Cumhurbaşkanı Sezer, Meclis'teki ilk konuşmasında, anlamlı mesajlar vererek "çağdaş devlet" modelini çizdi; 15 kez de "hukuk" sözcüğünü tekrarladı.

TEMİZ TOPLUM
* Ulus egemenliğinden kaynaklanan her görevin temel amacı ve özü, ulusun mutluluğu ve gönencini yükseltmektir. Devlet bunun için vardır, bu amaca yönelik olarak örgütlenmiştir. Cumhurbaşkanlığı bu doğrultudaki çabalara özenle ve etkinlikle katkı yapacaktır. İnsanlarımızın hak ve hukukunu korumak, onların duygularını, inançlarını ve emeğini sömürtmemek öncelikli görevimizdir.

SİVİL TOPLUM
* Siyasal yaşamımızın dokusuna, çağdaş demokrasiyi, devlet yapımızın dokusuna da hukuk devleti ilkesini yerleştirmek görevimizi daha fazla geciktirmemeliyiz. Polis devletini çağrıştıran yapı ve uygulamaları terk etmeden çağdaş toplumun gereksinimlerini karşılayamayız.

* Toplumsal yaşamı değerli, anlamlı ve saygın kılan öğelerin başında eylem ve işlemlerin kurallara uygun olması gelir. Kurallar ödünsüz ve ayrıcalıksız uygulanıyorsa ve bu kurallara uyuluyorsa, özgürlük, eşitlik, girişimcilik gibi yeteneklerin geliştirilmesi gibi kavramlar ve böylece toplumsal mutluluk güvence altına alınmış demektir.

* Devlet toplumda hukuku egemen kılmalıdır. Barışın, özgürlüğün, mutluluğun, geleceğe kaygısız bakmanın koşulu da budur. Toplum sürekli temiz ve aydınlık bir ortamda yaşamalıdır. Kimse hukukun üstünde değildir. Hukukun üstünlüğü ilkesi herkesi bağlamalı, Anayasa'nın, yasaların ve hukukun gereği her zaman ve herkese karşı yerine getirilmelidir.

YOLSUZLUKLARA İZİN YOK
* Hukuka aykırı eylem ve işlemlere ve yolsuzluklara kesinlikle izin verilmemelidir. Yolsuzluklarla, hukuka aykırı yollarla çıkar sağlama alışkanlık ve girişimleriyle kararlı bir mücadele konusunda cumhurbaşkanlığının tüm olanakları toplumun hizmetinde, sizin yanınızda olacaktır.

* Ulusal önder Atatürk zamanında benimsenen temel ilkeler günümüzde de geçerliliğini korumaktadır. Uluslararası toplumun saygın ve aktif bir üyesi olarak Türkiye, farklı konumuna, olanaklarına, tarihten gelen ilişkilerine, bölgesel duyarlılığın, coğrafyasına bağlı, üstünlük ve özelliklerine uygun, bağımsızlık savaşımızın doğrultusuyla uyumlu, Atatürk'ün bağımsızlıktan ödün vermeyen, ülke yararını en üst düzeyde tutan onurlu kişilikli çizgisini sürdürecektir.

AVRUPA BİRLİĞİ
* Kendi içinde kapalı kalması olanaksız olan ülkemizin Avrupa Birliği'nin benimsediği uygarlık değerleriyle bütünleşmesi zorunludur. Hukuk devleti ve demokrasi konusundaki başarılarımız, çağdaş uluslar toplumundaki saygınlığımızı da artıracaktır.

* Cumhurbaşkanlığının karar ve işlemlerinin değişmez yol göstericisi ve esin kaynağı, Atatürk milliyetçiliği, ilke ve inkılapları ile O'nun aydınlanma ve çağdaşlaşma programının esasları olacaktır. Bu doğrultu kesinlikle korunacaktır. Bu düşüncelerle hepinize bir kez daha teşekkür eder, saygılar sunarım.

Sezer ata'ya sesli ant içti
'CUMHURBAŞKANI Sezer, yemin töreninin ardından saat 15.45'te Anıtkabir'e geldi. Cumhurbaşkanı Sezer, gözlüklerini takarak Anıtkabir şeref defterine şunları yazdı: "Yüce Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti'nin 10. Cumhurbaşkanı olarak huzurunda saygıyla eğiliyorum.

Kurduğunuz demokratik, laik Türkiye Cumhuriyeti huzur ve güven içinde ilerlemesini sürdürmektedir.

İlke ve inkılapların, açtığın uygarlık yolu, gösterdiğin hedefler ve ulusumuzun önüne koyduğunuz büyük idealler, değişmez yol göstericimiz olacaktır. Tarih boyunca nice büyük zorlukları birlikte ve beraberlik içerisinde aşan Türk ulusu, önümüzdeki dönemde çağdaş uygarlık düzeyinin üstüne çıkarak, gelişmiş ülkelerle her alanda yarışacaktır.

Bugün ne mutlu ki, fikirlerin ve ideallerinle yetişen Cumhuriyet nesilleri, bizlere emanetin olan Türkiye Cumhuriyeti'ni sonsuza kadar korumaya ve yaşatmaya ant içmiştir.

Bu kararlılığımız kuşaktan kuşağa taşınacak ve yaktığın ışık, yolumuzu aydınlatmaya devam edecektir.

Türk ulusunun kalbindeki erişilmez yerin, hiçbir zaman değişmeyecektir. Ulusça sana sevgi, sana saygı ve şükran duyuyoruz.

Ruhun şad olsun.

16.5.2000 Ahmet Necdet Sezer Cumhurbaşkanı"

Cumhurbaşkanı Sezer, Anıtkabir şeref defterine yazdığı mesajı daha sonra medya mensuplarının önünde sakin bir ses tonuyla okudu.'