kapat
22.01.2002
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
banner
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPÜS
 NET YORUM
 HYDEPARK
İNANÇ DÜNYASI
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 GOOOOL
 DİYET
 TATLILAR
 SAMANYOLU
 CİNSELLİK
 TELE ŞAMDAN
 PAZAR SABAH
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 
Arap Çölü'nden bildiriyorum!

İslam alemi gezilerim devam ediyor. Kahire'den sonra geçen hafta da Dubai'deydim. Ancak kış ortasında yaz tatili planım tutmadı. Arabistan'ın orta yeri görülmemiş bir yağmur ve kapalı havaya sahne oldu. Ne göz varmış sizde ama...
Bravo sevgili okuyucularım! Beddualarınız tuttu! Geçen hafta "Siz hafta sonu pencereden çamurlu sokaklara bakarken, beni 26 derecede Dubai'de, havuz kenarında hayal edebilirsiniz" demiştim. Ne yazık ki Dubai'de gerçekleştirmeyi planladığım bu alçakça planım tutmadı. Çünkü 5 yıldır damla düşmemiş Arap çölleri, hasetiniz sayesinde, üç gün boyunca sağnak yağmur ve bulutlu bir havaya sahne oldu.

Ne zaman ki gezi bitti, dönüş uçağına gitmek için otobüse bindik, hava açtı!

***

Dubai'yi daha uzak sanıyordum. Dört saatte gidiliyor. Emirates Havayolları her detayı düşünmüş. Yolculuğun başında size farklı etiketlerin olduğu bir kart veriyorlar. Etiketlerden seçtiğinizi koltuğunuza yapıştırıyorsunuz. "Yemek gelince beni uyandırın", "İnerken beni uyandırın", "Beni rahatsız etmeyin" seçenekleri var. "Eğer yemek çok iyiyse, hafifçe omuzuma dokunun, uyanırsam yerim. Baktınız oralı değilim, derin uyuyorumdur, yere inmeden bana ilişmeyin" etiketi henüz yok. Olsaydı uyuyacaktım.

***

Dubai'ye iner inmez havaalanında, yollarda, hep aynı seri katillerin resmini gördük. Hararetle aranıyorlardı ki caddelerde dev fotoğrafları asılmıştı. Kimbilir kaç kişiyi temizlediler diye düşünürken, o cani suratlı adamların ülkenin saygıdeğer ve de çok zengin emirleri olduğunu öğrendik! Evet önyargılıyım. Siz değil misiniz? Bayılır mısınız Araplara? "Fellah" demez misiniz? "Allahın Arabı?" "Çöl Bedevisi?" Yaaa. Siz var ya siz!

Pakistanlı siyasal bilimci ve yazar Dr. Feroz Ahmad, "Making of Modern Turkey" (Modern Türkiye'nin Kuruluşu) adlı kitabında diyor ki: "Türkler aslında dünyada hiçbir millete karşı ırkçılık gütmezler. Ezeli düşmanları olarak tanınan Yunanlılara bile. Sadece Araplara karşı, ırkçılığı yakın bir önyargı vardır. Türklere göre Araplar, pis, tembel ve güvenilmez insanlardır."

Eh, ben de sizin bu önyargılarınızı yerle bir edeyim de görün!

Arap yapmış!
Denize giremedik ama, gezdik, gördük, öğrendik. Dubai'de işsizlik yüzde 1! Onu da üniversiteden mezun olmuş, kendisine iş bakan gençler oluşturuyor.

Dubai'de suç oranı sıfıra yakın. İnsanlar arabalarını ve evlerini kilitlemiyorlar. Her yer tertemiz. Rüşvet almayı deneyen, yolsuzluğa yeltenen, sınırdışı ediliyor.

Dubai'de petrol 14 yıl sonra bitecek. Bunu yıllar öncesinden hesaplayan "Çöl Bedevisi" turizme ağırlık vermiş. Emirates Havayolları'nı kurmuş. Harika oteller yapmış. Ülkede vergiyi kaldırmış. Şimdi de 120 kilometrelik bir plaj kazanacakları, ve üzerine 3000 ev, 89 otel inşa edecekleri, denizin doldurulmasıyla oluşan palmiye şeklindeki ada projesine başlamışlar.

Yelken şeklindeki yedi yıldızlı Burj Al Arab Oteli'nin, hiç de öyle sanıldığı gibi zevksiz, kitsch, kıro falan olmadığını da belirtmeden geçemeyeceğim...

Dubai'ye yılda 13 milyon kişi geliyor.

Bunlar sadece parayla olmuyor. Petrol dolarları, içinden şerbet akan altın çeşmelere harcanmamış yani. Zekice yatırımlar yapılmış.

"Allahın Arabı" aynı zamanda çevreyi de koruyor! Çölün ortasında lüks bir butik otel olan Al Maha'nın tüm gelirleri, çölde yaşayan ve nesli tükenmeye yüz tutan, antilop, şahin, Arap kurdu gibi hayvanların yetiştirilmesi için kullanılıyor. Bu oteli görmeye çöle gittik...

Yanında peçesi olan var mı?
Çölle ilgili ilk intibam: Evet, çok kum var! Saçlarınızın arasına, ağzınıza, burnunuza, kulaklarınıza giriyor. Hiç durmadan kum çiğniyorsunuz.

Dubai'li kadınların artık terk etmeye başladıkları geleneksel kıyafetleri, siyah, çarşafa benzeyen, başı, kulakları tamamen kapatan bir giysi ve burnu, ağzı kapatan çok garip bir deri maskeden oluşuyor. Bazıları da sadece göz kısımları delinmiş peçe takıyorlar. Bu kıyafetlerin hepsi çöle çok uygun. Daha doğrusu çöl için şart!

Hoplaya zıplaya, ciple kum tepelerini aşarak yaptığımız çöl safarisinden sonra, resim çektirmek için (bakınız Resim 1) 15 dakika arabadan indik ve kumlarda yürüdük. O 15 dakika içinde geleneksel kıyafetlerden giymediğimize ve yüzümüzde peçe olmadığına pişman olduk. Hala kum döküyorum! Böylece çarşafın, peçenin, dinle değil, Arap coğrafyası ve geleneğiyle ilgili olduğunu, bizzat tatbik ederek onayladım!

Çölle ilgili ikinci intibam: Çok sessiz.

Dalga sesi, su şırıltısı, kuş cıvıltısı, rüzgar uğultusu, ağustos böceği cırıltısı, yani bizim sükunet sandığımız seslerin hiçbiri yok. "Kum kırıltısı" diye bir ses de olmadığı için, çöl dünyanın en sessiz bölgesi.

Parlak sarı renkte, sulu meyveler yetişiyor çölde. Kumların üzerinde, iple birbirine bağlanmış plastik limonlara benziyorlar. Develer hastalanınca iyileşmek için yiyorlarmış. Antilopların günlük gıdasıymış. İnsanlar ise yer yemez zehirlenip ölüyorlarmış! Çöl böyle garip bir yer...

Gökyüzü her yerde ve alabildiğine mavi. Üstünüze örtü örtmüşler veya kapak kapatmışlar gibi.... Bertolucci'nin harika filmi, "Çölde Çay" diye bilinir Türkiye'de. Orijinal adı "Sheltering Sky"dır. Yani, "barındıran, koruyan gökyüzü". Kumlara sırtüstü yatıp göğü seyrederken o geldi aklıma. Kızıl-sarı çöle, uçsuz bucaksız, gökyüzüne aşık oldum.

Birçok insan benim gibi düşünüyor olmalı ki, Al Maha Oteli her zaman dolu. Müşterilerinin arasında Sting de var. Sting Desert Rose'u burada yazmış olmalı. (Englishmen in New York'u da New York'da tabii. Demek bu yüzden bizimkilerden iyi beste çıkmıyor. Gündüz Unkapanı Plakçılar Çarşısı, akşam Etiler barları. İlham perisini koydunsa bul!)

"Sheltering Sky"a dönüyorum. Şöyle derler filmde: "Turistle gezgin arasındaki fark şudur: Turist dönüş tarihini bilir." Biz dönüş tarihimizi gayet iyi biliyorduk ve çöl anılarımıza, safari tecrübelerimize rağmen, tam da turistler gibi, ellerimizde onlarca duty free torbasıyla vatana döndük.

O esnada Dubai'de, bulutlu geçen üç günün sonunda, açan havayla birlikte, yine herkes plajlara koşuyordu!

Mart ayında, Dubai'de alışveriş festivali var. Vergisiz Dubai'de, marka mallar bu dönemde bir kat daha ucuzlayacak. İlgileniyorsanız gidin, hem çölü de görmüş olursunuz.

Ama gitmeden bana haber verin.

Yağmur duasına çıkacağım!



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap


Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır