kapat
22.01.2002
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
banner
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPÜS
 NET YORUM
 HYDEPARK
İNANÇ DÜNYASI
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 GOOOOL
 DİYET
 TATLILAR
 SAMANYOLU
 CİNSELLİK
 TELE ŞAMDAN
 PAZAR SABAH
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 
Malta maceraları

Esasında macera falan yoktu. Sadece hüzün vardı. Ve bu sefer komik olmaya da hiç niyetim yok. Zaten komikliklerim bana komikmiş. Bu da ayrı bir hüzün konusu ama bu konuya da girmeye niyetim yok. Söz verdik yazıyoruz durumu.
Valetta, Malta'nın başşehri. 16. yüzyılda inşa edilmiş. Turgut Reis'in ağır kuşatmasından sonra bir daha olursa daha iyi korunalım diye adanın başka bir yerine surların içine yepyeni bir kent kurmuşlar. Cadde ve sokaklar birbirini 90 dereceyle kesiyor. Şehre araç girmiyor. Cumhuriyet Caddesi şehrin en büyük caddesi ve İstiklal Caddesine çok benziyor. Tek farkla. İstiklal Caddesi yaşıyor, Valetta'nın Cumhuriyet caddesi ise akşam saat yediden sonra ölüyor. Esasında bütün şehir ölüyor. Tek bir kafe, tek bir bar, hatta bir çay ocakçığı kalmıyor açık. Gündüz de zaten öyle zebil gibi yer yok. Mesai saatinden sonra şehir terk ediliyor... Kala kala 9 bin kişi kalıyor koskoca başkentte. (Koskoca tabii lafın gelişi. En kalabalık olduğu zaman bile 60 bin nüfusmuş. Zaten ülkenin toplam nüfusu 400 bin.)

Yazın herhalde daha kalabalıktır turistik nedenlerle ama gerçek şu ki evlerin yarısına yakın bölümü boş. Bomboş. Maltalılar Valetta'da yaşamak istemiyor. O güzelim evleri bırakıp civardaki apartman mahallelerine gitmişler! Türkiye gibi! Türkler gibi! Daha hüzünlü bir şey olabilir mi? Bizim eski evler gibi bakımsız da değil binalar. Zaten Valetta geçen yıllarda dünyanın en iyi korunmuş kenti seçilmiş. Herkesin bir evi de var yani şehirde. Ama sen git apartmana yerleş.

Bir Cumartesi akşamı şehrin en büyük olayı ne biliyor musunuz? Kilisenin yanında 200 küsür yıldır sosyalleşme salonu dedikleri bir yerde TOMBALA oynamak!!! Yaş ortalaması 65! Onlara emanet edilmiş çocukları katmazsak tabii. Gençler nerede peki? Apartman mahallerindeki rock barlarda... İşte böyle hüzünlü bir yer Valetta. Gitmeye değer mi? Değer tabii. Adacığın gidilecek başka yerleri de var. Ama üçüncü hafta da Malta yazarsam burada beni kesecekler. O nedenle konuyu burada kapatıyorum.

Reklamlar vs.
Freşa Sodaları'nın tatlı dilli halkla ilişkiler müdürü Fethi Bey beni aradı. Freşa kızının namusuna laf etmem karşısında içerlediklerini, bir Ciresun... pardon Giresun firması olarak itibarlarına çok önem verdiklerini, güzel şeyler yazmam karşısında çok mutlu olacaklarını söyledi. Hay hay, ne demek. İşte yazıyorum: Freşa kızı namusludur... Bugüne kadar bir erkekle yan yana dolaştığı bile görülmemiştir. O abuk "çilekli mi, elmalı mı, BEN Mİ?" laflarını tamamen saflığından söylüyor. Oldu mu Fethi Bey? Bu arada gönderdiğiniz sodalar için çok teşekkür ederim. Öhö ne gerek vardı. Elmalısı cidden güzel. Başka rüşvetler karşılığında daha neler yazarım neler. Fakir ama aynı zamanda onursuzum gördüğünüz gibi...

Bir Müzeyyen olayımız var. İstikbal Mobilya Bayisinin oğlu Talat, komşu kızı Müzeyyen'e aşık. Sabahtan akşama kadar söylediği bir şarkı var. "Ah Müzeyyeen, Müzeyyeen... Duy benim sesimi... Müzeyyeen, Müzeyyeen... İstikbal kolekşıııyn"... Bu bir aşk şarkısıysa İstikbal kolekşın ne demek oluyor? İstikbal kolekşın lafının bilmediğimiz bir manası mı var? "Seni seviyorum", "aşağıda buluşalım", "alçak babam harçlığımı kesti", "yalnız mısın evde?", "oraya geleyim mi?" "bi kere, noolur" gibi bir lafın şifreli hali olabilir mi? Tokata bakılırsa sonuncusu olma ihtimali yüksek. Bir de Talat'ın evinde ne oluyor anlayan var mı? Bir takım geliyor, bir takım gidiyor. Dükkana haciz mi gelmiş? Haczedilmesin diye mallar eve mi yollanmış? Nedir yani?

Bir de itişip kakışan iki ekmek vardı. Kendini gazete sanan ekmekler. N'oldu onlara? Ehe ehe...

Haftanın televole skandalı
Magazin muhabirleri, Yeşim Salkım'ın sevgilisi olduğu iddia edilen bir delikanlı arkadaşımızı sıkıştırıp soru sormak istiyor. Çam yarması kardeşimiz hiç cevap vermeden herkesi ite kaka cipine biniyor. Kanal D muhabiri, tam ağbi arabasına binmişken mikrofonu arabanın içine uzatıyor. Ağbi de o sırada bütün siniriyle araba kapısını kapatıyor ve mikrofon araya SIKIŞIYOR! Muhabir yazık, bağır çağır adama kapıyı açtırmaya çalışıyor ama adamın hiç umurunda değil. Basıp gaza gidiyor. İnsanların başına gelen şeylere gülmek çok ayıp. Fakat bu dayanılacak gibi değil. Merak ediyorum Kanal D mikrofonu kaptırdı mı yoksa çam kardeş geri getirdi mi?



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır