kapat
22.01.2002
 SON DAKÝKA
 EDÝTÖR
 YAZARLAR
 HABER ÝNDEKS
banner
 EKONOMÝ
 FÝNANS
 MARKET
banner
 TÜRKÝYE
 DÜNYA
 POLÝTÝKA
 SPOR
 GALOP
 MAGAZÝN
 SAÐLIK
 KAMPÜS
 NET YORUM
 HYDEPARK
ÝNANÇ DÜNYASI
 ANKETLER
 ÞAMDAN
 GOOOOL
 DÝYET
 TATLILAR
 SAMANYOLU
 CÝNSELLÝK
 TELE ÞAMDAN
 PAZAR SABAH
 MELODÝ
 ASTROLOJÝ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFÝK
 ÞANS&OYUN
 ACÝL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARÞÝV
 

Ankara Cezaevi'nde milletvekili yemini

Osman Bölükbaþý, 1957 yýlýnda dokunulmazlýðý kaldýrýldýðý için, Ankara Adliyesi'ne çaðrýldý. Mahkeme kapýsýnda beklerken, bir polisin tavrýna sinirlenip, ansýzýn Adliye'den ayrýldý.
Bölükbaþý, siyasi polis tarafýndan evinde bulunup, tekrar mahkemeye getirildi. CMP Lideri, hâkim huzuruna çýkarýldýktan sonra, tutuklandý.

Demir kapý gürültüyle açýldý. Herkesin gözü kapýya dikilmiþti. "Gâliba geldi." dedi mahkžmlardan biri.

Koðuþun kapýsý aralandý. Upuzun boylu bir adam göründü. Yanýnda gardiyanlar vardý. Baþýný, kapýnýn pervazýna vurmamak için bir hayli eðildi ve içeriye girdi.

Mahkžmlardan biri, yeni gelen bu uzun boylu kiþiye, "Çabuk geldiniz" dedi.

"Ankara Hilton"un siyasi konuðu
Evet, çabuk gelmiþti. Osman Bölükbaþý, cezaevinde, gazetecilerin "Hilton" dedikleri koðuþa yerleþti. Önce birkaç günlüðüne, sonra birkaç aylýðýna burada konuk olacaktý.

2 Temmuz 1957 gecesiydi.

Bölükbaþý, yorgun ve þaþkýndý. Koðuþtakiler, rahat etmesi için ellerinden geleni yaptýlar. Ranzaya uzanan Bölükbaþý, tavanda yanan çýplak ampule bakarken, buraya nasýl geldiðini düþünüyordu.

Ankara Adliyesi'nin koridorundaki tahta sandalyede otururken, bir polis memuru gelip, avukatlar dahil herkesin oradan uzaklaþmasý için Savcý'nýn emir verdiðini söylemiþ, bunun üzerine Bölükbaþý patlamýþtý:

"Savcý, böyle bir emri veremez. Sanýk, avukatýyla her dakika temas edebilir. Ben hâlâ milletvekiliyim. Hakkýmda tutuklama kararý da yok. Bana elinizi süremezsiniz, ben gidiyorum."

Bölükbaþý, bu sözlerden sonra, polislerin þaþkýn bakýþlarý arasýnda koridordan merdivenlere, oradan da Adliye'nin dýþ kapýsýna kadar ulaþtý. Kapýda kendisini bekleyen partililer, "Hürriyet kahramaný, çok yaþa!" diye baðýrýyorlardý.

Bölükbaþý, bir arabaya atladýðý gibi Necatibey Caddesi'ndeki evine gelmiþti. Evin önü de, Adliye gibi kalabalýktý. Partililer alkýþlýyor, sevgi gösterilerinde bulunuyorlardý.

Ev, ziyaretçi akýnýna uðramýþtý. Fethi Çelikbaþ, Feridun Ergin, Enver Güreli ve Behçet Kayaalp'ten oluþan Hürriyet Partisi heyeti "geçmiþ olsun"a gelmiþti. Bölükbaþý, "Hürriyet'in Partisi gelir ama, kendisi gelmez." diyerek, yaþlý gözlerle çocuklarýna sarýlýyordu.

Bölükbaþý, Ankara Polisi'ni peþine taktý
Biraz sonra, Ankara Emniyeti'nin Birinci Þube Müdürü Niyazi Bicioðlu, evin kapýsýnda göründü.

Ardýndan halk, polis tarafýndan copla daðýtýlmaya çalýþýldý. Bölükbaþý, polis gözetimi altýnda, ekip arabasýna bindirilip Adliye'ye götürülerek, tutuklama kararý eline tutuþturuldu.

Kýrmýzý renkli cezaevi arabasý, Adliye'nin arka kapýsýnda O'nu bekliyordu.

CHP Genel Baþkaný Ýsmet Ýnönü, tutuklanýþýnýn ilk ziyaret gününde Bölükbaþý'yý görmek için cezaevine geldi. Damadý gazeteci Metin Toker, mahkžmiyetini, "Hilton"da geçirdiði için, Paþa birkaç aydan beri buranýn müdavimi olmuþtu. Bölükbaþý, mahkžmlarla avukatlarýn görüþtüðü hücrede Paþa'yý bekliyordu.

Ýki lider, bir odada uzun uzun konuþtular. Paþa, Bölükbaþý'na moral verdi.

Ýnönü'den Bölükbaþý'na hapishane ziyareti
Bölükbaþý, bu ziyarete iliþkin anýsýný, daha sonra þöyle anlatacaktý:

"Ertesi sabah, 'Bir misafiriniz geldi.' dediler. 'Kimmiþ misafirim?' dedim. Az sonra avukatlarýn odasýnda, Ýsmet Paþa ile karþýlaþtýk. Tabii arada tel var. Ýlk sözü þu oldu: 'Kahraman kardeþim, yüzünü tellere daya, tellerini öpeyim!' Yüzümü tellere dayadým ve öptü. O âný hiç unutamam."

Bölükbaþý'nýn avukatý Fuat Arna, bu arada boþ durmuyor, müvekkilini tahliye için giriþimlerde bulunuyordu. Ankara Aðýr Ceza Mahkemesi'ne yaptýðý itiraz da reddedilmiþti. Yasaya göre, en yakýn aðýr ceza mahkemesine, bir kez daha itirazda bulunabilirdi.

En yakýn aðýr ceza mahkemesi ise Keskin ilçesindeydi.

Arna'nýn itirazý üzerine, Sýrrý Kalayoðlu'nun baþkanlýðýnda toplanan Keskin Aðýr Ceza Mahkemesi, dosyayý inceledi, tanýklarý dinledi ve Bölükbaþý'nýn tahliyesine karar verdi. Karar, telgrafla Ankara'ya ulaþtýrýldý.

Bölükbaþý, birkaç gün sonra tekrar evindeydi.

Eþini ve çocuklarýný yanýna alarak, bu kez Ýstanbul'daki gerçek Hilton'da dinlenmeye gitti.

Ankara'da ise, tutuklama kararý yeniden onaylandý. Ýstanbul'a haber salýndý. Ýstanbul Hilton'dan alýnan Bölükbaþý, bir trene bindirilerek Ankara'ya yollandý. Tekrar "Ankara Hilton"a gelmiþ, özgürlüðü ise, yaklaþýk 24 saat sürmüþtü.

Bölükbaþý gibi kabýna sýðmayan bir politikacýnýn cezaevi günlerinin çok zor geçeceði belliydi.

Gazeteleri her gün aldýrýyor, son satýrýna kadar okuyordu. Bir yýl önceye alýnan ve 27 Ekim 1957'de, yani 3 ay sonra yapýlacak olan genel seçimlere, muhalefet partilerinin iþbirliði içerisinde girmek için yaptýklarý çalýþmalarý gazetelerden izliyordu.

Dört duvar arasýna sýkýþmýþlýðýn getirdiði çaresizlik, aile özlemi, eþinin beklediði bebek... Ýþte bu manzara karþýsýnda, Bölükbaþý'nýn sinirleri iyice bozulmuþtu.

Diktafoncu Hasan Efendi, yine iþbaþýnda
Bölükbaþý, her gün yemeðini getiren sâdýk ve vefalý partidaþý, "Diktafoncu Hasan Efendi" aracýlýðýyla, eþine, küçük not kaðýtlarý ile sorular soruyor, o da yazýlý cevap veriyordu.

Mediha Haným, bebek bekliyordu. 1957 yýlýnýn Eylül ayý baþlarýnda bir kýz çocuðu dünyaya getirdi. Adýný önceden kararlaþtýrmýþlardý: "Gönül Hürriyet"

Haber cezaevine ulaþtýðýnda, Bölükbaþý çok sevindi. Koðuþtaki arkadaþlarýna çay ýsmarladý. Ve arkasýndan konuþtu:

"Hürriyet dünyaya geldi; inþallah Türkiye'ye de gelir."

Bölükbaþý, "Ankara Hilton"da zor günler geçiredursun; genel seçimler gelip çatmýþtý. DP, Seçim Yasasý'nda yaptýðý bir deðiþiklikle, muhalefet partilerinin seçimlerde iþbirliði ve ortak liste yapmalarýný önledi.

27 Ekim 1957 günü yapýlan seçimleri yine DP kazanmýþ, ancak oy oraný düþmüþtü. DP'nin çýkardýðý milletvekili sayýsý 424, CHP'nin ise 178'di.

Seçimlere hapishanede giren Osman Bölükbaþý, yine milletvekili seçilmiþti.

TBMM'deki yeni dönemin ilk gününde, milletvekilleri yemin ederken, Bölükbaþý da "Ankara Hilton"daki yataðýna uzanmýþ, olan-biteni radyodan izliyordu.

Hapishane koðuþunda milletvekili yemini
BÝrden yataktan fýrladý.

Üzerinde pijamalarý ile cezaevi koðuþunda, milletvekili "yemin"i etti.

Tekrar milletvekili seçilerek, dokunulmazlýðý yenilenen Bölükbaþý'nýn derhal serbest býrakýlmasý gerekiyordu. Ama seçimi kazanan DP'nin önde gelenleri ise, pek öyle düþünmüyorlardý.

Bölükbaþý'nýn avukatý ve dâva arkadaþý Ahmet Tahtakýlýç, Kýrþehir milletvekilleri Osman Canatan ve Hayri Çopuroðlu ile birlikte, o günlerde Baþbakan Adnan Menderes'i ziyaret ederek, tekrar milletvekili seçilen Bölükbaþý'nýn hapisten çýkarýlmasý gerektiðini anlattýlar.

Bu ziyaret duyulur duyulmaz, Bölükbaþý'nýn rakipleri müthiþ bir þekilde kazan kaynatmaya baþladý. Cesur ve kabadayý Bölükbaþý, demek ki, Menderes'e yalvaracak hale gelmiþti!

"Ankara Hilton"dan zor kurtuldu
Oysa Tahtakýlýç'ýn Menderes'i ziyaretinden, Bölükbaþý'nýn haberi bile olmamýþtý.

Bölükbaþý, avukatlarý Fuat Arna, Niyazi Aðýrnaslý ve Ahmet Tahtakýlýç'ýn yoðun çabalarý sonunda nihayet tahliye edildi.

Hapishanenin kapýsýnda omuzlara alýndý, sevgi gösterileri ve çiçeklerle sarýlmýþ halde evine getirildi.

Eþini ve çocuklarýný hasretle kucakladý.

"Ankara Hilton"daki zoraki konukluðu, artýk sona ermiþti.

Yeniden partisinin baþýndaydý ve mücadelesine, býraktýðý yerden devam edecekti.

Ankara CezaevÝ "Hilton" Koðuþu
DP, iktidarýnýn ilk yýllarýnda basýnla iyi iliþkiler içindeydi. Bir süre sonra hükümetin politikalarý eleþtirilmeye baþlanýnca, iktidarýn basýna karþý tutumu da deðiþti. Basýn eleþtiri dozunu arttýrdýkça, iktidar sertlik dereceseni yükseltiyordu. Öyle ki; "Ýspat hakký tanýnsýn mý, tanýnmasýn mý?" tartýþmalarý 1950'li yýllarýn ortalarýnda DP içinde de gürültülere neden olmuþ, azýnlýkta kalanlar partiden ayrýlýp, Hürriyet Partisi'ni kurmuþlardý.

1950-1960 yýllarý arasýnda Toplu Basýn Mahkemeleri kararlarý ile gazeteciler, karikatüristler cezaevlerinde konuk oluyorlardý. Yazýlarý ve çizgilerinden avlananlar, Ankara, Ýstanbul ve Ýzmir cezaevlerine konuluyordu. Bunlarýn en ünlüsü, Ankara Merkez Cezaevi'ydi. Buraya düþen basýn mensuplarý yattýklarý koðuþa bir de ad takmýþlardý. "Ankara Hilton"... Havalandýrmaya çýkarýldýklarýnda volta attýklarý yerin adý da "Menderes Bulvarý"ydý.

Dönemin ünlü yazar ve çizerlerinden Hüseyin Cahit Yalçýn, Ahmet Emin Yalman, Ratip Tahir Burak, Bedi” Faik ve Naim Tiralý Ýstanbul'daki cezaevinde yatarken, Ankaralý gazetecilerin çoðu da "Hilton Koðuþu"nda çile çekiyordu...

Osman Bölükbaþý'ndan Veciz Sözler
Demokrasinin manev” temeli olan ahlâk ve fazilet bir tarafa býrakýlýrsa, o zaman demokrasi, yolu sandýktan geçen bir dolandýrýcýlýðýn adý olur.

"Ben þahýma baðlýyým" diyenler, ne þahý, ne de kendilerini kurtarabilir.

Çok zulüm gördüm, ama zelil (küçülme) olmadým.

Bölükbaþý'ndan, sözünde durmayan milletvekillerine: "Onlarýn bâkiresi, genelevden emekli."

YARIN
* Siyasete atýlýnca, Ýnönü, Menderes ve Bayar'la çatýþan Bölükbaþý, daha sonra niçin sosyalistlerle kavgaya baþladý

* Cumhuriyetçi Millet Partisi'nin adý, daha sonra niçin Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi'ne dönüþtü

* CMP lideri, Menderes tarafýndan DP'ye davet edilince, Bölükbaþý, bu siyasi rakibine nasýl bir cevap gönderdi

Hulusi TURGUT



<< Geri dön Yazýcýya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGÝ BASIM YAYINCILIK SANAYÝ VE TÝCARET A.Þ. - Tüm haklarý saklýdýr