kapat
03.02.2002
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
banner
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPUS
 HYDEPARK
 İNANÇ
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 DİYET
 TATLILAR
 CİNSELLİK
 PAZAR SABAH
 KİTAP
 SİNEMA
 GURME
 TARİH
 SUNNY
 HİGH-TECH
 YAT&TEKNE
 NET YORUM
 NET GÜNDEM
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 
Aşk bu kadar mı güzel anlatılır..

Zaten bizde sinema eleştirmenleri fena halde saldırınca "Bu filmi mutlak görmem gerek" demiştim.. Hele saldıracak fazla şey bulamadıkları için, kahramanların ingilizceyi Akdeniz aksanı ile konuşmasıyla dalga geçince.. İngilizceyi, BBC aksanı ile konuşan bir Yunanlı Zorba bir Anthony Quinn düşünebiliyor musunuz?..

Buram buram Akdeniz kokan filmin tüm lezzeti bu aksandan geliyor.. Bu aksan olmasa, Yunanlılar ve İtalyanlar ayni aksanla konuşmasalar, tam Aryan aksanı ile konuşan Almanlar'dan nasıl ayrılırlar?.. Filmin başından sonuna vurgulanan bu sembolizm olmasa, adayı işgal için gelen iki taburdan, İtalyan olanın, sonunda Yunan partizanlarla ölüm pahasına işbirliği yapıp, Almanlara savaş açması inandırıcı olur mu?..

Bunu hissedemeyen, sezemeyen, göremeyen nasıl eleştirmen olur?..

Olur.. Çünkü kitabı "Bestseller oldu" diye, filmi de Amerikalar çekti diye yerin dibine sokan, eleştirmen olur bu ülkede..

Ön hükümsüz okuyan, yazan, dinleyen değil..

Aslında ben bu filmi hissedemeyenlere fena halde üzülürüm.. Ya hissediyor ama, ayıp olur diye yazamıyorlar, üzülürüm. Ya bu duyuyu hiç yaşamamışlar.. Boş yaşamışlar, boşuna yaşamışlar yani, ona üzülürüm..

Klişe imiş.. Klişe senin beynimnde dostum.. Senin beyninde asıl..

Aşkı bu kadar güzel anlatan bir film daha, az gördüm hayatımda..

George Sand'ın bir sözünü aldım, bugün, köşemde..

İnsan adlı hiçbir yaratığın aşka emir veremeyeceğini söylüyor..

Film de işte tam bunu söylüyor..

Minicik bir ada.. Herkes herkesi tanıyor, biliyor, nefes alışını izliyor..

Başkent teslim olunca, adayı düşman tek kurşun atmadan işgal ediyor.. Adanın en güzel kızı, üstelik işgalcilerle yeraltı savaşı yapan partizanların lideri ile nişanlı..

Şimdi bu kızla, işgalci düşman arasındaki aşk kadar imkansızı var mı?..

Kızın babası, dünyanın her yerinde her babanın kızına söylediklerini söylüyor..

"Bir ailenin onuru, kadınlarının davranışına bağlıdır. Bu niye böyledir bilmem" diye başlıyor.. Kızının sevdiği yüzbaşından hoşlandığını da söylüyor.. Ama..

İşte o "Ama.."dan sonrası var ki..

Anlatıyor baba..

"Teknik açıdan yüzbaşı düşmanımız sayılır. Adalılar, yurtsever bir Yunanlı'yı bir işgalci, bir zalim yüzünden terk ettiğini öğrenirlerse seni çiğ çiğ yerler.. Sana işbirlikçi, sana faşist orospusu derler.. Kimbilir daha ne derler?.. Taşa tutarlar.. Suratına tükürürler.."

Ama burada bırakmıyor baba.. Kızına aşkı anlatıyor.. Anlatıyor ki, aslında tüm çocukluğunu birlikte yaşadığı, evlenmek için çıldırdığı Yunan delikanlısını mı, yoksa, hayatında tek kurşun atmadan kendini orduda bulmuş, bu mandolinli, operacı yabancıyı mı seviyor anlasın..

Aşkın en güzel anlatımlarından biri bence.. Size de nakledeyim mi?..

"..aşk geçici bir deliliktir, bir yanardağ gibi patlar ama sonra yatışır.

Aşk yanardağın patlaması, o korkunç gürültü, akan lavlar değildir. Aşk herşey yatıştıktan sonra geriye kalan sükunettir.. Küllerdir. Hızını aldığın, ateşini söndürdüğün zaman şuna karar vermelisin. Acaba kökleriniz birbirine karıştı, ayrılamayacak kadar kaynaştı mı? İşte sevgi budur. Sevgi soluk soluğa kalmak, yürek çarpıntısı, ezeli tutku sözleri vermek, günün her saatinde çiftleşmeyi arzulamak değildir. Gece uyanık kalarak vücudunun her kıvrımını öptüğünü düşlemek de değildir.. Bu tutulmaktır, sadece.. Her budala birine tutulabilir.. Sevgi, aşk ateşi sönünce geriye kalan duygudur.. Sevgi bir sanattır.."

Aşkın böyle anlatıldığını daha önce duydunuz mu?.. Bu köşede okudunuz belki..

"Ateş söndükten sonra, sarılıp uyumak isteğinin adıdır aşk.." diye kaç kez yazdım.. Ateş söndükten sonra, sabahlara karşı, karların altında, onu yeniden evine nasıl götürdüğümü kaç kez anlattım, yatağımda artık bir saniye bile kalmasına tahammül edemediğim için..

Holly, ateş söndükten sonra sarılıp uyumayı istediğim ilk kadındı hayatımda.. Onun için evlendik zaten..

Sevişme arzusu değildir aşk.. Sevişme bittikten sonra sarılma, sarılıp uyuma, en güzel anları onunla yaşama, paylaşma duyusudur..

Şimdi, Yunan kızı ile İtalyan yüzbaşı arasındaki aşkın nasıl en imkansız koşullarda geliştiğini düşünün.. Romeo-Jülyet'in kan davası imkansızlığı oyuncak bunun yanında..

Ama aşka emir verilmez..

Veremiyor zaten..

Kız fısıldıyor, aşkına..

"Sana olan aşkımı herkesin yüzüne haykırmak, sonra da arkasında dikilmek istiyorum" diye.. İşte aşk bu.. Sana dünyaya, bütün kurallara, geleneksel, toplumsal, daha aklınıza ne gelirse, her türlü değere baş kaldırabilmek..

Yüzbaşı Corelli'nin Mandolini, bu aşkı anlatıyor işte.. Hem de harika bir müzikle..

Bir şey daha anlatıyor.. Eleştirmenler onu da fark etmek istememişler..

Gördüğüm en savaş aleyhtarı film bu..

Yunanlılar var adada.. İtalyanlar var.. Bir de şirin Alman Subayı var.. Geceleri köy meydanında toplanıp şarkılar söylüyor, dans ediyorlar..

"Bu insanlar nasıl birbirleri ile savaşır, nasıl düşman olurlar" diye durmadan soruyorsunuz kendinize.. Savaş olmasa, yani bugün gibi olsa, o İtalyan, o Alman, o Yunanlılar nasıl coşku ile karışırlardı birbirlerine..

Savaş, kahrolası savaş, en güzel duyguları ne hale getiriyor, onu da görüyorsunuz sonunda.. Ve savaştan nefret ederek çıkıyorsunuz filmden.. Aşka taparak..

Yüzbaşı Corelli'nin Mandolini'ni herkese tavsiye ederim.. Bir şey daha tavsiye ederim..

Yalnız değil, sevgilinizle gidin.. Filmin öyle sahneleri var ki, tutacak bir eli, yaslanacak bir omzu ve koklanacak saçları, hem de nasıl buram buram istiyor, yüreğiniz!..

Pazar Neşesi

Bu haftaki Pazar neşemiz, daha sonra Yeni Türkü'nün temeli olan, 60'ların Fen Lisesi Hafif Müzik gurubundan (Ah, Doğan Şener, ah, Milliyet Liselerarası Hafif Müzik Yarışmaları ah!.. Necdet Günkut.. M. Ali Birand.. Necdet Altınçizme.. Abdi Bey.. Gidenler, kalanları ile efsane yıllar..) şimdi müthiş bir estetisyen diş doktoru, Gazanfer Gür.. Ahmet Kurtaran ve Galip Gürel kesmeye kıyamayınca, Gazanfer'e göndermişlerdi, Didem Taslan'ı.. Dışardan görünmeyen tellerle nasıl inci gibi dizmişti..

Neyse.. Anılara dalarsak roman olur..

Geçen akşam Gazanfer'de yemekte idik.. Orda anlattı, şive taklitleri de yaparak.. Doğan Canku, Fuat Güner, eşleri, öldük gülmekten..

Bizim köşede, şive taklidi pek olmaz, bilirsiniz.. Siz anlatırken ne yaparsınız bilmem..

***

Reşo Ağa, dünyayı gezip, gördüklerini aşirete anlatmaya karar vermiş ki, onların da vizyonu genişlesin..

İlk Afrika'ya, safariye gitmiş.. Dönmüş.. Kahveye oturmuş.. Ahali başlamış sormaya..

-Ağa Afrika'da ne yaptın?.

-Safariye katıldım..

-Safari nedir?.

-Bir jipe biniyor, kırsala dalıyorsun.. Hayvanlar yanına geliyor, seviyorsun..

-Sen hangi havyanı sevdin?..

-Zebrayı..

-Ağa zebra nedir?.

-Sen eşeği bilirsin?..

-Hee..

-Al şimdi eşeği.. Yukardan aşağı bir siyah, bir beyaz, pijama gibi boya.. İşte o zebradır.

-Başka ne gördün ağa..

-Zürafa gördüm.

-Zürafa nedir ağa?..

-Sen eşeği bilirsin..

-Hee!..

-Eşeği alırsın.. Bacaklarını dört metre yaparsın. Boynunu da iki metre.. İşte o zürafadır.

-Başka ne gördün ağa?.

-Piton gördüm.

-Piton nedir, ağa?..

-Sen eşeği bilirsin..

-Hee!..

-Eşeğin teşkilatını da bilirsin..

-Heeeeeeee!..

-İşte o teşkilatı al, altı metre yap.. Ama eşek yoktur!..

Hakan&Utku'dan Tatil Keyfi

Satanist tanıma yolları!..
Ülkemizde bir süredir ara verilen Satanist avı yeniden başladı. Kolunda dövme, yüzünde keçi sakalı, üzerinde siyah tişört olan kim varsa gözaltına alındı. Ama sonra hepsi serbest bırakıldı. Demek ki bu iş böyle olmuyor. Şeytan diyor ki (Daha dün görüştük kendisiyle ve kedisiyle... Laf aramızda kendisi de çok üzgün olayların bu noktaya gelmesinden dolayı. Yakında müridlerine "Kedileri bırakın" çağrısı yapmaya hazırlanıyor) anlatma, bu komik kovalamaca sürsün ama içimiz el vermiyor ve açıklıyoruz. İşte Satanizm gerçeği ve satanisti tanıma yolları.

***

Satanizm keçi sakallı siyah tişört giyen bir takım aklı evvellerin ruhlarını peşin fiyatına 10 ay taksitle Şeytan'a satmasıdır. Şeytan habire bu ruhları alıp durmaktadır. Oldukça saçma bir alışveriş ama Şeytan bu, vardır bir hesabı.

Bildiğimiz bir şey varsa o da bu satanistlerin ikiye ayrıldığı: Peşin SATAN veresiye SATAN. Hatta bunun resmi bile var. Peşin SATAN hayli keyifli, bacak bacak üstüne atmış. Etrafı kedi dolu. Veresiye SATAN ise sefil halde, kasanın içine fare koymuş ki, kedi gelsin diye bekliyor.

Gelelim bu Satanist arkadaşları tanıma yollarına...

* Yolda kedi görünce "pist" yapmak yerine "hiyaaaa" diye onu kovalayıp yakalamaya çalışıyorsa bilin ki o Satanist'tir. Bu tipler mahallenin köpeklerini devamlı kedilere karşı kışkırtırlar. Mart gelince dama çıkıp iş tutan kedileri lafa tutup işlerinden alıkoyarlar. Maksat gıcıklık olsun.

* Dikkat etmesi gereken bir diğer meslek grubu da ayakkabıcılardır. Ayakkabıyı ters giymeye kalkan birini görürlerse bu aynı zamanda Satanist görüyorlar anlamına gelir. Çünkü Satanistler Şeytan'a pabucu ters giymesin diye onun yerine kendileri ters giyerler.

* Satanist yakalamanın en etkili yollarından biri de yolda yürürken insanların ellerindeki torbalara bakmaktır. Eli kolu kilolarca ciğer ve kedi maması dolu birini görünce emin olun ki o kişi kedi dostu falan değil Satanist'in önde gidenidir. Çünkü Satanistler sırf kediler aç kalsın diye kasaplarda ciğer, süpermarketlerde kedi maması bırakmazlar. Hepsini kendileri yerler. Dolayısıyla Satanistler doğaldır ki az biraz göbekli de olurlar. Yani bu durumda diyet falan şeytan icadı demeyip fazla kilolardan kurtulmakta fayda var. Yoksa durup dururken Satanist muamelesi görürsünüz ona göre.

hakanutku@hotmail.com

EĞER
* bir konuda çok büyük yeteneğiniz olabilseydi, hangisini seçerdiniz?.

* günümüz dünya rekorlarından birini kırma şansınız olsaydı (Spor) hangisini kırmak isterdiniz?.

* hayatınızın en felaket randevusunu sorsalar, hangisini anlatırdınız?.

SEVDİĞİM LAFLAR
İnsan adı verilen hiçbir yaratık, aşka emirler veremez!..

George Sand

(1804-1876)



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır