kapat
03.02.2002
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
banner
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPUS
 HYDEPARK
 İNANÇ
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 DİYET
 TATLILAR
 CİNSELLİK
 PAZAR SABAH
 KİTAP
 SİNEMA
 GURME
 TARİH
 SUNNY
 HIGH-TECH
 YAT&TEKNE
 NET YORUM
 NET GÜNDEM
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 

Zemin...

Cumhuriyet döneminin en önemli eleştirmenlerinden Nurullah Ataç'ın gölgesi, altmışlı yılların başında edebiyata girizgâh yapan bizim kuşağın üzerinde hâlâ dolaşmaktaydı.
Ataç, kimin üzerine zar atmışsa o önemli bir şair ya da yazar olmuştu. Eleştirmen, geleceği sezer ve zar atardı çünkü... Mesela Turgut Uyar, ilk kitabı "Türkiyem" ile bu şairlerden biriydi. Yine 40'lı yılların ortalarında Necati Cumalı, bir şiiriyle de olsa Ataç'ın övgüsünü kazanarak "iyi hal" kâğıdını almıştı. Bizim kuşak da Ataç ayarında bir eleştirmeni bekledi. Bir aralar Eser Gürson, bu işi üstlenir gibi olduysa da sonraları yazıdan çiziden elini ayağını çekti.

Oysa her kuşak kendi eleştirmenini yetiştiremez miydi?

Demek nasip değilmiş...

Çünkü eleştirmendir edebiyatta "zemin" kaymalarını önleyen...

Peki, bugün edebiyatın bir "zemin"i kaldı mı ki, eleştirmenden söz ediyoruz?

Çok şükür, Doğan Hızlan misali özellikle şiiri kucaklayan, Semih Gümüş gibi hikâye üzerine direnen eleştirmenlerimiz inatla hâlâ yazmayı sürdürmekteler.

Ama inat neye yarıyor ki?

Edebiyatın "zemin"i teknesinin altına sabun sürülmüş gibi hızla kaymakta, hatta erimekte... Edebiyatın yol göstericisi eleştirmen iken günümüzde yerini "piyasa ekonomisi" almış çünkü... Edebiyatın çok satarını, kalitesini, varlığını "piyasa ekonomisi" belirler olmuş...

Yüzüncü yaşını kutladığımız, Türk şiirinin ve dilinin onuru Nâzım Hikmet, yalnız birlikte olduğu kadınlarla gündeme geliyor, kendi adını taşıyan "Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı"nın, hem de bir üniversite salonunda, uluslararası şair ve yazarların da katılımıyla gerçekleştirdiği üç günlük bir sempozyum bir avuç edebiyatseverin ilgisini çekiyor ve bu olay medyada tek sütunluk bir haber olamıyorsa vay o edebiyatın haline?

Edebiyatın sağlam "zemin"inde, çağımızın bir büyük şairinin yüzüncü doğum yılında, ayrıca ölümünden kırk yıl sonra, bugün ne idüğü belirsiz "kokona" hatunların kendinden menkul aşkları mı konuşulurdu?

Bir önceki yıl Yaşar Kemal, ki her yazdığı gibi Nobel Edebiyat Ödülü'nün gündeminde bir roman yazdı. "Piyasa ekonomisi" kurallarına yüz vermediği için kaç sattı acaba?

Geçen yılın olayı Ahmet Altan'ın "İsyan Günlerinde Aşk" romanıydı. Adı üzerinde bir "aşk"ın, hatta aşkların romanı... Ama kim durdu bu aşkın üzerinde? "İsyan Günlerinde Aşk" yalnızca "siyasi" boyutu ile gündeme geldi ki, aslında bir romandı.

Şimdilerde Orhan Pamuk'un "Kar" romanı gündemde. Herkesin dilinde ve kaleminde "Kar" şimdi, ama dedikodu boyutuyla...

Yaşar Kemal de, Ahmet Altan da, Orhan Pamuk da edebiyatımızın has romancılarından... Çünkü yazdıkları gerçekten roman gibi roman... Ne yazık ki romanın doğal gerçekliği, edebiyat dışı bir gündemin düzleminde konuşulmakta...

Sormak istiyorum, 12 Eylül'ün gölgesinde yazılan gazeteci yazarların, üstelik araştırmacı gazeteci yazarların yazdıklarından edebiyatımız adına ne kaldı?

Ne zaman zihnimizi edebiyatın aydınlığı ile dolduracağız? Ne zaman edebiyatımız "edebiyat"tan nasipsiz zontaların sultasından kurtulup da kendi doğal "zemin"inde yol almaya başlayacak?

Doğrusu çok zor... Hem de oldukça...

VİTRİNDEKİ KİTAPLAR: Medyanın geleceği...

İçinde bulunduğumuz yüzyılda yeryüzü yaşamında ve medyada nasıl bir dönüşüm gerçekleşecek? İşte bu sorunun ardına düşen Marshall McLuhan ile Bruce R. Powers, dünya çapındaki iletişimin bir sonucu olarak global köyün ortaya çıkmasıyla, "barışın anahtarının, Doğu ile Batı'yı aynı anda anlamak" olduğunu ileri sürmekteler.

McLuhan ile Powers'in ortak çalışması "Global Köy", "Ak Yatırım"ın katkısı ve Bahar Öcal Düzgören'in Türkçesiyle "Scala Yayıncılık" tarafından yayımlandı.

Estetik ve teknolojik bakış açısı üstünde yapılandırılan, teknolojilerin toplum üzerindeki yapısal etkisini incelemek amacıyla bir model sunan önemli bir çalışma...

* Homeros: Joachim Latacz'den antik felsefeye bakış... (Homer Kitabevi)

* Hatıra Defteri: Anne Frank, yeniden gündemde... (Papirüs Yayınları)

* Hıçkırık: Kerime Nadir'in aşkları hiç eskimedi. (Doğan Kitap)

* Tanrının Eseri: John Irving'den "kimsesizlik"in hayatı... (Altın Kitaplar)

* 20. Yüzyıl Türk Edebiyatından Seçmeler: Atilla Birkiye'den bir "okuma kitabı". (Aralık Yayınları)

* Kültürlerin Uzlaşması: Harold Müller'den "Medeniyetler Çatışması"na antitez. (Timaş Yayınları)

* Küresel Terör ve Türkiye: Prof. Emre Kongar, küreselleşmeyi irdeliyor. (Remzi Kitabevi)

* Dharma Ansiklopedi: Alparslan Salt ile Cem Çobanlı'dan parapsikoloji, mistisizm ve diğerleri... (Dharma Yayınları)

ŞAİRİN MEKTUBU

"senden gelmiş mektuplar gibi okurum / sabahları eser rüzgârların yüzünü"

Hidayet Karakuş: Sıcak Sancı, (Bilgi Yayınevi)



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır