GKRY'nin AB'ye üyeliği, iki kesim arasında dağlar kadar (yaklaşık 10 kat) olan gelir uçurumunu daha da büyütecek.
Bu üyeliğin asıl önemli yönü, zaten ambargo altındaki Kuzey Kıbrıs'ın yeni bir ekonomik ablukaya alınması, bir başka deyişle "ekonomik enosis" uygulanmasıdır.
Türkiye ve KKTC, Avrupa'ya karşı tezlerini savunuyor ama ikna edemiyor. Biz söylüyoruz, biz dinliyoruz.
Peki herkes bize karşı mı?.. Göründüğü kadarıyla hayır. Ama bunu "görmek istemek" ve "Batılı'nın sözünü Batılı'ya dinletmek" gerekiyor.
Uluslararası hukuk uzmanı Prof. Dr. Maurice H. Mendelson bu alanda dikkati çeken Batılılardan biri. Mendelson, Kıbrıs'taki siyasal sorunların çözümü ve Rum kesiminin AB'ye üyeliğinin yaratacağı sorunları BM'ye rapor etmiş bir insan. Prof. Mendelson, "Güney Kıbrıs'ın AB'ye alınması ciddi ve şimdiye kadar benzeri görülmemiş sorunlara sebebiyet verecektir" diyor.
"Şimdiye kadar benzeri görülmemiş sorunları" düşünmek bile insanı ürkütüyor.
Bu duruma neden olmamak için, Güney Kıbrıs'ın AB'ye üyeliğinin "iki taraf arasındaki siyasi sorunların çözümünden önce" kesinlikle gündeme getirilmemesi gerektiği ileri sürülüyor.
Kıbrıslı Rumlar, Ada'da "yaşamın sürmesini temin eden" mevcut Anayasa ve Garantörlük Andlaşması'nın kendilerine "AB üyeliği yolunu kapattığını" biliyorlar. Ama, çıkış yolu olarak bir tez ileri sürüyorlar. Bu da, 1955 tarihli Avusturya Devleti'nin kuruluşuna ilişkin anlaşma. Sözkonusu anlaşmaya taraf olan ülkeler, Avusturya'nın AB'ye üyeliğini engelleme yetkisine sahip olmalarına rağmen bu yetkiyi kullanmamış ve itiraz etmemişlerdi. Rumlar bu olayı kullanarak, "Garantörlük Andlaşmasının yasaklayıcı hükmünü by-pass etmek" istiyorlar.
"Batılı" Prof. Mendelson, bu iddiaları (tezleri) çürütüyor ve özetle şu hukuki görüşleri savunuyor.
* Güney Kıbrıs'ın AB'ye üye olması halinde, tüm Kıbrıs'ta AB hukukunun uygulanması gerekecektir. Oysa bu mümkün değildir. Çünkü, Rum Yönetimi, KKTC üzerinde yetki sahibi değildir.
* Rumlar üye olsa bile, ne AB ne de Rum kesimi birbirlerine karşı yükümlülüklerini yerine getiremeyecekler, bu da Birliğin diğer üyelerini olumsuz etkileyecektir.
* Halen geçerli olan Garanti Andlaşması, Güney Kıbrıs'ın AB üyeliğini kesinlikle yasaklamaktadır. Uluslararası düzeyde garantiye alınmış Kıbrıs Anayasası da ihlal edilmiş olacaktır.
* Kıbrıs'ta garantör olan üç devletten İngiltere ve Yunanistan aynı zamanda AB üyesidir. Bu ülkeler, yasal haklarına dayanarak Rumlar'ın üyeliğini veto etmelidir.
Bir Batılı'nın işaret ettiği "ciddi ve şimdiye kadar benzeri görülmemiş sorunları" yaşamamak için, "Türk diplomasisi" kendisini göstermelidir.