Altmışlı yılların İzmir'inde dört günlük gazete yayımlanıyordu: Yeni Asır, Ege Ekspres, Demokrat İzmir ve Sabah Postası... Öğleden
sonraları ise Ege Telgraf...
İstanbul gazeteleri öğleden sonraları gelirdi. Hava, pusulasını karda çamurda yitirdiği zaman ise ertesi gün...
İzmir gazeteleri haftanın bir günü de olsa şiir köşeleri, sanat sayfaları düzenlerdi.
İzmir Radyosu'nda da Nahit Ulvi Akgün, Çarşamba geceleri bu sayfalardan seçtiği şiirleri okurdu. İzmir bu yüzden canlı bir
edebiyat ortamıydı o yıllarda...
Bu şairlerden kimi daha sonra profesör oldu, kimi yurt dışına taşındı, kim dünyamızdan göçtü gitti. Ayhan Çıkın da o yılların
şairlerinden biri...
Şimdiyse Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi profesörlerinden...
O yıllarda hem şiir yazan hem Ziraat Fakültesi'nde bir de Cihangir Kayganacı vardı, şimdi kim bilir nerelerdedir?
Geçen gün Prof.Dr. Ayhan Çıkın'dan bir mektup aldım.
"Tarım Öğretiminin 156. Yılı" kutlama etkinliğinde konuşan Çıkın, "Türk tarım eğitiminin bir ayağı eksik" diyor.
"İnsanların beslenmesinin sağlaması yanında, istihdamın da önemli bir kısmını karşılayan tarımsal kesimde, geniş bir coğrafik alana
yayılmış tarımsal kaynakları harekete geçiren tarım mühendislerinin eğitiminin çok ciddi bir iş" olduğunu da belirten Çıkın, daha sonra
şunları söylüyor:
"Tarım eğitimi en az tıp, elektronik mühendisliği eğitimi kadar önemlidir. Tarım mühendisinin görevi sadece bir tarım işletmesinde
gerekli üretimi planlayıp gerçekleştirmek değildir. Onun asıl görevi, ülke coğrafyasının geniş alanlarına yayılmış tarımsal kaynakları
(insan, toprak, bitki, hayvan, iklim, sermaye vb...) belirli bir "yöre" kalkınma projesi çerçevesi içinde harekete geçirmektir.
Daha yalın bir ifade ile ülkenin en ücra köşesinde sıkışıp kalmış küçük miktarlardaki arazileri, onun içindeki ve/veya çevresindeki bitkileri, hayvanları, iklimi vb... girdileri oradaki insanın bilgi ve sermayelerini, kendi mühendislik bilgileriyle birleştirerek metropol insanının önüne et, süt, ekmek vb... tarımsal ürün olarak koymaktır.
Ayrıca ulusal ve uluslararası tarım politikalarının üretilmesine ve uygulanmasına katkıda bulunmak ve temel ekonomi politikaları içinde tarımın yerini almasını sağlamaktır. Yani tarım mühendislerinin önemli bir kısmı toplumsal kalkınma mühendisliği hizmeti sunmaktadır. Böyle bir sorumluluk yüklenen tarım mühendislerinin eğitimi son derecede ciddi bir iştir. Teknik bilgiler yanında ekonomi ve sosyal bilgilerle de donatılması gerekir.
Gelişmiş tüm ülkelerin tarım mühendisliği eğitim programları incelendiğinde şu üç bölüm hemen hemen her yüksek tarım eğitim kurumunda bulunmaktadır. Bunlar: bitki yetiştiriciliği bölümü, hayvan yetiştiriciliği bölümü ve tarım ekonomisi bölümüdür.
Diğer bölümler ülke ihtiyacına göre kurulabilmektedir. Oysa 21. yüzyıla girerken Türkiye'de tarım mühendisliği eğitiminden Tarım Ekonomisi Bölümü'nün kaldırılmış olmasını anlamak mümkün değildir.
Dünyanın en gelişmiş ülkelerinde bile tarımın ekonomik sorunlarını klasik ekonomistler çözememiştir. ABD'de, Almanya'da, İngiltere'de, Fransa'da... bunca iktisat fakültelerine karşın niçin Tarım Ekonomisi Eğitimi vardır. Sayın yetkilileri uyarıyorum, lütfen tarımsal eğitiminin eksik ayağını yerine koyun; Tarım Ekonomisi Bölümleri'ni açın".
Bir şair, üstelik de hayatını tarımın sorunlarına adamış bir öğretim üyesi feryat ediyor. Ülkesinin çağdaş eğitim düzeyine çıkarılması için yol gösteriyor.