kapat
11.03.2002
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
banner
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPUS
 HYDEPARK
 İNANÇ
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 DİYET
 TATLILAR
 CİNSELLİK
 PAZAR SABAH
 KİTAP
 SİNEMA
 SANAT
 RENKLER
 GURME
 TARİH
 SUNNY
 HİGH-TECH
 YAT&TEKNE
 NET YORUM
 NET GÜNDEM
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 

Ölüm kapının önünde

Sokağa çıkarken "Acaba bomba patlar mı" diye düşünüyoruz artık. Çünkü Filistinli militanlar turistik kentlerin içine de saldırmaya başladı. Ortadoğu'da bahar hep ışıltılı, rengarenk olurdu.

Bombalar patlar, Türkiye'den arkadaşlar arar, ancak cevabım hep aynı olurdu: Merak etmeyin, burada her şey yolunda, olaylar bizden çok uzakta!.. Ta ki, düne kadar... Eylül ayındaki Sbarro'daki büyük patlamadan sonraki inişli-çıkışlı bir grafik izleyen sıcak çatışmalar, İsrail'de günlük yaşama ve bahara gölge düşürdü. Daha önce toplu taşıma araçlarında ve kafelerde patlayan bombalardan sonra İsrail'de yaşamanın nasıl bir şey olduğunu soran dostlara, gönül rahatlığıyla gelmelerini tavsiye ediyordum. Hatta, televizyonların yaptıkları haberleri izleyen yakınlarıma "Onlar haberci, olayı büyütmek için böyle yapıyorlar" diyordum. Çünkü baharı bekliyordum.

Baharda patlayan bir bomba sonrasında endişeli bakışlar olmayacaktı. Hiç durmadan çalan telefonlar, ter damlacıklarının damla damla terlettiği alınlar, acaba yakınlarımız oralarda mı diye endişe eden insanlar, ağlayan çocuklar ve her gece yatarken acaba bu akşam bizim evimiz vurulacak mı korkusu duyan aileler olmayacaktı.

EVDEN ÇIKAMIYORUM
Bahar beklediğim gibi gelmedi. Artık her dini tatil sonrasında kafelere giderken ve dışarı çıkarken ben de kendime "Acaba bomba patlar mı?" sorusunu soruyorum. Özellikle son saldırıların ardından evimden çıkamıyorum. Korkunun iki temel nedeni var: Filistinli militanlar daha önce hiç saldırı düzenlemedikleri turistik kentlerin içlerine kadar girebilmişti. Dahası Başbakan Ariel Şaron'un Eski Kudüs'teki resmi konutunun bulunduğu sokağa bile sızabilmişlerdi. Son olaylar alınan güvenlik önlemlerinin terörü engelleyemediğini göstermişti.

Güvenliğim konusunda endişelerim hiç bu kadar olmamıştı. Önceki gece Netanya'da bir otele düzenlenen saldırı ve hemen ardından Kudüs'te patlayan bomba tedirginliğimi doruk noktaya vardırdı. Gazeteler polisin alarma geçtiğini açıkladı. Hatta bununla kalmayıp Tel Aviv'de merkezi bir yerlerde intihar saldırısı beklediklerini yazdı.

Gazeteleri okuyana kadar dün pazara gitmeyi planlıyordum. Tel Aviv'de saldırı düzenleneceğini öğrenince, çekindim. Arap mahallesindeki pazara saldırı olabilirdi... İsrailli arkadaşlarım sabah aradığında "Sakın çıkma" dediler. Sanki içimden geçeni okumuşlardı. Çok değil, daha iki gün önce Tel Aviv'de silah sesleri duyulmuştu...

BARIŞ BAŞKA BAHARA
Ve dün tüm korkular, endişeler yetmezmiş gibi Şaron da İsrail'in bir savaşta olduğu ve gerekenin yapılacağını açıkladı. Hatta Arap bölgelerinin yönetiminin askere verilmesi bile görüşüldü. Generkurmay Başkanlığı'ndan yapılan açıklama, sefer-görev emri olan askerlerin silah altına alınabileceği yönündeydi. Saat 14.00'te yapılan açıklama bu kararın kesinleştiğini ortaya koydu.

Bölgede sıcaklık 28 derece ama olaylar daha da sıcaklaşacağa benziyor. Evet, bahar geliyor ama öyle şen-şakrak ve neşeli değil buralar..

Eğer barışı soracak olursanız, cevabım çok net: Barış bir başka bahara...

Cehenneme çevirdiler
Filistinli militanlar önce İsrail polisi kılığında bir oteli bastı. Sonraki hedef, Şaron'un evinin yakınındaki bardı:12 kişi öldü. İsrailliler de Arafat'ın Gazze'deki malikânesini yerle bir etti

Fİlİstİnlİ teröristlerin önceki gece düzenlediği saldırılarda 13 kişi hayatını kaybetti, 100'e yakın kişi de yaralandı. Misilleme yapmakta gecikmeyen İsrail, Filistin yönetiminin Gazze'deki ana karargahına bomba yağdırdı.

İlk saldırı önceki akşam 20.30 sularında turistik Netanya kentinde düzenlendi. İsrail polisi kıyafeti giyen Filistinli 3 militan bir oteli yaylım ateşine tuttu. Teröristlerden biri otelin içine dalarak içerde bulunanlara kurşun yağdırdı; diğer ikisi ise yoldan geçenlere ateş açmaya başladı.

TAM 2 SAAT SONRA...
Filistin lideri Arafat'a bağlı El Fetih örgütünün silahlı kanadı olan El Aksa Şehitleri Tugayı'nın üstlendiği saldırıda, aralarında 9 aylık bir bebeğinde de bulunduğu 2 kişi hayatını kaybetti, 35 kişi yaralandı. Saldırganlar İsrail polisi tarafından öldürülürken, çatışmada teröristler tarafından rehin alınan bir İsrailli kadın da hayatını kaybetti. Filistinli militanların ilk kez bir turistik kente saldırı düzenlemesi İsrail'de şok etkisi yarattı.

Bu olaydan 2 saat sonra Filistinli bir intihar komandosu Kudüs'te, İsrail başbakanı Ariel Şaron'un resmi konutunun 100 metre ilerisindeki bir cafede kendini havaya uçurdu. Cumartesi gecesi olması nedeniyle tıklık tıklım dolu olan cafede meydana gelen şiddetli patlamanın ardından ortalık kan gölüne döndü. Saldırıda çoğunluğunu gençlerin oluşturduğu 11 kişi ölürken, 50 kişi yaralandı.

Filistinli militanların, Kudüs'ün en elit kesiminde bulunan ve giriş çıkışları polis kontrolü altında bulunan sokağa ellerini kollarını sallayarak nasıl girdikleri ise anlaşılamadı. Saldırı sırasında Şaron'un konutunda bulunmadığı ve saldırının Şaron'a yönelik olmadığı açıklandı.

MİSİLLEME GECİKMEDİ
Bu saldırıların hemen ardından İsrail'in misillemesi geldi. İsrail helikopterleri Filistin yönetiminin Gazze'deki ana karargahına saldırdı. Filistin lideri Arafat'ın yabancı konukları kabul ettiği karargâh, 35 füzeyle yerle bir edildi. F-16 savaş uçakları da karargahın çevresindeki hedeflere füze yağdırdı. Kuvvet 17'ye ait 3 kontrol noktasıyla Filistin güvenlik birimlerinin bulunduğu bir binanın hedef alındığı saldırılarda 20 kişi yaralandı.

Gazze'den birkaç dakika sonra bir F-16 savaş uçağı da Nablus kentinde Arafat'ın karargahlarına füze saldırısında bulundu. Savaş gemileri ise Ramallah'taki Amari mülteci kampına iki füze fırlattı. Filistin güvenlik kaynakları olayda can kaybı olup olmadığını bilmiyor. Bu arada yine Batı Şeria'da Kudüs yakınlarındaki bir bölgede iki Filistinli otomobillerinin havaya uçması sonucu öldü.

Bakanlar savaş istiyor
İsrail kabinesi alınacak güvenlik önlemlerini tartışmak üzere dün sabah erken saatlerde Başbakan Ariel Şaron başkanlığında olağanüstü toplandı. Toplantıda bakanlar Şaron'a savaş çağrısı yaptı. İçişleri Bakanı Eli Yishai "Filistin tarafı ateşkes için yalvarana kadar saldırılara devam etmeliyiz" diye konuştu. Şaron da "Savaştayız. Hepimiz birarada durmalı ve bu terör dalgasına dayanmak için her çabayı harcamalıyız" dedi. Toplantıdan çıkan kararı bir yetkili "Terörü durdurmaya yönelik, düzenli saldırılara birkaç hafta daha devam edeceğiz" diye açıkladı.

Savunma Bakanlığı'ndaki bir diğer toplantıda ise Batı Şeria'nın önemli bir bölümünün işgal edilmesini ve mülteci kamplarına yönelik operasyonlara devam edilmesini öngören bir plan gündeme geldi.

Şiddet şiddeti doğuruyor
Filistin yönetimi, İsrail'in Filistin lideri Arafat'ın Gazze'deki karargahına düzenlediği saldırıyı İsrail Başbakanı Şaron'un izlediği politikanın iflası olarak değerlendirdi. Filistin yönetiminden yapılan resmi açıklamada saldırının "Filistin ulusal egemenliğine indirilen ağır bir darbe" olduğu belirtildi. Arafat'a yakın bir yetkili de "Şiddet şiddeti doğuruyor. Bu Şaron politikalarının iflası demek" dedi. Ortadoğu'da şiddet olaylarının alevlenmesi ABD'yi harekete geçirdi. Bush, Ortadoğu Özel Temliscisi Anthony Zinni'yi bölgeye göndermeye karar verdi.

Salih BIÇAKÇI



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır