kapat
24.01.2002
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
banner
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPÜS
 NET YORUM
 HYDEPARK
İNANÇ DÜNYASI
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 GOOOOL
 DİYET
 TATLILAR
 SAMANYOLU
 CİNSELLİK
 TELE ŞAMDAN
 PAZAR SABAH
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 

Tokat gibi gerekçe

Devletin meşru güçleri gibi güç kullanarak, yürürlükteki yasalar yerine, kendi güç ve kuralları ile sözde yasalar oluşturmak, devleti hukuk devleti olmaktan çıkarır

Yargıtay 8. Ceza Dairesi Susurluk sanıklarına verilen mahkumiyet kararlarını onama gerekçesini açıkladı. Susurluk sanıklarının mevcut yasalar yerine kendi "sözde" yasalarını oluşturmaya çalıştıkları ifade edilen gerekçede çetenin Anayasa'yı ihlal ettiği belirtildi. Gerekçede Susurlukçuların "terörle mücadele" adı altında "yasadışılığın egemen olduğu bir sistem" oluşturmaya çalıştıkları ve bunun hukuk devletini ortadan kaldıracağı kaydedildi.

8. Ceza Dairesi'nin oy birliği ile aldığı kararın gerekçesi 3 sayfada anlatıldı. Gerekçe özetle şöyle:

ÇÖZÜLMESİ GÜÇ İLİŞKİLER: Susurluk kazasından sonra Mehmet Özbay sahte kimlikli şahsın yurt dışında uyuşturucudan mahkum olmuş ve yurt içinde de katliam sanığı olarak aranan Abdullah Çatlı olduğu anlaşılmıştır. Aracı kullananın Emniyet görevlisi (Hüseyin Kocadağ), araç sahibinin de milletvekili (Sedat Bucak) olması karşısında, kazanın, ilk değerlendirmede dahi, olayın derinliğine, devlet içini de kapsayacak şekilde çok yönlü araştırılmasını gerekli kılmıştır. Yapılan soruşturmalarda, ulaşılan bilgi ve belgelerle, olayın arkasındaki ilişkiler çözülmesi güç, karmaşık ve duyarlı makamları ve görevlileri de kapsayacak ölçüde ortaya çıkarılmıştır.

ÇIKARLARINI GÖZETTİLER: Emniyet teşkilatında görevli olan sanıklar, terörle mücadele adı altında yola çıkmışlardır. Ancak bir süre sonra yasaların kendilerine verdiği yetkileri tam bir sorumsuzluk içinde ve kendi çıkarlarını gözeterek, her türlü yasadışılığı meşru saymış ve amaçlarına ulaşmak için her yöntemi uygun yöntem olarak benimsemişlerdir. Yanlarına kumarhane işleticisi, uyuşturucu kaçakçısı, katliam sanığı ve hükümlüsünü de alarak tam bir dayanışma ve işbirliği içinde hareket edip çeteleşme sürecine girmişlerdir.

ANAYASA'YI İHLAL ETTİLER: Sanıkların eylemleri suç tarihi itibariyle TCK'nın 313. maddesindeki suçu (cürüm işlemek için çete oluşturmak) oluşturmuştur. Ancak bunun ötesinde, Anayasa'nın 6. maddesindeki "hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasa'dan almayan bir devlet yetkisi kullanamaz" hükmüne karşın bir örgütlenme ve yetki kullanımı yoluna gittikleri görülmüştür. Bu durumun hukuk devleti kuralları içinde savunulur yeri yoktur.

SÖZDE YASALAR OLUŞTURDULAR: Terörle mücadele adı altında da olsa, hukuk dışı örgütlenme ile, devletin meşru güçleri gibi güç kullanarak, yürürlükteki yasalar yerine, kendi güç ve kuralları ile sözde yasalar oluşturmak, devleti hukuk devleti olmaktan çıkaracaktır. Sanıklar eylemleriyle güçlünün sözünün geçtiği, nerede başlayıp nerede sona ereceği belli olmayan, her türlü yasadışılığın egemen olduğu bir sistem oluşacaktır. Sanıkların eylemlerinin yurttaş-devlet ilişkisinde hukuk kuralları yerine, korku ve kaygının geçerli olacağı, bunun da bir anayasa ve yasa ihlalinin ötesinde tam bir hukuk ihlali niteliği taşıyacağı ve hukuk devletinin bütünüyle ortadan kalkması sonucu doğuracağı göz önüne alınmıştır."

AĞAR VE BUCAK HATIRLATMASI
Gerekçede, ceza alan sanıklar dışındaki kimi görevliler ile bunlara yardım edenlerin yargı önüne çıkarılmaları görevinin "devletin yetkili organlarında" olduğu vurgulandı. İddianamede "çete kurmakla" suçlanan Mehmet Ağar ve Sedat Bucak'ın dokunulmazlıkları kaldırılmış, ancak yeniden milletvekili seçilince, haklarındaki yargılama durdurulmuştu. Ağar ve Bucak'ın yargılanabilmeleri için dokunulmazlıklarının kaldırılması gerekiyor.

Daire, bu gerekçelerle, İstanbul 6 No'lu DGM'nin İbrahim Şahin ile Korkut Eken'i 6'şar yıl, Ayhan Çarkın, Ercan Ersoy, Oğuz Yorulmaz, Enver Ulu, Mustafa Altunok, Abdülgani Kızılkaya, Ziya Bandırmalıoğlu, Ayhan Akça, Yaşar Öz, Ali Fevzi Bir, Sami Hoştan ve Haluk Kırcı'yı da 4'er yıl hapse mahkum ettiği kararı onamış oldu.

Daire, Şahin ile Eken'in ceza süresince (6 yıl) kısıtlılık altında bulundurulmaları yerine, "infaz sürecince" (2.5 yıl) kısıtlılık altında bulundurulmasına karar verilmesinin aykırılık oluşturduğunu belirtti, ancak bunun bozma nedeni sayılamayacağı belirtildi.



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
PARLAMENTO
DSP   130
MHP   127
ANAP   79
DYP   85
AKP   53
SP   48
BAĞIMSIZ   16
BOŞ   12
TOPLAM   550

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır