kapat
19.02.2002
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
Limasollu
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPUS
 HYDEPARK
 İNANÇ
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 DİYET
 TATLILAR
 CİNSELLİK
 PAZAR SABAH
 KİTAP
 SİNEMA
 SANAT
 RENKLER
 GURME
 TARİH
 SUNNY
 HİGH-TECH
 YAT&TEKNE
 NET YORUM
 NET GÜNDEM
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 

Bir nefes sıhhat

Şu dünyada hangi kente gitsem, oranın en bulaşık anjin, grip virüsünü, mikrobunu almak gibi garip bir huyum var.

Tecrübeyle sabit!

Bu sefer de Paris'te böyle bir virüs musallat oldu başıma. İstanbul'a gelmemle birlikte de beni yatağa düşürdü.

Otuz dokuz ateşten beyniniz keçeleşiyor, burnunuz ve boğazınız biber gibi cayır cayır yanmakta, kulaklarınızda bir uğultu; üstüne üstlük bir de öksürük.

Her zamanki gibi; her ikisi de doktor olan Alptekin çifti yetişti imdadımıza. (Öteki doktor arkadaşların da hakkını yemeyelim. Az kahrımızı çekmemişlerdir.)

Doktor Yıldız Alptekin'in ilginç bir tedavi tekniği var: Soğukkanlılıkla arkadaşlığı, otoriteyle sevecenliği ustalıkla dengeleyip sizi öylesine muma çeviriyor ki, derhal emri altına giriyor ve dediklerini harfiyen uygulamaya başlıyorsunuz.

Eser daha yufka yürekli bir doktor olduğu ve arkadaşlarına hiç kıyamadığı için, biraz sertlik gerektiren bu tedavileri eşine bırakıyor.

Sekiz saatte bir antibiyotik (gece üçe rastlıyor biri), dekonjestan, öksürük söktürücü, antienflamatuar gibi birçok silahı eline alıp, bunları zaman zaman azaltıp, zaman zaman çoğaltarak, birleştirip ayırarak ahlâksız virüse hücum ediyor.

Sizin gövdeniz zaten savaş alanına dönmüş olduğu için, hiç sesinizi çıkarmadan kuzu kuzu boyun eğiyorsunuz söylenenlere.

Diyeceksiniz ki hastalıktır geçer! Doğru ama, işin içinde bir de önemli seyahat var. Onu becerip beceremeyeceğimi henüz bilemiyorum.

Kitabımın Kore dilinde yayımlanması nedeniyle, yayıncım beni Seul'e davet etti.

Uzun hazırlıklar yaptılar. Basın toplantıları, televizyon görüşmeleri, gazeteci mülakatları belirlendi.

Bu arada Seul'deki Barış Konferansı'nda bir de konuşma yapmam istendiği için onu yazıp gönderdim. Kitapçığa basıldı.

Şimdi bu kadar hazırlıktan sonra telefon edip de gelemeyeceğimi bildirmek zor geliyor: sanki onlara çok büyük bir ayıp yapacakmışım gibi hissediyorum kendimi.

Öte yandan 11 saatlik uçak yolculuğu da gözümde büyüyor.

Hele dolu sinüslerle uçmanın ne demek olduğunu bilen bilir! Allah düşmanıma vermesin.

Bu arada gazete yazısını da yazmam gerekiyor.

Oturup düşünüyorum ne yazayım diye: Bu sersem kafayla ne yeni oluşumlardan söz etmek yakışık alır, ne solun amip gibi bölünme saplantısından.

O zaman en iyisi diyorum, ben okurlarıma sağlıktan söz açayım. Şu anda bir sağlık sorunları yoksa, başları ağrımıyor, gözleri kararmıyor, kulakları zonklamıyorsa kendilerini mutlu hissetmeleri gerektiğini bir kez daha hatırlatayım.

Sultan Süleyman bile söylemiyor muydu bunu!



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır