kapat

12.08.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
banners
Siber Haber
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
ATİLLA DORSAY(adorsay@sabah.com.tr )


Tabu yok!

Sevdiği erkek tarafından tatmin edilemeyen bir kadının arayışlarını anlatan Romans, kuşkusuz, sinemada cinselliğin tarihinde özel bir yer tutacak

Romans (Romance)

Yönetim ve senaryo: Catherine Breillat Görüntü: Yorgos Arvanitis Müzik: D. J. Valentin, Raphael Tidas Oyuncular: Caroline Ducey, Sagamore Stevenin, Francois Berleand, Rocco Sffredi

Fransız filmi
İlk filmlerini İstanbul festivalinde izlediğimiz kadın yazar-yönetmen Catherine Breillat, son filmi "Romans"la Fransa'yı ayağa kaldırdı. Medyada uzunboylu tartışıldı film, sinemasal yanlarından çok ahlaki ögeleri üzerinde duruldu. Türkiye'de de buna yakın biçimde tartışılacağını söylemek kehanet sayılmaz...

Breillat, sevdiği erkek tarafından tatmin edilmeyen bir kadının arayışlarını öykülüyor. Ne var bunda, ülkemizde ve de dünyada bu durumda sayısız kadın var diyebilirsiniz...

Ama Marie, ne de olsa bir Fransız kadını... Cinselliği çok önemseyen ve bu konuda uygulama kadar teoriyi de sürekli geliştiren bir arayıcı.. Erkek ise Fransız kibarlığından nasibini almamış, cinsel soğuklukla sadizm arasında gidip gelen, bencil, ruhsuz, kendini beğenmiş bir yaratık, gerçek bir hıyar... Kadınla seks yapmayı sürekli redediyor, küçük penisini dünyanın göbeği sanıyor, başkalarını tavlamayı spor sayıyor...

Film, kadının birkaç serüvenini anlatıyor. Barda tanıştığı doymak bilmez bir adam (Alanındaki üstün performansıyla (!) tanınan Fransız porno yıldızı Rocco Siffredi), 10 bin kadın tavladığını iftiharla önüne gelene anlatan okuldaki saplantılı başöğretmen, bir sokak tevacüzcüsü... Tüm bu deneyleri yaşarken sevdiği erkeğe duygusal yönden sadık kalan ve sadece bedenini örseleten Marie, sonunda bir çocuk yapınca adamı lâyık olduğu yere göndermekte de duraksamıyor.

Yatak sporları
"Romans" kuşkusuz seks sinemasının ya da sinemada cinselliğin tarihinde özel bir yer tutacak. Bu filmde, erotik filmlerin tabu görüntüsü, 'ereksiyon halindeki erkek organı' bol bol görüntüleniyor. Okşama, duhul, ağza alma gibi yatak sporları sık sık perdeye geliyor.. Pornografik sinamaya özgü niteliklerin, sadece erotik olan, üstelik sanatsal olmayı da deneyen bir filmde böylesine kullanılması, tek başına bir devrim sayılabilir.

Ama bu olsa olsa ahlaki bir devrim. Sinemasal değil. Belki bu filmde görüp görmemeye alışık olduklarımız açısından herkesi, hepimizi şaşırtacak, kişisel hoşgörümüzü yeniden bir sınamaya tabi tutacak...

Ama, öte yandan, Marie aracılığıyla çağdaş kadının, belki bir ölçüde de çağdaş erkeğin cinsellikle olan ilişkisini deşme iddiasındaki film, bu ağır yükü kaldıracak güçte değil.

Olaylara eşlik eden Marie'nin iç konuşmasının getirdiği tekdüzelik, oyuncuların sıradanlığı, erotik olanla duygusal olan arasındaki bağların zayıflığı ve belki de herşeyden öte, kendisini aşırı önemseme... Bu temel kusurlar filmi zayıflatıyor.

Kuşkusuz belli bir içtenlik, belli bir cesaret içeren ve kadın-erkek ilişkilerine kafa yoranlarca görülmesi, yorumlanması gereken bir film. Ama yarattığı fırtınadan geriye sinema olarak pek birşey kalmıyor.

Harp ve sıla
Yüzbaşı Conan (Le Capitaine Conan)

Yönetim ve senaryo: Bertrand Tavernier Oyuncular: Philippe Torreton, Samuel LeBihan, Bernard LeCoq, Claude Rich, François Berleand Fransız filmi.

FransIz sinemasının aydın tavırlı önemli yaratıcısı Bertrand Tavernier, yeniden Birinci Dünya Savaşı'na eğiliyor; 1918'de, savaşın resmen bitmesinden sonra Balkanlarda yurda dönmelerine izin verilmeden dolaşan Fransız birliklerini anlatıyor.

Filmin koşut biçimde ilerleyen birkaç ana teması var. Öncelikle yönetmenin o ilkel savaş koşulları içinde görkemli biçimde saptadığı, savaşın anlamsızlığı, hele ülkesinden uzak bir savaş için ölmenin zavallılığı... Sonra, savaşın barıştan daha güçlü biçimde hukuku ve adaleti ayaklar altına aldığı gerçeği. Ve, en önemlisi, filmin kahramanı yüzbaşı Conan ve adamlarının sonra mahkeme önüne çıkmalarını gerektiren başıboş, yağmacı, keyfi ve kaba güce yönelik tutumları ve bunların savaş uğruna, kahramanlık uğruna mazur görülüp görülmeyeceği tartışması...

Tavernier az tanınan oyuncularla gerçekleştirdiği filmde, seyircinin ilgisini sürekli ayakta tutmayı başaramıyor. Savaş ve hukuksal tartışma sahnelerinde canlanan film, oldukça uzun ölü anlar içeriyor. Sanki Tavernier'nin o parlak ilk dönemi iyice gerilerde kalmış gibi. Bu film, yönetmeni "D'Artagnan'ın Kızı"yla içine girer gibi olduğu durağan dönemden çıkaracak gibi değil. Biraz daha beklemek gerekecek!..

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır