Politika edebiyatımızda, yüz yıllardan bu yana süre gelen ve hiç bir zaman bitmeyecekmiş gibi görünen bir tefrikadır, "kurtarmak..."

"Osmanlı devletini kurtarmak...", "Vatanı kurtarmak...", "Milleti kurtarmak...", "Ülkeyi kurtarmak...", "Demokrasiyi kurtarmak...", "Kimsesiz çocukları kurtarmak...", "Ekonomiyi kurtarmak...", "İhracatı kurtarmak...", "Bankaları kurtarmak..." v.s...

Kiremitleri düzeltmek için dama çıkan biri, dik çatının kıyısında kalakalmış. Geri dönmesine dönemiyor, yere inmesine inemiyor.

Oradan geçmekte olan Bekr” Mustafa:

- Hemen bir ip koşturun bana, demiş.

İpi getirmişler. Bekr”, ipi damdaki adama fırlatarak:

- Bağla şunu beline, demiş.

Adam bağlamış ipi beline. Bekr”, ipe asıldığı gibi adam yere düşüp ölmüş.

Bekr” Mustafa, cesedin başında kafasını kaşımaya başlamış:

- Allah Allah, geçende iple böyle birini kurtardılardı. Ama kuyudan mı çıkardılardı, damdan mı indirdilerdi, orasını tam hatırlamıyorum.

IMF, vaadedilen kredilerin verilmesini onayladığında, bakın neler olacak bireysel yaşamınızda:

Ülseriniz varsa, ağrılarınız dinecek...

Çocuğunuz Üniversite'ye giriş sınavlarını kazanacak...

Ayakkabılarınızın boyası pırıl pırıl olacak...

Kavga ettiğiniz eşiniz, yahut sevgilinizle barışacaksınız...

Bakkal, geçen ay da ödeyemediğiniz veresiyelerden ötürü hiç bir istekte bulunmayacak ve veresiyeyi de kesmeyecek...

Kümeste tavuk besleyenler, bol yumurta alacak; inek besleyenler daha bol süt..

Hamile kalmaktan korkan hanımlarda, böyle bir korku kalmayacak...

Sadece bir şey hiç değişmeyecek, o da cebinizdeki para..

IMF kredileri gelmeye başladığında, züğürtlerin de durumunda bir düzelme olacak mı?

Uzmanlar:

- Züğürtlerin durumu IMF'in alanına girmez, diyorlar.

Züğürtlüğe çare olarak, tıpkı IMF reçeteleri gibi, eski bir büyüden söz ediliyor:

Her gece yatağa yatınca, on kez adalelerinizi gerip, kalçalarınızı birbirine yaklaştırmaya çalışarak, kıçınızı sıkınız.

O sırada on kez de, "Elham" okuyup, her birinin sonunda "El firak ya züğürtlük" diyerek, kıçınıza doğru üfleyiniz.

Ve on kez de, bacaklarınızı diz kapaklarının altından kucaklayıp göğsünüze doğru çekiniz.

Aynı zamanda "öf ne fena züğürtlük, pöf ne fena züğürtlük" diye tekrarlayarak, yine kıçınıza doğru üfleyiniz.

Söylentilere göre, on gün içinde züğürtlüğünüz bitiyor ve hiç beklemediğiniz yerlerden paralar gelmeye başlıyormuş.

Ancak geceleri büyüyü uygularken, iki şeyi asla düşünmemek gerekiyormuş; biri sucuklu yumurtayı, öteki de patates kızartmasını...

Bazıları, "kadın, yahut erkek cinsel organını da asla düşünmemek gerek" diye, ekleme yapıyorlar...

İsterseniz deneyin, belki de doğru çıkar.

Politika edebiyatında, yüzlerce yıldan beri sürüp giden "kurtarma" tefrikası yanında, hiç bitmeyen bir tefrika daha vardır, "halk zor durumda"...

Artan pahalılık...

Salgınlaşan çanta çarpmalar...

Uzayan ucuz ekmek kuyrukları...

Artan işsizlik...

Yetmeyen emekli maaşları...

Peki, "kurtarma" tefrikasıyla, "halk zor durumda" tefrikasının arasındaki ilişki nedir?

Bunu da, mini bir fıkrayla açıklamaya çalışalım:

Adamın birinin sakalı tutuşmuş. Karşıda bunu gören biri, koşarak yanına yaklaşmış:

- Afedersiniz, demiş, sigaramı yakabilir miyim?

Ve kendini tanıtmış:

- Bir kurtarıcı...