"Kıvanç'lıyım ama huzursuzum"

Sabahın köründe evden değişik bir adamla çıkıyorum. Mahalleli (*) teyakkuz halinde. Bakkal, otopark bekçileri, fırıncı bir tuhaf bakıyor.

Açıklama bekler gibi de bir halleri var. Bir ara izah etmeyi düşünüyorum, sonra vazgeçiyorum. Ayrıca kime ne! Bu benim hayatım.

Yetiştiriliş işte. Hesap vere vere büyüyüp, kadın olduğum için tetikte olmam gerekliliği, önemli bir çoğunluk tarafından biliniyor olmanın "dayanılmaz hafifliği"nin ağırlığı! Hepsi birden böyle hissettiriyor bana beni. Peki kim bu adam? Gittikçe artan merakınızı hemen giderirsem yazının gerginliğine de bir son vermem gerekecek. Mestaneyi biraz daha uzatıp, açıklamamı pazar günü de yapabilirim, bunun için maaşımdan kesmezler! Ben bu yollara sapmadan, "az sonra" yapsam diyorum. Televizyonlardaki "gümm... az sonra" anonslarından içiniz şişmiştir. Bir de ben üzerinize gelmiyeyim de zeplin gibi olmayın. Yazının buralarını konunun yemini suyunu verip, besleyip, büyüterek (!) merakınızı daha fazla uyandırmak adına uzatmam gerekiyor. Fakat "yetiştirilişim" diyorum ya ikide bir, yetiştirilişimden kaynaklanan saflık, benden beklenen işleri, cevapları, randevulardaki dakikliği insanları çatlatmadan yapmamı sağladığı için, işin bu yanını becerememekteyim öte yandan. Yavaş yavaş yola giriyorum ama! Bakın şu ana kadar "bu adam kim?" hâlâ öğrenemediniz n'aber! Tamam yazıyorum "Kahpe Bizans" filminde oynuyorum ya. Hani Gani Müjde yazıp yönetiyordu, işte onda. Benim yaklaşık 1 ay işim var. Büyük bir prodüksiyon. Set çok kalabalık. Figürasyon bol. Bir uçtan bir uca megafonla bağırası geliyor insanın. Sonuçta bir asistan gerekiyordu. Bu adam o işte. Adı Kıvanç, tiyatrocu.

Bu sefer erkek olsun
Etraftan, "kız olaydı daha mı iyi olurdu" diye hafif yollu uyarılar almadım değil. Daha önce birkaç kız asistan maceram oldu. Kızların bazılarını ben "asiste" edince külahları değiştik. Neyse bu sefer erkek olsun dedim. Hem dünyanın erkeği, hep kız sekreter, asistan vb. kullanıyor. Kadınların niye illa kadınlarla işbirliği yapması gerekiyor? Kadınlar erkeklere yasaklıyor mu "katiyen bir kadınla çalışamazsın" diye? Erkekler, kadınların erkeklerle çalışmasından bir parça rahatsız oluyorlar ama... Allahtan çevremde böyle bir erkek yok. Çifte standartlara oldum olası tahammülsüzlüğüm vardır. Bence kadın-erkek yok, tavırlar var, tutumlar var. Bu arada Kıvanç'ın da bir eşi var. "Ayşegül Aldinç'le çalışacağım," deyince son derece anlayışlı bir tavırla karşılaşmış. Demek ki sıradan bir kadın değil. Başkası olsa havale geçirirdi belki de değil mi? Dışardan bakılınca Ayşegül neye benziyor? Rivayet muhtelif. Ayşegül seksi meksi değil. Kıvanç da gördü ki hatta zaman zaman "tulumbacı" gibi (marifet değil ama öyle). Kıssadan hisse demek ki neymiş? Başkalarının uydurmasıyla başkaları hakkında fikir sahibi olmayacakmışız.

Köşe yastığı olmiicaz işte!
Konuyu kendi üzerimizden hemencecik alıp, tekrar ana mevzuya geliyoruz. Geçen yazıda da "Brad Pitt'in poposu" arabaşlıklı hassas konuya şöyle bir değinmiştim. Hatırlayacak olursak Brad Pitt'in resmi tam yayınlanmayıp, oğlancığın belinden kesilmişti. Türk erkeğinin kendine olumsuz anlamda emsal teşkil edecek örneklere açık olmadığını öğrenmiştik. Güzel adamları, çıplak adamları, çıplak bedenleri ile fazla görme şansımız yok yani. Peki bizim günahımız ne? Sabah kahvaltıda Cindy Crawford bedeniyle güne başlayıp, gün içinde sayısız yayın organlarında bizim bedenlerimizden oldukça farklı kadın suretlerini görünce kendimizi çok mu mutlu hissediyoruz sanılıyor acaba? Hayatlarımızın onlara özenerek geçmesi isteniyor olmalı. Kendimizi forma sokmalıyız ('dertler benim olsun' durumu), hatta "Crazy Horse kızları" gibi olmalıyız. Yanyana durunca göğüs uçlarımız düz bir çizgi oluşturmalı. Başka yerlerimiz de tabii! Her çağ için başka bir kadın prototipi yaratıp ona sosyal tavırlar verip, köşe yastığı olarak hayattaki görevine devam etmesini sağlamak, aklı başında her erkeğin asli görevi olmalıdır! Kızlarla erkeklerin düşünce farklılığı ile ilgili yazı burada sona eriyor. Ben de bir kadın, üstelik gözönünde bir kadın olarak, yanlış anlaşılmamak adına "Kıvanç"lı falan olmayı bırakıp, "huzur" adında bir kız mı arasam acep?

* Teyakkuz: Uyanıklılık
Sayıklamalar:

Ey ahali!

Ve bazı müzisyen kardeşlerim;

Kabareye "kabere" demeyin

Siz Marlboro'ya da "Malbora" diyorsunuzdur Allah bilir

Ama siz de haklısınız

Yıllarca en ünlü assolistlerimiz

Programlarına "proğramıma başlamadan önce..." diye başladılar

"Bilhassa" ile "bilakis"in karıştırıldığı günleri

Hatırlamak bile istemiyorum

Hatırlar mısınız bazılarınız

Pasaja "paşaz" derdiniz

Türkçe'yi dert etmeyip, başıboş Türkçe'niz ile bizi gerdiniz

İpe un serdiniz

İp niye kopmaz?

Zampok eyin pi?