kapat
20.11.2001
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
 RAMAZAN
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPÜS
 İSTANBUL
 HYDEPARK
 ANKETLER
 SİNEMA
 SANAT
 KİTAP
 MÜZİK
 TARİH
 GURME
 GEZİ
 OTOMOBİL
 YAT&TEKNE
 HIGH-TECH
 WEEKEND
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 CANLI
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 
Geldim bulamadım, buldum bilemedim..

Sine-i milletten ikinci çıkışıma dair hallerin tek cümleye sığacak özeti budur.. Yazar bu konuyu münafıklık oldu diye değil, ileriki kuşaklara bir ibret vesikası olsun diye yazmıştır.. İyi de etmiştir..

Kendimize "Sine-i millete dönmüş.." süsü verip Bodrum'da üç ay sürttükten sonra İstanbul'a geri gelip, çok şükür eski ritmimize girdik..

Gazetedeki arkadaşlarımı bıraktığım gibi bulmadım..

Üç aylık zaman süresinin insan hayatındaki yeri nedir ki? Buna rağmen sanki aradan onlarca yıl geçmiş gibi mutasyona uğramışlar.. Bir kere herkesin üzerine bir "ağırbaşlılık" hali gelmiş..

Herkes suskun ve düşünceli..

***
Birine basit bir soru soruyorsun.. Sorunun muhatabı önce başını kaldırıp yüzüne uzun uzun bakıyor.. Sorduğun da "Bil bakalım Cibril'in kanadında kaç tüy var.." türünden kitaba sığmaz bir mesel değil.. Altı üstü;

- "Yav, Gassaray'ın maçını hangi kanal veriyor?" demişsin..

Verilen cevabın gerçek mealini söktürmek ayrıca marifet istiyor.. Askeriyenin şifrecisi olsan maçın hangi kanaldan verileceğini mi söyledi yokta noteri aradan çıkarıp direk protesto mu çekti anlayamazsın..

Ekmekli beslenme..
Bizim Kemal'e sorarsan cümle gazete ahalisi bu kriz günlerinde beslenmenin ağırlığını ekmeğe verdi de bundan böyle oldu..

- "Ekmeğin nesi varmış?" diyorum.. Kafasına göre açıklıyor..

- "Katıksız ekmek lök gibi oturur mideye.. Mide ne yapsın? Hazım zorlaşınca kan midenin çevresine hücum ediyor.. Bu yüzden beyne giden kan azalıyor.. Beyne kan gitmeyince de.. Böyle oluyor işte.."

Çocukların şekli şemali de değişmiş.. Mesela Sedat Sertoğlu.. Her zaman şık giyinir, iki dirhem bir çekirdek gezinirdi.. Bu sefer farklı gördüm.. Tutmuş kendine sakal bırakmış..

Sakalı seyrek olduğundan yüzünde öbek öbek yerleştirilmiş beyaz tutamlar var.. Sanki traş olurken jilet değil de ıspartula kullanıp, suratını bu hale getirmiş.. Kesiklerin üzerine pamuk basmış..

- "Peki buna ne oldu?" diyorum..

Kemal'in yüzü buruşuyor.. Belli ki Sedat'ın hikayesi daha hazin..

Sedat oda komşusu Erdal Bilallar'ın servisinden iki genç muhabiri ayarlayıp, bizim kattaki kahve makinasını soymayı planlamış..

Gece el ayak çekilince makinanın başına gidecekler.. Kasa bölümünü tornavida ile açıp içindekilere el koyacaklar.. Plan bu.. Basit ama etkili.. Uygulamışlar da..

Lakin hesaba katmadıkları makinanın jeton veya parayla çalışmıyor olması.. Alet kredi yüklenen özel plastik anahtarlarla çalışıyor.. Yani kredi almak için parayı önce idareye verip anahtarı yükletiyor, sonra dilediğin kadar kahve içiyorsun..

Hal böyle olunca makinanın kasası boş çıkmış.. Bu da Sedat'in psikolojisini bozmuş, kendini salmış.. Saçı sakalı koyverip kadrosuz imam gibi dolaşması bundanmış..

***
Gazeteye geldiğimden beri en merak ettiğim şey son transferimiz Uğur Dündar'ın nerede konuşlandığıydı..

Çünkü bizim gazetede oldum olası "oda kavgası" vardır.. Görünüşe göre de gazete var olduğu sürece devam edecektir..

Kimse kendi odasını beğenmez.. Herkes bir başkasının odasını merak eder.. Eşyasını denetler.. Sırf bu yüzden gazete içi çeteler oluşmuştur..

Odanın çetesi mi olur, demeyin olur!

Eğer bir başka yazarın odasındaki koltuk takımı seninkinden iyiyse ve bu durum özünü rahatsız ediyorsa ne yapacaksın? Gidip kendi paranla odanı yeniden tefriş edecek halin yok ya!

Onunkini çalacaksın..

Kırmızı koltuk vak'ası..
Çalmazsan yaptığın işten hayır gelmez.. Dışarda binlerce okur senden "Ne olacak bu memleketin hali?" sorusuna cevap bekliyor.. Bir köşe yazarı olarak oturup akıllar fikirler vermek durumundasın..

Aklın gazetenin başka bir köşe yazarının koltuklarına takılmışken, kendini katiyen memleket meselelerine veremezsin..

Şahsen ben veremedim.. Vatandaşa yönelik hizmetin aksamaması için de oturup bir plan yaptım..

Evet, altı yıl önce Hasan Cemal'in odasındaki kırmızı renkli koltuk takımını ben çaldırdım..

Yaptığım icraat artık mürur-u zamana uğradığı.. Ayrıca gazete içinde ceza-i ehliyetim yok sayıldığından şimdi göğsümü gere gere itiraf ediyorum.

***
Önce Hasan Cemal'in binadan birkaç günlüğüne ayrılmasını bekledik.. O vakitler memletette kriz yoktu ve bu gibi fırsatlar ele bol bol geçerdi..

Bir yazar aklına bir konu düştüğünde gidip yerinde inceleme yapmadan satır döktürmezdi.. Diyelim ki "Ekvator çizgisinde eğrilik var.." iddiası ortaya atıldı..

O konuyu kafaya takan yazar gidip Kanarya adaları ya da benzer bir yerde bir hafta geçirir, döndükten sonra da;

- "Evet, bizzat gözümle gördüm.. Bilmem ne kabilesinin savaşçıları ekvator çizgisini yamultmuşlar.. Bu olmaz.. Lütfen ekvator çizgisine biraz özen gösterelim.." diye yazardı..

İşte planın icraatını böyle bir vakte denk getirdik.. Teknisyenimiz Pronto Ali ve iki yardımcısı ile birlikte bir gece Hasan Cemal'in odasına dalıp kırmızı koltukları benim odaya taşıyıverdik..

Oraya da başka bir odadan çalınma siyah koltuklar koyduk..

Tedbir olarak bir ay boyunca odamın kapısını kapalı tuttum.. Hasan Cemal Osmanlı terbiyesi görmüş bir aileden geldiği için "Nerede benim kırmızı koltuklarım.." diye yekten tutturamazdı.. Olayı anlamamış gibi yapardı.. Nitekim öyle yaptı ve koltuk vak'ası kaynayıp gitti..

Şimdi "Bu anlattığın şenaatin Uğur Dündar'ın derede konuşlandığı ile ne ilgisi var?" diye soracaksınız..

Bir bildiğimiz var ki alaka kurduk..

Ancak bu sefer de yerimiz bitti.. Bir aksilik çıkmaz, üzerimize tepeden baskı uygulanmazsa bu konuya da yarın gireceğiz..

- "Yakama diktiler otuzbir nişan, Cümle yazarları ettim perişan.." diye övünmek için değil.. Sırf gerçekler bilinsin diye..



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
  Kasko sigortanıza en uygun  
 rakamı ödediğinizden emin  misiniz?
Evet
Hayır
Bilmiyorum
Kaskom yok
Arabam yok
   
HAFTANIN SOYLEŞİSİ
Nuriye Akman'ın bu haftaki söyleşisi için tıklayınız

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır