Kral hâlâ çıplak
Pazartesi, saat 12.00.... Erkan Mumcu İstanbul'daydı... Mesut Yılmaz ile görüşmeye gidiyordu... "Son durum nedir" diye sorduk.
Mumcu'nun yanıtından satırbaşları:
* Kabul ediyorum, üslubum hoş değildi.
* Bu nedenle üzgünüm.
* Ama tahrik edildim... Biz kamu yönetiminde yeniden yapılanma istedik... Köy Hizmetleri'nin de yeniden yapılanması, yerelleşmesi lazım.
* Biz bu tezleri savununca... Bazı sendikacılar bizim aleyhimize kışkırtıldılar... Bunu da ortağımız yaptı.
* Ve konu sağlıklı şekilde tartışılamadı.
* Üslubum tartışıldı... Ya da yaşım... Bu çağda, yaşımın tartışılması ne kadar acı.
***
Pazartesi, saat 14.30.
Erkan Mumcu ile yeniden konuştuk.
- Mesut Bey'le görüşmemiz nasıl geçti?
- Gayet iyi.
- Siz ne dediniz?.. Mesut Bey ne dedi?
- Hoşnut değildi.
- Neden?
- Böyle bir tartışmanın çıkmasından.
- Mesut Bey size neler söyledi?
- Sözlerimden yok, söyleyiş biçiminin tartışılmasına dikkatimi çekti... Üslubuna dikkat etseydin, söylediklerin tartışmaya yol açmayabilirdi dedi.
- Başka?
- Uzatma, polemiği sürdürme dedi.
- Başka?
- Söylediklerim, partimin görüşü... Ama kabul ediyorum, üslubum sertti... Sertliğin arkasındaki nedenleri de size, öğle saatlerinde yaptığımız konuşmada anlattım.
***
Batılı siyaset bilimcileri, son yetmiş yılda, dünyanın "üçüncü büyük değişim sürecine girdiği" yorumunu yapıyorlar.
Dünyanın "dengelerini" etkileyen değişimler.
Birincisi:
1933'te Hitler'in iktidara gelişi.
İkincisi:
1989 - 1992... Doğu blokunun çöküşü.
Ve üçüncüsü:
11 eylül 2001... New York'taki ikiz kulelerin yıkılışı.
Dünya bugün "böyle bir süreci" yaşarken...
Ve bu süreçte Türkiye, "aktif rol" oynarken...
"Düzgün bir dış politika" izlerken...
İzlediği politikanın "meyvelerini" almaya başlamışken...
Bir "hükümet krizinin" çıkmaması gerekiyor.
Ama bu arada hükümetin "kendi içinde birşeyler yapması da" gerekiyor.
"Koalisyonu bozmadan... Ama halka güven verecek... Yeni bir yapılanmaya" gitmesi.
"Bakan sayısını" azaltmak gibi.
"Yeni protokol... Yeni program" gibi.
Veya yumuşak bir operasyon ile "Başbakan değişikliği" gibi.
Acaba...
Erkan Mumcu'nun "söylemi", ANAP'ın bu konudaki "master planının" bir parçası mı?
***
Biz "bu analizi" yapınca...
Erkan Mumcu, "toplumun önüne bir çözüm programı koyduk... Alternatif..." diye yanıt verirken...
"Ne olduysa oldu..."
Ve "telefon kesiliverdi."
***
Pazartesi, saat 15.00...
Mumcu ile bu kez "farklı bir telefondan" konuştuk.
Söyledikleri:
* Evet, uyumlu bir koalisyon... Alternatif yok... Ama bu uyum, topluma yeni bir alternatif sunmalı.
* Evet; söylemim, bir programın, bir parçası.
* Ama tartışma boyut değiştirdi... Kamu yönetiminde yeniden yapılanma tartışılacakken... Üslubum ve yaşım tartışıldı.
***
Erkan Mumcu "kral çıplak" dedi ve ortalık karıştı.
Tartışma "şimdilik" kapanmış görünüyor.
Ama "kral hâlâ çıplak."
|
