kapat

15.07.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
intermerkez
Siber Haber
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.


Ne ayıp...

Ankara'dan İstanbul'a bir trafik bir trafik, şehir içi yolları ne kadar çok kesiyorlar bugünlerde. Mühim adamlardan biri gidiyor, biri geliyor. Yol kesme nedenleri uçaklarına geç kalmasınlar diye ise eğer, uçak zaten onlarsız kalkmaz ki. Yok, özel uçaklarına yetişmek içinse fevkalade tuhaf. Ayrıca biz, sözgelimi Taksim'den Maslak yoluna gidene kadar onlar hava yoluyla iki şehri aradan çıkarırlar. Her halükarda bizden daha iyi durumda olduklarını kanırta kanırta yüzümüze vurmaları ne ayıp (Sayın Hakkı Devrim, kanırtmanın burada kullanılmasının yanlış olduğunu söyleyecektir. Haklıdır.) Zaten ayrıcalıklılar; bu ayrıcalığı insanların en depresif ruh halleri gösterdikleri trafikte farkettirmeleri, halkı çileden çıkarıyor fikrimce. "O adam da biz neyiz?" kompleksine sokuyor, ne derseniz deyin. Hele o kornaların *kakafonisini dinleme felaketine maruz kalanlar... (O anda şuursuzca kornaya basıyor olsalar bile) eminim ertesi gün en yakın arkadaşlarına davranış bozukluklarını tedavi ettirmek amacıyla sinir doktoru soruyorlardır (Tanrım yine uzun cümle kurdum. *Kahretsin!)

Mühim adamlara çözüm önerisi: Eskiden cumbadan cumbaya gönül ilişkileri pişirilip işmar edilirmiş. Siz de damdan dama kotarın memleket işlerini, otellerin tepesinde pistler var. "Ohoo! Onlar zaten bunu biliyorlar, sen uyuyorsun kızım, günaydın!" diyorsanız. Ben sizin kızınız değilim, bu bir. Direksiyon başında uyunmaz, iki. O zaman yolları "neşe" olsun diye mi kesiyorlar, adamın tepesini attırmayın, üç. Belki biz de bir yerlere yetişiyoruzdur, dört. Ayrıca elin adamı yollarda, sayım günü ferahlığı yaşayacak diye, bu sıcakta ahmak ahmak arabada oturmak istemiyoruz, dört. Kaç şık daha yazarsam bir işe yaramaz? Beş, altı yedi sekiz dokuz on, gel tepemin tasına kon!

*kakafoni: Uyumsuz seslerin bir arada bulunması hali.

*kahretsin: İngilizce'de "damn" demek olup, filmlerde sık sık kullanılır!

Yeni Türkçemiz...
Dilbilgisi uzmanı değilim hem ukalalığı da bir yere kadar yapmak lazım değil mi canım efendim? Tamam da bir takım rahatsızlıklarım var. İzniniz olur ise onlara dokunmadan geçemeyeceğim. Zira onlar bana dokunuyorlar. Misal mi? Sizi mi kıracağım... hemen: Biri, birini telefonla aradığında ve onu tekrar araması gerektiğinde "sana geri dönerim," diyor. Böyle bir söyleme biçimi var bir süredir. "Geri dönerim" ne demek? Telefonla konuşan o iki kişinin aralarında duygusal bir şey mi var? Ayrılmışlar mı? Bir pişmanlık ifadesi midir bu? Çeviri çeviri konuşuyoruz işte.

Lokantaya gittiniz, garsondan bir şey istiyorsunuz. Ne diyorsunuz? "Garsoncum bize bir pilaki alır mısın" diyorsunuz. Bir kere "garsoncum" denmez "garson bey" denir, bunu öğrenmeniz lazım. İkincisi zavallı adam sokak sokak dolaşıp pilaki mi arayacak? Gidecek mutfaktan getirecek. "Garson bey lütfen bir pilaki getirir misiniz" veya "verir misiniz" desenize. Adam sizi mi kıracak? Ne demeye "almak" fiilini kullanıyorsunuz? "Duş alıyorsunuz", duş yapsanız daha doğru olmaz mı? "Taksi alıyorsunuz", tutsanıza şunu ya da çağırın gelir. Hem taksiyi almak biraz pahalı kaçmaz mı? İngilizler "take"iyor diye mi siz de "alıyorsunuz", anlamadım ki? Bir de "gibi" var. "Seni oniki gibi ararım." Bu ne mana? Adam çok meşgul, vaktinde aramayacak, onun yolunu yapıyor zahir. Doğrusu "doğru" değil midir? Cümle içinde kullanacak olursak "onikiye doğru" veya "oniki civarı" desek harf israfı mı olur?

Yıllar önce TRT'nin sınavlarına katılıp kazanmış, bir ay Ankara'da kurs görmüştüm. Bugün aynı sıraları paylaştığım spiker arkadaşlarım, önemli kanallarda görevlerini başarıyla yapıyorlar. O sıralar da bizlere Türkçe'yi, konuşmayı, tonlamayı öğrettiler. Ben ne kadar payımı aldım bu eğitimden, o herbirinizin ayrı düşüncesidir... değişir. Sadece işte bu kadarcık ukalalık yapmaya hakkım olduğu kanaatindeyim, hak verirseniz eğer.

Pazar günü buluşmak üzere (off be! Ne eski moda bitirdik bugün).

Sayıklamalar:
- Hacetinizi ettikten sonra klozetin kapağını kapatıyor musunuz?

- Kapatın

- Feng Shui'ye göre evin bereketi kalmazmış

- Beyoğlu Sineması'nda, haftanın her günü kaçırdığınız flimleri seyredebilirsiniz

- Farinelli'yi, Şarküteri'yi, özellikle Postacı'yı öneririm

- Biz, sevgili arkadaşım Lale Manço ile gitmiştik

- Ağlamaktan gözlerimiz "arı gibi" olmuştu

- Dikkat ederseniz "arı sokmuş gibi" demedim

- Siz hiç arının gözlerini gördünüz mü

- Pört pörttür.


Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır