kapat

17.05.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Superonline
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
AHMET VARDAR(avardar@sabah.com.tr )


Bu adamların torpili kimden?...

Geçenlerde Mustafa Kılıç ve İbrahim Menekşe adlı kişilerin Beykoz, Sarıyer ve Rumeli Feneri'nde ruhsatsız olarak dalyan kurup, yumurtalı balıkları yakaladıklarını yazıp, yetkililere seslenmiştim. Yazımın üzerinden yaklaşık bir ay geçmesine rağmen tek bir kurum, kuruluştan bu konu hakkında bir açıklama gelmedi. Anlaşılan bu konuyu üstüne alan yok... Tabii durum böyle olunca meydanı boş bulan bu iki kafadar, halen tezgahlarını tıkır tıkır işletip, yumurtalı balıkları bir güzel avlıyorlar.

Geçtiğimiz günlerde yine aynı kişiler, kendilerine dur diyecek biri çıkmadığından, Beykoz dalyanında avlanması yasak olmasına rağmen, 300 tane torik ve palamutu bir güzel avlayıp, Sarıyer, Beykoz ve Balık Halinde satıp paraları cebe indirdiler. İşin tuhaf tarafı balık halinde İstanbul Belediyesi Su Ürünleri Müdürlüğü'nün denetleyici elemanlarının sürekli olarak görev yapmalarına rağmen, adamlar tuttukları bu yumurtalı balıkları hiç zorlanmadan nasıl satıyorlar?...

Bu iki deniz canavarı İbrahim Menekşe ve Mustafa Kılıç, halen boğazda yumurtalı balıkları tutarak katlediyorlar ama kimsenin kılı kıpırdamıyor. Yahu arkadaş adamların isimlerinden tutunda, hangi gün yumurtalı balıkları avladıklarına kadar yazıyoruz sizden hala çıt çıkmıyor. İllaki bunları kulaklarından tutup ben mi getireyim size... Bu adamların torpili kimden, dokunulmazlıkları nereden geliyor?... Birisi çıkıpta bir açıklama yapsın. Siz ağzınız açık bakınırken adamların tuttuğu bu 300 balığın ne zaman avlandığı, nerede de satıldığını ben Bartın'dan öğreniyorum, siz burnunuzun dibinde olup biteni ya görmüyorsunuz, ya da görmemezlikten geliyorsunuz. Alın işte bu iki kafadarın bana ulaşan ikinci vukuatı. Bakalım ne yapacaksınız?...

Dürüst davrandı böyle oldu...
Herşeyi toz pembe gösterenlerin ve tuzu kuru şakşakçıların okumaları gereken kısa bir mektup var. Adam hala harcırah bekliyor...

"Son görev yerim Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı, Tokat ili Pazar İlçesi Müdürlüğü'dür. Yasa gereği, son görev yaptığım yerden emeklilikten ikamet edeceğim yer arasına tarafıma yol harcırahı ödenmesi gerekiyordu. Hem de peşinen ödenmesi gerekiyor iken, ki eşyalarımı ve ailemi bu para ile taşıyabileyim. Bu paranın veriliş amacı da budur. Fakat emekli olalı 10 ay geçmesine rağmen hala ödenmedi. Ne zaman ödeneceği konusunda ulaştığım yetkililer tatmin edici bilgi vermiyorlar.Harcırah bedeli 19.7.99 tarihi verilerine göre hesaplandı. Yaklaşık 90 milyon TL. tuttu. Bu para 2 yıl sonra da ödense aynı meblağ olarak verilecek.

Sayın Vardar, bildiğim kadarıyla bazı şahıslar emekli iken ikamet edeceği adresi çok uzak mesafe gösterip, fazla harcırah alıyorlar. Ben dürüst davrandım. Tokat ili Pazar ilçesinde görevli iken, halen ikamet ettiğim Tokat ili Turhal ilçesini gösterdim. Bu iki ilçe arasındaki mesafe 30 km. Ama yanılmışım, daha uzak mesafe yani Edirne veya Van göstermem gerekiyormuş. Dürüst davrandım, mağdur edildim. Bu mağduriyetimi kim giderecek?..."

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır