Pişmanlık kapısı

Dağdaki teröristlere yönelik Pişmanlık Yasası üstünde anlaşma sağlandı ve tasarı bakanların imzasına açıldı.

Gerek Cumhurbaşkanı'nın, gerekse koalisyon liderlerinin açıklamaları, devletin bölücü terörle mücadelede yapabileceği en son fedakârlığın PKK'ya pişmanlık kapısını açmak olduğunu belli ediyor.

O da şu şartlarla:

1. Eyleme katılmamış, can almamış olmak;

2. Çatışma anında silâhını bırakıp teslim olmak veya bunu yetkililere başvuru şeklinde yapmak;

3. Ve bu hakkı 6 ay içinde kullanmak..

Yasa, mahkumiyeti kesinleşmiş ve henüz tahkikatı başlamamış olan örgüt üyelerine de ceza indirimi hakkı tanıyor.

PKK'yı destekleyen dış çevreler, şimdi bu adımı, barış çağrıları yapan Apo'ya olumlu bir karşılık diye yorumlayacaklardır.

Ama gerçek bu değildir.

Çünkü bebek katilinin yakalanmasından hemen sonra bu hazırlık zaten başlamıştı.

Taktik ve gerçek
Can derdine düşen Apo, örgüte halâ egemen olduğu inancını vermek istiyor.

Fakat gerçekler onu yalanlıyor.

Çünkü "şiddet eylemlerine son vererek sınırların dışına çekilme" konusunda yaptığı çağrı PKK tarafından sözde desteklenmiş ama pratikte dinlenmemiştir.

İstihbarat raporlarına göre..
"Doğu ve Güneydoğu'da yerleşim birimlerine, şantiyelere, köy korucularına saldırı ve pusular, yollara mayın döşeme, elektrik ve telefon direklerini yakma, adam kaçırmalar devam ediyor."

Apo idamdan kurtulmak için PKK'yı saatli bomba gibi elinin altında tutmak istiyor.

Örgütüne "teslim olun" yerine "sınırların dışına çıkın" demesinin başka nedeni yoktur.

Bu arada dil ve kültürel haklar alanında bir pazarlık zemini asla bulamayacaktır.

Cumhurbaşkanı Demirel'in, HADEP'li belediye başkanlarına şu sözleri, devletin pozisyonunu belirtiyor:

"Başka etnik kökene, başka inanca imtiyaz arıyorsanız, işte o bölünme olur. Mücadelemiz, bölünme olmamasıdır. Türkiye'nin temeli budur!"

Teslim çağrısı
Şu kesin: Devlet, ülke içinde milli azınlıkların varlığını asla tanımayacaktır.

Zaten Apo da İmralı'da dağdaki adamlarına seslenirken şunu demişti:

"Sizi yanıltan ben, hiç bir baskı altında kalmadan söylüyorum. Bizi koruyacak olan demokratik cumhuriyetin çatısıdır."

O çatının etnik bölünmeyi kabul etmediğini herkes gibi Apo da biliyor. Demokratik cumhuriyete en büyük zararı PKK terörü verdi. Bu cumhuriyet, kan dökücü tehdidin başını ele geçirdikten sonra şimdi, kandırılanlara âlicenaplık gösteriyor.

Gerisi ihanetin batağına düşenlere kalıyor.

Buna Apo da dahildir.

Pişmanlık Yasası meclisten geçince Apo'ya "kayıtsız şartsız teslim" çağrısı yapmak dışında hiç bir çıkış ve kaçış kalmayacaktır.

Pişmanlığının samimiyetini o da kanıtlamak borcu altındadır. Kurnazlık hevesi, ele geçen fırsatı heba edebilir!