kapat

12.08.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
banners
Siber Haber
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
SERPİL YILMAZ(syilmaz@sabah.com.tr )

Askerden siyasetçi olmaz sivilden darbeci olur!

Cüneyt Ülsever'in dün yazısındaki başlığı görünce, şaşkınlığımdan okudum. Bildiğim Ülsever, Emekli Genelkurmay II. Başkanı Çevik Bir'i siyasete davet etmez. Zaten başlıktaki ünlem işareti de bu görüşümü doğruluyor. Ona Necmettin Erbakan'ı siyasete davet etmek daha yakışır.

Hafızam beni, kapatılan RP'nin yasaklı Lideri Necmettin Erbakan'ın geçtiğimiz bayramda basına verdiği yemeğe götürdü.

Erbakan yemeğe Fazilet Partisi'nin Belediye Başkanı Ali Müfit Gürtuna, Milletvekili Nazlı Ilıcak ve bir grup FP'li ile birlikte gelmişti. Emirgan Korusu'ndaki Beyaz Ev'deki davete Sabah'ın yazarı olarak ben katılmıştım. Hayatımda da ilk kez Erbakan'la yanyana geliyordum.

Erbakan tanıdık simaların çoğunlukta olduğu yemekte, benim gibi tanımadığı yüzleri görünce kendimizi takdim etmemizi istedi. Tanıştık. Türkiye gündemini elinde tutan bir gazetenin yazarı olarak toplantıda bulunmamı hoş bir tebessümle karşıladı.

Toplantı neredeyse 4 saat sürdü.

Sustum, dinledim.

Katılan gazetecilerin kimi televizyon kanallarında demokrasi adına boy gösteren ünlülerdi, kimileri de Erbakan ve devamındaki Fazilet Partisi çizgisinin izini sürenlerdi.

Erbakan, insan hakları ve demokrasi üzerine çeşitlemeler sundu. Gazeteciler Türkiye'deki demokrasi ve insan hakları zaafları üzerine sohbeti derinleştirdi.

Dayanamadım, söz istedim.

Erbakan da verdi.

İki soru sordum, birincisi; "Sayın Erbakan Türkiye'de demokrasi karşıtlarının size siyaset yasağı koyduğunu iddia ediyorsunuz. Ancak HADEP seçimlere giriyor da, siz giremiyorsunuz. Bu ayırımı neye bağlıyorsunuz?"

İkincisi ise, "Türkiye'de irtica tehlikesine yol açtığınız için siyaset yasağına uğradınız. İrtica ile yeterince mücadele ettiğinizi düşünüyor musunuz?"

Anadolu Kaplanları'ymış
Başta Erbakan, herkes buz gibi oldu.

Erbakan sorumu yanıtlarken siyasi olarak desteklediği "Anadolu Kaplanları"nın ekonomide etkinliğini anlattı. Siyaset yasağının irtica nedeniyle değil, ekonomide sağladıkları güç nedeniyle geldiğini vurguladı. Sözlerini "Bana başka bir ortamda böyle bir soru sorulsa, çöp tenekesine atarım" diyerek tamamladı.

Hoca dost toplantısında gafil avlanmıştı.

Bu açıklamaları gece gazeteye gelip, yazdım. Manşet oldu. Ertesi gün haberi gören! tek gazeteydik. Hürriyet gazetesi yazarı Cüneyt Ülsever ise ertesi gün benim soruma verilen yanıttan oluşan bir yazı yazdı. Erbakan'ın ekonomik görüşlerini... Belli ki ona da iyi malzeme çıkmış.

Şimdi 4 saat Erbakan'ı dinleyen Ülsever, Çevir Bir Paşa'nın siyasete girmesini "çizmenin iktidarı" olarak yorumluyor.

"Sincan'da 10 adet tank, 9 adet şeriatçıyı derdest etti de yüreğimize su serpti" diye Çevik Bir Paşa'ya gönderme yapıyor.

Sincan gösterisi
Keşke Ülsever, bu göndemeyi yapmadan önce Beyaz Ev'de Erbakan'a şu soruyu sorsaydı:

"Sincan'da radikal islamcıların yasa dışı bir gösterisi oldu. Laik cumhuriyetin parti genel başkanı olarak demoratik tepkinizi tanklardan önce neden siz koymadınız?"

Sarıklılarla, demokrasi muhabbeti yapacaksın. Sarıklıların iktidarını engelleyen ve bir görevi de bu olan ordunun saygın bir generaline siyaseti yakıştırmayacaksın.

Ne garip tesadüf ki, ben de Ülsever'le aynı gün Çevik Bir Paşa'yı yazmışım.

Bodrum'da milyon dolara varan fiyatlarla villa satın alma yarışına giren bir kesime karşı, Çevik Bir Paşa'nın 90 bin dolara bir ev aldığını duyurmuşum. Kaldı ki dün öğrendiğime göre mütevazi kooperatif evini 5 taksitle 80 bin dolara satın almış Paşa...

Yazımla birlikte öyle bir manzara çıkmış ki ortaya; Çevik Bir'in siyasete girmesini arzu eden kesimlere karşı bir ittifak doğuyor.

Bu izlenimi bana Çevik Bir Paşa'yı Selimiye'de ziyarete giden Marmara Grubu'nu oluşturan işadamları anlattı.

Onlara aynen şunu söyledim:

"Asker kökenli olmak benim kitabımda siyaset yasağı getirmez. Sivil dünyada kan akıtarak iktidarı ele geçirmeyi umanlardan korkarım..."

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır