozisyonlar yarattı, orta sahayı biraz olsun toparladı. Ama aynı Yusuf, 7 küsur metrelik koca kaleye topu yuvarlayamadı. (Burada hatırlatmanın zamanı: Mustafa Denizli'nin gitmesine neden olan oyunculardan biri de boş kaleye topu atamayan Yusuf'tur... Özellikle de

Kadıköy'deki Denizlispor maçında...)

İşte böyle tezatlarla dolu bir maçtı Antalyaspor deplasmanı Fener için. Peki nasıl oldu da kazandı? Bu soruya cevap verirken yine başa dönüyoruz işte: Kötü ama istekli oynadı futbolcular. Ama "takım" değil "futbolcular". Çünkü ligin bitmesine 8 hafta kaldı. Fener belki de şampiyon olacak. Ama ortada hâlâ "takım" oyunu yok.

Bu inanılmaz bir durum. Hele hele, özellikle Anadolu kulüplerinin, takım oyunu oynayıp, üç büyüklere kök söktürdükleri bir çağda, takım olmadan başarı kazanmak gerçekten ilginç... Hatta saçma!!! Ama oluyor işte.

Fener kazanıyor... Biz taraftarlar mutlu oluyoruz... Umutlanıyoruz... Özellikle takımın 70'inci dakikadan itibaren oyundan düşmeyip, hatta tersine tempoyu artırması umut veriyor tüm Fenerliler'e... Ama bütün bunlar yetmiyor işte... İçimizde hep bir ukte kalıyor...

Ve bunca maçta sonra ben kime üzülüyorum biliyor musunuz? Onca emeği, teri, özverisi her an boşa gidebilecek olan Johnson'a!!!



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap


Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır