kapat
22.01.2002
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
banner
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPÜS
 NET YORUM
 HYDEPARK
İNANÇ DÜNYASI
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 GOOOOL
 DİYET
 TATLILAR
 SAMANYOLU
 CİNSELLİK
 TELE ŞAMDAN
 PAZAR SABAH
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 
İçişleri Bakanı'na

Her gece bir TV kanalında zilzurna sarhoş sürücünün yaptığı rezillikleri izliyoruz... Kimileri yerlere düşüyor.. Kimileri alkolmetreye üfleyemiyor... Kimileri ise TV kameramanlarının üzerine yürüyor...

Bu görüntüler haber bültenlerinin vazgeçilmez unsurları oldu.. Hatta Reha Muhtar Şov'da klasik halini aldı...

Peki; trafik ekipleri neden TV kameraları ile birlikte denetime çıkarlar?

Neden?

Neden alkollü veya alkolsüz sürücülerin bütün Türkiye'ye teşhir edilmesini sağlarlar... En önemlisi; devletin polisinin bir sarhoş karşısında çaresizliğini bütün ülkenin seyretmesine katkıda bulunurlar?

İçişleri Bakanı Rüştü Kazım Yücelen'e soruyorum; polis, şov gibi denetim yapar mı? Kameraları yanına alıp yola çıkar mı?

Kusura bakmayın ama; endişem olayın yakında televole programlarına düşmesi ve trafik polislerinin kameraya doğru kafalarını uzatıp "Maraba televole" demesi... Çünkü artık işin çivisi çıktı.. Rezillik tam bu noktaya gelip dayandı...

Bu çarpıklığı durdurmaya ne dersiniz acaba? Bir genelge yayınlar mısınız? Genelgeye de "Devletin polisi figüranlık yapmaz" yazar mısınız?

Merkez valileri!
Merkez Valisi'nin ne demek olduğunu eminim ki benden daha iyi biliyorsunuz... Hepsi bu millete yıllarca hizmet etmiş ama ya iktidara yaranamamış, ya da birilerinin ayağına bastığı için ayağı kaydırılarak "Sen gel biraz Ankara'da otur" denilip kızağa alınmış valiler...

İşte; bu valilerden biri bir yazım nedeniyle geçen hafta beni ziyarete geldi... Oturup sohbet ettik..

Anlattığına göre merkez valileri yalnız Ankara'da değil, İstanbul'da da bulunurlarmış... Valiliğe pek uğramazlarmış... Ay başından ay başına gidip maaşlarını alırlarmış... Zaten onları da kimse arayıp sormazmış... "Şunu nasıl yapsak?" veya "Siz ne diyorsunuz?" denilerek hiçbir konuda fikirleri alınmazmış... Hatta yıllarca devlete hizmet etmiş, belki de birçok kişi tarafından düşman bellenmiş bu insanlar, bugün korumasız, kollamasız ortalarda dolaşırmış...

Bugün onlarca, yüzlerce vali bu konumda... Onlar bu millete hizmet etmek istiyor, hiç değilse fikirlerinin sorulmasını bekliyor... Ama onları kimse ciddiye almıyor... Hatta yok sayıyor...

Beni ziyaret eden merkez valisi, "Erdal Bey biz itilmemize, kenara alınıp bekletilmemize ve hatta merkezde istif edilmemize rağmen kimseye kırgın ve kızgın değiliz... İnanın, her arkadaşım her sabaha umutla uyanıyor, umudu kırılmış olarak yatıyor" dedi..

Ben çok üzüldüm ve inanın hüzünlendim...

Telekom'un çağdışılığı!
Bir milyar dolar kâr ettiğini açıklarken, aslında milleti 1 milyar dolar kazıkladığını övünerek ilan eden Türk Telekom hâlâ çağdışı yöntemlerle çalışmayı sürdürüyor... Halkı memnun etmeyi değil, devlet yapısının hantallığını korumayı hedefliyor...

Neden mi?

Evimin telefonu arızalandı... Herkes gibi telefon arızayı aradım.. Önce mekanik bir ses o tuşa, bu tuşa bas diyerek beni yönlendirdi... Sonunda alan kodu olarak 216'yı tuşlayınca Anadolu yakası telefonlarının arızalarına bakan başka bir telefon numarası verip orayı aramam gerektiğini bildirdi...

O numarayı çevirdim, tekrar benzer mekanik sesi dinleyip numaraları tuşlayarak arızayı ilettim... Aradan 36 saat geçti... Evimin telefonu hâlâ arızalı...

Türk Telekom Anadolu Yakası Başmüdürü'ne sesleniyorum; bu yazıyı kendim için yazmıyorum... Hantal bürokrat kafanızla benim gibi mağdur ettiğinizi bildiğim binlerce İstanbullu adına kaleme alıyorum...

Basit bir telefon arızasını 36 saatte giderebilmek yetenek ve becerisinden yoksun kadrolarınız, nasıl olacak da Türkcell, Aria, Telsim gibi kuruluşlarla rekabet edecek... Bırakın rekabeti, hangi hakla Türkiye'nin telekomünikasyonda çağ atladığını iddia edebilecek...

Amerika gezisi
Başbakan Ecevit, Amerika gezisinden ülke adına elde edilen somut sonuçları açıklamalı...

Yani "İki ülke arasında" diye başlayan klasik cümlelerle konuşmayı bir yana bırakıp "Ey milletim! Biz bir uçağa dolup Amerika'ya gittik ya... İşte orada yaptığımız temaslardan, Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Bush ile konuşmamızdan şu sonuçları elde ettik.. Senin yaşamını iyileştirecek bu tavizlerle döndük" diyerek sıralamalı...

Çünkü, bir yandan Amerikan basınında çıkan "Türkiye eli boş döndü" şeklindeki yorumlar, diğer yandan bazı gazeteler tarafından yayınlanan "Amerikan polisinin Türk delegasyonuna Taliban muamelesi yaptığını gözler önüne seren fotoğraflar", kamuoyunda hem üzüntüye, hem de yılgınlığa yol açıyor..

Fıkra: Çapkın!
Adam karısının ve sevgilisinin kendisine sadakatlarını ölçmek için onları bir vapur gezisine göndermeye karar vermiş. Birbirini tanımayan bu iki hanıma yan yana iki kamara almış... İkisini çaktırmadan ayrı ayrı uğurlamış... Dönüşte önce karısına sormuş:

- Kamara komşun nasıldı anlatsana...

- Felaket bir kızdı. Gezi boyunca yatmadığı adam kalmadı diyebilirim...

Adam sarsılmış... Fakat belli etmemiş... Daha sonra buluştuklarında sevgilisine sormuş:

- Kamara komşun nasıldı? Çok çapkınlık yaptı mı?..

- Hayır... Fevkalade hanımefendi bir kadındı. Seyahat boyunca kocasından hemen hemen hiç ayrılmadı. Hatta kamaradan dışarı bile çıkmadılar!

ALKIŞ
"Polise zam yoksa ben de kararnameyi imzalamam" diyerek rest çeken İçişleri Bakanı Rüştü Kazım Yücelen'e...

Kırmızı kart
Düne kadar önünde ceketini iliklediği, "Saygılar sunarım beyefendi" dediği Ecevit için bugün kalkıp "Kendini bize 40 yıl demokrat diye yutturdu" diyen Rıdvan Budak'a ...

Parası olmayanın sağı tutması kadar aptallık olamaz... (Galatasaray eski yöneticisi Ergun Gürsoy)

DOĞRU SÖZ
Sevginin tıpkı bir çiçek gibi her gün sulanması gerekir...



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır