kapat

17.05.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Superonline
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
YAVUZ DONAT(ydonat@sabah.com.tr )


Hayırlı olsun

Salı saat 15.00... Ahmet Necdet Sezer "TBMM Genel Kurulu'na" girdi... Önce ant içme... İstiklal Marşı...

Ardından teşekkür konuşması.

"Tamamı" 12 dakika 16 saniye.

Ve Meclis'ten, geldiği gibi yine "törenle" uğurlandı.

Sonra "Anıtkabir."

Daha sonra Çankaya Köşkü'nde "devir, teslim."

Atatürk'ün modern Türkiye'sine yakışır "görkemli törenler... Görkemli bir başlangıç."

Ve "yeni bir dönem."

"Ahmet Necdet Sezer dönemi."

Hayırlı olsun.

***

Ahmet Necdet Sezer "bir Turgut Özal... Bir Süleyman Demirel" değil.

"Onlar" siyasetin içinden geliyorlardı.

"Siyasi tabanları... Siyasi kadroları" vardı.

O nedenledir ki...

Özal dönemi "farklıydı."

Demirel dönemi "çok daha farklı."

Şimdi "Sezer dönemine" girdik.

"Siyasi kimliği... Tabanı" olmayan Sezer'in "bir başka kimliği" var:

Hukukçu kimliği.

Sezer, bu yeni döneme, "işte bu kimliği ile" damga vurabilmeli.

***

Cumhurbaşkanı Sezer Meclis'te konuşurken "çetele" tuttuk.

"Neyi vurguluyor" diye.

"Hangi kavramları" kullanıyor diye.

Daha sonra tuttuğumuz çeteleyi, Anadolu Ajansı'nın geçtiği "metin" ile de karşılaştırdık.

Sonuç:

Cumhurbaşkanı Sezer dün TBMM kürsüsünde tam onbeş kez "hukuk" dedi.

Sezer'in konuşmasının her paragrafında mutlaka bir "hukuk" var.

Hukuka dönük bu vurgulamalar Sezer açısından "iyi bir başlangıç."

Türkiye açısından "umut verici bir gelişme."

***

Hukuksuzluk... Hukuk dışı uygulamalar... İşkence... Faili meçhuller...

Cezaevlerinin hali...

Geciken adalet... Ceza veremeyen devlet "Türk demokrasinin topal ayağı."

Avrupa Birliği'ne girebilmemiz için "bu topal ayağın tedavisi şart."

"Anayasa değişikliği" şart.

Yasaların "değişecek Anayasa ile uyumlu hale getirilmesi" şart.

Açıkçası...

Bir "hukuk reformu" şart.

Bu alan "Ahmet Necdet Sezer'in alanı."

Toplumun, "bu alanda" Sezer'den beklentisi olacak.

Sezer "beklentiyi boşa çıkarmamalı."

"Dünkü söylemi" boşa çıkarmayacağının işaretleri ile dolu.

***

Dün Meclis'e giderken "Güniz Sokak'tan" geçtik.

Demirel'in gelmesine daha "beş saat vardı."

Davullar... Zurnalar...

Yurdun dört bucağından gelenler...

Güller... Balonlar.

"Akşama doğru" ise...

"Miting alanına" dönüverdi.

Yunus Emre der ki:

"Geldi geçti benim ömrüm,

Bir yel esip geçmiş gibi."

Demirel'in, Çankaya'daki yedi yılı "bir yel esimi gibi" geçiverdi.

Ve Baba "alkışlarla... Kurbanlarla uğurlandığı Güniz Sokağa, yine alkışlarla" döndü.

Eski İngiliz Başbakanlarından Margaret Thatcher diyor ki:

- İç politikada uzun bir geçmişi olmanın dezavantajları vardır... Medya hep yeni yüzler peşindedir... Dış ilişkilerde ise, dünyanın her yerinde politikacılar ve halk tarafından tanınmak, çok büyük ve giderek artan bir avantaj sağlar. (Demir Lady'in Anıları - Sayfa 332)

Demirel "bu avantaja" fazlasıyla sahip.

Türkiye "bu avantajdan... Bu birikimden" mutlaka yararlanacaktır.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır