kapat

12.08.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
banners
Siber Haber
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
SELAHATTİN DUMAN(sduman@sabah.com.tr )


Teknolojik altyapı şart!

Eğer altyapın yoksa; bırak bilgisayar tedariklenip Internet'te güneş banyosu yapmayı, normal bir arabanın hakkından bile gelemezsin.. O yüzden eğitimde teknolojiye ağırlık vermeli, mesela coğrafya dersleri çoğaltılmalı..

Azmettik sanki.. İlla ki "Bir cırtım akıl takmışlar başa.. Ne yaza yeter, ne kışa.." lafını eden atalarımızı haklı çıkaracağız, diye..

Oturup koca Pazar gününü kendimize haram ettik.. Günü haram ettikten başka yazıyı da son dakikaya geciktirip, fazladan yazı işlerine eziyet yaptık..

Son yazımda anlatmıştım.. Bütün bunlar; birkaç gün önce kendime aldığım Hyundai nam araba yüzünden başıma geldi..

ooo

Siz de haklısınız tabii.. Şu yazdıklarıma bakıp, kumasından dayak yemiş taze gelin gibi dövünmemizin sebebini oturduğunuz yerden şıp diye anlayamazsınız.. En iyisi oturup anlatmak, daha doğrusu itiraf etmek..

Gözün kör ola kırmızı ışık..

Araba yeni.. Elin çekik gözlüsü, müşterinin gözünü boyayacak ya! Arabaya bir ön panel yapmış.. Ben diyeyim "ön panel" siz deyin A300 tipi uçağın pilot kabini.. Aynen kokpit diye duruyor..

Gerekli gereksiz ne kadar soket, düğme, tuş varsa getirip bu ön panele monte etmişler.. Gösterge paneli olmuş size Baytekin filminin feza aracı..

Baytekin filmi deyip küçümsemeyin.. Yaşı yetmeyenler bilmez.. Rahmetli Baytekin bizim zamanımızın feza adamıydı..

Uzaylılar tarafından tanınmamak için sürekli maske ile dolaşır, Amerikan hükümeti tarafından geniş yetkilerle donatıldığından uzayda olup biten her şeye karışırdı..

Bir meteor dünyaya düştü diyelim.. Baytekin illa ki başına dikilip bakacak.. Meteor kendiliğinden mi düştü, yoksa uzaylı veletler birbirini taşlarken dünyamıza mı sekti, anlayacak..

İşin içinde bir pislik varsa Baytekin uzay aracına atlayıp, olaya müdahale ederdi.. Sadece suçlu UFO'ları cezalandırmaz, onlara yardım ve yataklık yapan gezegen ahalisini de dayaktan geçirirdi..

Böylece "Sivrisineği haklayıp, bataklığı kuruttuktan" sonra dünyaya dönerdi.. Filmleri çeken Hollywood yönetmeninin kendisi de o güne kadar uzay aracı görmediğinden Baytekin'in UFO'su da hayali birşeydi.. Zeytinburnu hattı minibüsünün "karmaşık ön panellisi" gibi birşey..

Yönetmen seyirci etkilensin diye ne kadar gösterge varsa o panele monte ettirmişti.. O yüzden beyaz perdeye bakıldığında o araç kainatın öbür ucuna kadar gidebilir, hissi verirdi..

ooo

İşte bizim Hyundai'nin gösterge paneli de ilk bakışta adama bu etkiyi veriyor..

Hyundai'nin amirleri aracın gösterge panelini bir UFO'ya yakışır düzende yapmışlar ama gelin görün ki koltuk döşemeleri o alemlerde değil..

Neden derseniz, sanki döşeme kumaşı olarak Harmandalı Efemiz'in zeybeklerinden birinin dallı güllü mintanı örnek alınmış, mintan deseni aynen kumaşa tatbik edilmiş..

Böylece minibüs azametindeki arabanın içinde bulunan dört sıra koltuk hesaba katılırsa, desinatörlük marifetiyle dört ayrı "şark köşesi" yaratılmış ki bir bakır mangal eksik.. Beğen, beğendiğine otur!

Benim böyle şeylere taktığım filan yoktur..

Ancak etrafımız insanı rahat bırakmaz.. Kullandığın eşyaya bakıp asaletine, görgüne, illa ki zevkine baha biçerler.. Hele medya esnafından iseler oturup bir de yazı yazarlar..

Başıma geldi de oradan biliyorum..

Bizim Mimoza dergisinin kızları "evinizi görmek istiyoruz.." diye tutturmuşlardı.. Gafletime geldi, olur, dedim.. Gelip eve baktılar.. Girdikleri her odadan bir kıkırdama sesleridir gidiyor..

Kız kısmı durduk yere kıkırdamaz.. Bir aykırılık olduğunda kıkırdar.. Bu onların durumu, çevreyi veya olan bitenleri ifade biçimidir.. İki kız yanyana gelip de kıkırdamaya başladılar mı bileceksiniz ki mahalleye bir haftalık dedikodu mevzusu çıkmıştır..

Benim adım Tomas..
Mimozacı kızların evime yaptığı resmi ziyaret sırasında da böyle oldu.. Oraya bakıp kıkırdadılar, buraya bakıp kıkırdadılar.. Sonra oturup yazılarını yazdılar..

Ben "Aslan yatağından belli olur.." türünden birşey bekliyordum..

Onlar evin hallerini misal alıp, itin kıçına sokmuşlar.. En çok da kafayı masa örtüme takmışlar.. Yemek masasının üzerine "Şirketimizin kızları misafirliğe gelecek" diye özene bezene serdiğim örtüye..

"Selahattin Bey'in naylon masa örtüsü hepimizi şok etti!"

Niye şok oluyorsunuz, imansızlar? Örtüyü kafanıza geçirip nefesinizi kesmeye mi çalıştık yani? Ne vardı masa örtümde? SABAH'ın okurlarına onbir kupon karşılığı verdiği aslan gibi bir masa örtüsüydü..

Muhteşem bir şeydi..
Bu "Muhteşem" lafını ben yakıştırmıyorum.. Gazetem, promosyon kampanyası sırasında masa örtüsünü okurlarına takdim ederken bu ifadeyi kullanmıştı, o yüzden şey ediyorum..

ooo

Lafı sündürmeyelim.. Hyundai'nin daracık bir minibüs mekanında yarattığı dört ayrı "Şark köşesi" beni rahatsız etmezdi..

Hatta ben, yandaki pencerelere Sümerbank basmasından perde diktirip, mekanı tam uyumlu bir hale getirmeyi bile düşünmüştüm..

Ama araba teslim edildiğinde bahçede başına toplandık.. Nasıl birşey diye baktığımızda aklımdan bunlar geçiyordu.. Bizim binada çalışan reklamcı hanımlar da vardı meraklılar arasında..

Onların arabanın koltuklarına bakışından huylandığım için bu projeyi şimdilik erteledim..

Ne var ki ön tarafta bulunan gösterge panosu için yapabileceğim birşey yoktu..

Eğer bu arabayı kullanacaksam, bu karmaşık gösterge aracının hakkından gelmem lazımdı..

Nitekim bunun acil olduğu daha arabaya ilk yakıtı koyarken anlaşıldı.. Gazetenin iki adım ilerisindeki benzin istasyonuna gittik.. Depoyu açacağız.. Lakin kapak açılmıyor..

Benzin deposunun kapağı, gösterge panosunun altına gizlenmiş.. Benzincide çalışan elemanlar, mayın taraması yapar gibi aletin ön panosunda ne kadar soket varsa kurcaladılar.. Sonunda biri kapağı açtı..

Bu da arabaya dair ilk keşfimiz oldu.. İradenin zaferi işte! İkinci önemli keşfi de yarın anlatırım..

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır