kapat
20.11.2001
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
 RAMAZAN
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPÜS
 İSTANBUL
 HYDEPARK
 ANKETLER
 SİNEMA
 SANAT
 KİTAP
 MÜZİK
 TARİH
 GURME
 GEZİ
 OTOMOBİL
 YAT&TEKNE
 HIGH-TECH
 WEEKEND
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 CANLI
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 
Zararın da vergisi var

Kriz nedeniyle siftah bile yapamadan dükkanlarını kapatan esnaf, hayat standardı esasına göre değişen oranlarda vergi ödemek zorunda. Bu, verginin ruhuna aykırı bir uygulama olacak

Kriz nedeniyle perişan olan esnafı, tüccarı ve serbest meslek erbabını Mart 2002'de ağır bir vergi şoku bekliyor. Bazı günler siftah dahi edemeyen, senetleri protesto olan, çekleri karşılıksız çıkan 2001'de bırakın kâr etmeyi ayakta dahi zor duran 2 milyona yakın esnaf ve tüccardan, "Hayat Standardı Vergisi" alınacak. Çünkü, krizden etkilenip zarar eden ya da düşük kazanç sağlayan esnaf, tüccar ve serbest meslek erbabının bu durumunu, vergi yasaları kabul etmiyor. Geçen yılki kazancının yüzde 53,2 fazlası yani, yeniden değerleme oranı kadar kazanç bildirilmesini istiyor. Bakanlar Kurulu'nun, bu oranın yüzde 50 fazlası ya da yüzde 50 aşağısı kadar kazanç belirleme yetkisi var.

1999'DA KALDIRILDI
Daha önce, gereksiz bulunduğu için 1999'dan itibaren kaldırılan ancak deprem felaketi nedeniyle kaynak sağlamak için, 2000 ve 2001 yılları için yeniden getirilen "Hayat Standardı Esası" uygulamasına göre; 2001'de "zarar eden" ya da krizden dolayı "düşük kâr elde eden" esnafın, tüccarın ve serbest meslek erbabının zararı ya da düşük kazancı kabul edilmeyecek. Ve Mart 2002'de asgari bir kazanç üzerinden vergi ödemeleri istenecek.

Mart 2002'de uygulanacak olan hayat standardı vergisi, 2001 yılı Mart ayında uygulananla kıyaslandığında, yanda gösterilen tablo ortaya çıkıyor.

DAHASI VAR!
Buna bir de, esnafın, tüccarın ve serbest meslek erbabının, kendisi, eşi ve çocuğuna ait,

* Otomobili, bizzat kullanılan birden fazla konutu,

* Yurtdışı turistik seyahati,

* Yatı, kotrası, sürat teknesi,

* Hizmetçisi, aşçısı, şoförü olmasına göre belirlenen "ilave gösterge" tutarı da ekleniyor.

Bu da eklenince, hayat standardı esasına göre beyan edilecek kazancın asgari tutarı, meslek grubuna göre birkaç milyar TL. hatta duruma göre 10-15 milyar TL. artabiliyor.

HÜKÜMET NE YAPMALI?

Kâr etmeyen esnafa hiç dokunmayın...
İlle de vergi alacaksanız, 2001 kazancına uygulanacak oranı düşük belirleyin

Hayat standardı esası, Türkiye'de uygulanan şekliyle, dünyanın hiçbir ülkesinde yok. Türk vergi sisteminde, gelirin gerçek tutarının vergilendirilmesi esas olmasına rağmen, zarar eden esnaf ya da tüccardan, bir anlamda "götürü vergi" alınmış oluyor.

Türkiye tarihinin en büyük ekonomik krizini yaşıyor. Krizden dolayı onbinlerce işyeri kapandı, milyona yakın işçi işten çıkartıldı. Enflasyon hedefinde yüzde 800 sapma oldu, yüzde 4,5 büyüme hedeflenirken, eksi 9'luk bir büyüme ortaya çıktı.

Şimdi, bunlar hiç olmamış gibi, esnafa, tüccara ve serbest meslek erbabına, "Hayır arkadaş, zararını ya da düşük kazancını kabul etmiyorum. Mutlaka kazanç göstereceksin" diyerek, hayat standardı esasına göre milyarlarca lira vergi istemek doğru değil. Olayın çözümü için, hükümet iki yoldan birini tercih etmeli.

1- Hayat standardı esasını 2001'de uygulamamak,

2- İlle de uygulanacaksa, yeniden değerleme oranının yarısı kadar uygulamak. Jean Baptiste Say ne demiş? "Vergileme sanatı, kazı bağırtmadan ondan daha fazla tüy almaktır." İşin doğrusu, kazların tüyü kalmadı. Bırakınız, biraz tüylensinler... Hayat standardı esasına göre alınan vergi, anonim ve limited şirketlere uygulanmıyor. Yani konfeksiyonculuk yapan iki mağazadan, ikisi de kriz nedeniyle zarar etmişse, gelir vergisi mükellefi olanın zararı kabul edilmeyip, hayat standardı vergisi alınacak. Limited şirket olan mağazaya ise zararı kabul edildiği için hiçbir şey yapılmayacak. Bakkal, kasap ve manavlar, limited ya da anonim şirket haline dönüşürlerse, hayat standardı esasına göre alınan vergiden kurtulabilecekler. Zarar etseler dahi, kendilerinden asgari bir vergi istenmeyecek. Bu gidişle yakında "Şen Manav Ltd.Şti.", "Bizim Bakkal A.Ş." ya da "Sizin Kasap Ltd.Şti." gibi tabelalar çoğalırsa şaşırmayın!..

Bakkala, kasaba, manava uygulanan "Hayat Standardı Esası", holding şirketlere ve ortaklarına, diğer şirketlerin sahip ve yöneticilerine uygulanmıyor. Ayrıca, trilyonluk faiz ve repo geliri olana da uygulanmıyor.

Dolayısıyla, bunların yatı, sürat teknesi, özel uçağı, aşçısı, şoförü ve hizmetçisi, hayat standardı vergisine tabi değil. Hiç vergi ödemeseler dahi, onlara lüks yaşantılarının kaynağı sorulamıyor ve yasal engel nedeniyle sorgulanamıyorlar...

Nasıl iyi mi?

NOTLAR:

1) Hayat standardı esasına göre beyan edilmesi gereken asgari kazanç tutarı, Mart 2001'de beyan edilen asgari kazanç tutarının yeniden değerleme oranı olan yüzde 53.2 oranı uygulanarak yükseltilmesi sonucu bulundu. Yasaya göre, Bakanlar Kurulu bu suretle belirlenen tutarları yüzde 50 fazlasına kadar artırmaya ya da yarısına kadar indirmeye yetkili kılındı.
2) Tablodaki (K) beyan edilmesi gereken asgari kazanç tutarını, (V) ise ödenmesi gereken asgari vergiyi (fon payı dahil) ifade ediyor.



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
  Kasko sigortanıza en uygun  
 rakamı ödediğinizden emin  misiniz?
Evet
Hayır
Bilmiyorum
Kaskom yok
Arabam yok
   
HAFTANIN SOYLEŞİSİ
Nuriye Akman'ın bu haftaki söyleşisi için tıklayınız

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır