Tarkan'ın yeni klibi beni hiç sarmadı. Ekranda her rastlayışımda içimden bir şaşkınlık geçiyor; herhalde yönetmenin de, şarkıcının da "boş tarafına" gelmiş, diye düşünüyorum.
Neredeyse bir rahatsızlık duygusu da yaratıyor bende!
Ferzan Özpetek çekmiş... Eee, nihayetinde Tarkan'ın klibi!.. Ve şarkı da dikkat çekici! Ama insan "Hüüüüp" diye kaçmak istiyor ekranın karşısından...
Klipte anlatılanı kavramak da pek mümkün değil.
Zaten küçük küçük filmler yapmaktan vazgeçsek de, klipler yapsak daha iyi olacak!..
Fakat sen kalk içine iddialı bir öpüşme koy!
İşte o zaman ortalık karışıveriyor.
Çünkü Sinem Candemir'le Tarkan biraz "Fransız tarzı" öpüşüyorlar. RTÜK'e gelen şikâyetlere bakılırsa, halkımız da önce "Fransız" kalmış bu öpüşmeye; sonra da kızmış!
(Halk dediğimiz kaç kişidir?.. Yüz şikâyet mektubu halkı temsil eder mi; yoksa şikâyetleri protesto eden on binlerce mektubun sahipleri mi halktır? Halk kimdir?.. Ben de diyorum ki, her çorbaya "halk tuzu" karıştırmanın anlamsızlığını bir kabullensek, ne iyi olacak!)
Ağızların açık olduğu, dillerin birbirine karıştığı "French Kiss"e Batılıların aynı zamanda "ruh öpüşmesi" filan demesi ilginç tabii!
Fakat biz geleneksel olarak tenlerin ayrı, ruhların ayrı seviştiğine inanırız. (Ya çok vahşi ya çok mızmız bir sevme biçimi!.. Neyse, burayı karıştırmayalım!)
Kaldı ki, yıllarca kadın oyuncunun kafasını erkeğin yüzüne gömüp olup biteni saçlarıyla perdelediği bir görsel kültürle beslendik. Orda ne olup bittiği hep hayalimize bırakılmıştır... Yani belki de hayallerimizi bozduğu için, asabımızı da bozuyor bu klip. (Bunu anlarım doğrusu!)
Şikâyetler gelince klibi izleyen RTÜK Başkanı Nuri Kayış da kişisel olarak klibi "sakıncalı" bulduğunu söylemiş.
Burada Kayış RTÜK'ün yayın ilkelerinden birinin altını çiziyor. Şöyle o ilke: "Yayınlar çocukların ve gençlerin fiziksel, zihinsel, ruhsal ve ahlaki gelişimini olumsuz yönde etkilememeli."
(Bir de "milli ve manevi değerlere aykırı olmayı" vurguluyor Kayış. Ancak orası karışık! Televizyonlarda sık rastladığımız öpüşmelere bu kadar gürültü koparılmamasının nedeni"Milli" kabul görmüş bir öpüşme türüne uygun olmaları mı?..)
İşin aslı şu ki, gerçek ahlaksızlıklar karşısında sessiz kalmaya mecbur bırakılmanın çaresizliğini yaşıyoruz. Bazılarımız da bunun acısını Tarkan'ın öpüşmesine öfkelenerek çıkarmak istiyordur, kimbilir!
Benim kafamı kurcalayan sorular ise şunlar:
Ekranlarda çocukların ve gençlerin gelişimini olumsuz etkileyen başka hiçbir şey yok mu da, sıra Tarkan'ın öpüşmesine geldi? "Bir bardak suda fırtına estirme" hevesimizi fazla zorluyoruz bence...
En olmayacak yerlerde; misafir ziyaretlerinde; kahve muhabbetlerinde "Oğlum, göster bakim amcana pipini!" diyen bir toplumuz. Bu garip törenlerden her nasılsa sakatlanmadan geçip yetişkin çağa gelebilen çocuklar, Tarkan'ın öpüşmesinden mi ruhsal ve ahlaki yönden kötü etkilenecek?.. Buna inanacak kadar saf olabilir miyiz?