kapat

12.08.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
banners
Siber Haber
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
CAN ATAKLI(ataklic@sabah.com.tr )


Gazeteciye af kandırmacası

Son bir hafta içinde "Affa karşı çıkan" sayılmayacak kadar faks mesajı gelmiş. Vatandaşlar "katillere, hırsızlara, tecavüzcülere, dolandırıcılara" af getiren yasanın çıkmaması için yoğun çaba gösteriyorlar.

Başbakan Ecevit ise "şimdilik Ekim'e ertelenen" af yasası için "lobi faaliyeti" yapmayı sürdürüyor.

Ecevit önceki gün "çıkacak afla mahküm olan gazetecilerin de serbest kalacağını" söyledi. Bu sanki "affı iyice düşünmek gerek" diyen gazetecilere yönelik bir kandırmaca gibi geliyor bana. Yani Başbakan herhalde "Affa karşı çıkıyorsunuz ama, içerdeki arkadaşlarınızı düşünün" demek istiyor.

Oysa, düşüncelerini açıkladıkları için hapse atılanların affa ihtiyacı yok. Çünkü onlar Türkiye'nin ayıbı yüzünden hapisteler. Sırf düşüncelerini söyledikleri için insanları hapse atan bir zihniyet af çıkarsa ne olur çıkarmasa ne olur?

Önemli olan düşünceyi ifade konusunda af çıkarmak değil, bu çağdışı maddeleri yasalarımızdan tamamen çıkarmaktır.

"Gazeteciler de hapisten çıkacak" sözü bu açıdan bakınca bir kandırmacadan başka şey değildir.

Öte yandan çeşitli olaylar sonucu mağdur olan onbinlerce aile af konusunu nefretle ve tedirginlikle izliyor. Bir kadın okurum "19 yaşındaki oğlum serserilerin saldırısına uğrayarak öldürüldü. Şimdi onlar mı dışarı çıkacak" diye soran acıklı bir mektup göndermiş.

Kızı tecavüze uğrayan bir baba "Demek ki onlar çıkacak, bu kez ben katil olarak içeri gireceğim, bu mu adalet" diyor.

Tekrar etmek istiyorum; hiçbir devlet vatandaşına yönelik suç işleyen kişileri affetme yetkisine sahip olamaz. Devlet ancak kendine yönelik suçları affedebilir. Benim canımı yakanı niçin bir başkası affetsin?

Taksicinin derdi
Güneş tutulması pekçok espriye de neden oldu. Bir tanesini Demir Savaşçın'dan dinledim. İzmir'de taksiye binmiş. Şoföre "Az sonra güneş tutulacak, acaba ortalık karanlık olacak mı?" diye takılmış. Şoför arkasını dönüp "Ne farkeder ağabey, ister kararsın, ister kararmasın, bize gece tarifesi açtırmıyorlar ki, sen ona bak" demiş.

Aleme verdik talkımı, kendimiz yuttuk salkımı

Tam bir çılgınlıktı. Ama değdi de doğrusu. Kimbilir kaç yıl sonra görebileceğimiz bir doğa olayını izlemenin heyecanını yaşadık. Herhalde hiçbir güneş tutulması Türkiye'de bu kadar büyük heyecan yaratmamıştı. Tabii bunda "En iyi izlenecek yerlerden birinin Türkiye" olmasının önemi büyüktü. Dünya televizyonları, bilim adamları akın akın Türkiye'ye gelince, bize de işin "şenlik" kısmı düştü.

Haber sayfalarında fotoğrafları görmüş olmalısınız. İstanbul'da saat 14.00-14.30 arası hayat adeta durdu. Eline "karartılmış" bir nesne alan kafayı göğe dikip "tutulmayı" izledi.

Bir süredir yoktum ya, dün öğle üzeri gazeteye uğradım. Güneş tutulmasını arkadaşlarla birlikte izledik. Tabii gazeteci olduğumuz için şanslıydık, gözümüzü fazla tehlikeye atmadan güneşi izleyebildik. Millet özel gözlükler alır, isli camlar yaparken, bizim işimiz biraz daha kolay oldu. Çünkü biliyorsunuz gazete sayfaları önce filme çekiliyor. Bu filmlerin yıkanmış hali simsiyah. Kamera servisinden temin ettiğimiz bu siyah filmleri birkaç kat yapıp kendimize özel "gözlükler" imal ettik.

Buna rağmen bu yazıyı yazarken gözlerimin hafif sulandığını ve biraz da acıdığını hissediyorum.

Aslında dünkü gazetede bütün uyarıları alt alta sıralamıştı arkadaşlar "Aman fazla bakmayın, kör bile olabilirsiniz" diyorlardı. Dün gazete önünde biriken yüzlerce kişiden pek çoğu sanki "Dur bakalım kör olacak mıyım" denemesi yapar gibi, elinde siyah film gözlerini güneşten ayırmadan bakıyordu. Galiba kör olan yok ama bizimkisi tam "Aleme verir talkımı, kendi yutar salkımı" türünden olduğu için pek güldük.

Neyse bu güneş tutulmasının Türkiye'ye çok faydası oldu. Dünya televizyonları uzun süredir "iyi" söz etmedikleri Türkiye'ye hiçbir çamur atmadan yayın yaptı, binlerce kişi Türkiye'ye akın etti ve söylenenlerin doğru olmadığını kendi gözleriyle gördü. Turizm Bakanı da iyi çalıştı doğrusu.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır