kapat

15.07.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
intermerkez
Siber Haber
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
SELAHATTİN DUMAN(sduman@sabah.com.tr )


Dağda da davar güderim..

Kutsal sayılan Uluru kayası, Avustralya çölünün ortasında.. Benzinin bitti mi yandın.. En yakın istasyon 500 kilometre mesafede..

O yüzden yolu buraya düşenlerin yapacak başka işi olamayacağından ille de burayı ziyaret ediyor..

Bir gezi programı ne diye yapılır? O yolculuğa katılanların daha organize hareket etmesini sağlamak için, kısa sürede daha fazla şey görmelerini sağlamak için.. Öyle değil mi?

Gelin görün ki bu program yapma işi fiilen medyamızın ne kadar dayanıklı olduğunu test etmek için uygulandı..

***

Aborijinler'in kutsal dağıUluru'yu görmek için bir gün öncesindenAyes Rock'a geldik.. Ertesi gün gözü kör olasıca taşı ziyaret ettik.. Bir sonraki günü de yeniden medeniyete kavuşmak için yollarda kullandık..

Özetle toplam 52 saat çöl yolculuğu, iki saatUluru namındaki kayanın seyrine duruş..Sonuç: Öbür dünyada ne işe yaradığı belli olmayan Aborijin hacılığı..

Resim çekmek yasak..
Avustralya'nın simgesi meğer buUluru denilen dağmış.. Yekpare kaya parçası.. Etrafını piyade olarak turladığınızda 9 kilometre yol yapıyorsunuz.."İçi taş, dışı taş.. Dolaş Allahım dolaş.." turizmi yani..

Özelliği günün farklı saatlerinde farklı renklere bürünmesi.. Mesela gün batımına yakın dağımız morarıyor.. Akşamüstü turuncu.. İkindi vakti ise sarımtırak..

Eeee! Ne var bunda? Güneş ışığı dağın kütlesi ile birleştiğinde renk değişimi yaşanıyor.. LakinAborijin milleti fikirsiz olduğundan bunu"İlahların bir hikmeti" sanıp taşa"haşa huzurdan" evliya yatağı muamelesi yapıyor..

Geldik taşın dibine.. Güneş tepemizde.. Bizim medya leşkerleri hemen faaliyete girişti.. Kimi TV kamerası ile görüntüsünü alıyor, kimi fotoğraf makinası ile duruşunu tesbit ediyor..

Bu arada mihmandarımız olan ve 39 yıldır Avustralya'da yaşayan İstanbulluSimon Hanım da aramızda dolanıp"Aman dağın tamamının resmini çekmeyin.. Yasak.." diyor..

İyi de! Dağ orada duruyor.. Bu yasağı koyan aklıevvel bizim tamamını çekip çekmediğini nasıl bilecek? Onun cevabı yok.. Bazı tecrübesiz arkadaşlar"usul üzerine söz alıp" itiraza yeltendiler..

Biz tecrübeliler"Lan oğlum.. Çekin işte.. Ne bilecekler?" deyip, Osmanlı yasağını delme usullerini hatırlattık.. Orta yolu bulduk..

***

Her gezinin bir potansiyel tarzanı vardır.. Bizim içimizden de çıktı.. İsmini vermeyeyim, birkaç hanım arkadaş yekpare kayadan oluşma dağa günlük ayakkabıları ile tırmanmaya çalıştılar..

Müjgan Hanım da beyazlara rehberlik yapan işbirlikçi Siu kızılderilisi gibi önlerinden gidiyor..

Emir Ates'tenBahar Hanım da dağa çıkmak istedi amaÖmer Dormen ufak tefek olduğundan"Rüzgâr uçurur, mesul oluruz.." diye izin vermedi..

Gerçekten de tehlikeli bir iş.. Mazallah ayakları bir kaysa! Yine de ses edip kimseyi uyarmaya kalkışmadım.. Haberciliğim ağır bastığından"Düşerlerse telefat olur ama memleketimize de bir haber konusu çıkar" diye düşünmüştüm..

Bir kısmımız aşağıda kaldı..Yasemin Hanım'ın kendi kanalı için yaptığı "belgesel" çekimini izledik.. Belgeselin ana fikriUluru Dağı'nınYasemin Hanım tarafından keşfedildiğini Kanal D izleyicilerine duyurmaktı..

45 Avustralya dolarına aldığı meşinden yapılma fötr şapkayı başına geçirmesi; yapılan çekimlere"Indiana Jones filmi" tadı kattı..

Ardından TGRT'denMehmet Soysal'ınUluru'dan esinlenip söylediği"Dağda da davar güderim.." türküsünü dinleyip el çırptık..

Bir de yan tarafımızda konuşlanan Japon gurubu için kurulan açık hava sofrasından peynir çalıp, ülke ekonomisine katkıda bulunduk..

Tam techizatlı kameraman
Gazeteci milletinden aylaklık yapmayan tek kişi meslekten ağabeyimiz, yazarSadun Tanju'nun oğluAli Tanju'ydu..

Bu arkadaşımızın boyu bir doksana yakın.. Ayrıca ense kökünden başlayarak aşağıya doğru indiğinizde vücudunun bir pehlivan kesimi var ki Kırkpınar'a katılsa, terlemeden başaltını kurtarır..

Ömer bunu galiba nakliye hizmetleri için yanına almış..

Çünkü oğlanın sırtında, her daim tıka basa dolu ikiCastrol çantası var.. Başına da bir Indiana Jones şapkası geçirmiş.. Kamp kurduğumuz her yere dikilenCastrol bayrağının direklerini de o taşıyor..

Ayrıca boynunda iki fotoğraf makinesi asılı.. Kemerinin arkasından ise bir şemsiye sarkıyor.. Sırt çantasını saymıyorum.. Alet edevat olarak bir plastik kovayı dolduracak kadar fazladan malzeme de belindeki kemerden sarkıyor..

Dubai'ye indiğimizde gidip kendisine bir video kamera aldı.. Aldığı kamera da dünyanın en küçük aleti.. Avucunun içinde kayboluyor.. Bre kardeşim alacaksan bari heybetine yakışan bir şey al, değil mi?

O haliyle gün boyu aramızda dolaşıp durmadan kamerası ile hallerimizi çekiyor.. Tam techizatlı kameramanCevat Kelle'nin dublörü gibi oldu.. Sırtındaki onca yükü bir kez olsun boşaltmadı..

***

MeselaUluru Dağı'nın dibindeyiz.. Belli ki birkaç saatimiz burada geçecek.. Bari bayrak direklerini arabada bırak da yükün azalsın.. Hayır! İnadına sırtında taşıyor..

O taşıdıkça bana sıkıntı basıp, ter yapıyor..

Müjgan Hanım'ın yaptığı zalim programdan mutlu olan tek kişi buAli Tanju oldu.. Ertesi günün sabahına da balonla seyahat koymuşlar.. Sabahın 04.30'una uyandırma yazdıran otelden çıkıp balona gidecek.. O çöl soğuğunun azdığı saatlerde bir de balona binip yerden dört beşyüz metre yükselecek..

Neymiş? Güneşin doğuşunu yakından göreceklermiş..

Ali Tanju gece üçten itibaren otelin önüne dikilip, aklınca kuyruğun en başını tutmuş.. Arkasında da kendisi gibi hiperaktif birkaç genç arkadaş..

Tam anlamıyla"kobaylık" psikolojisi.. Amerika milletinin bunlardan haberi olsaydı fezaya iki ayda bir maymun salmaz, gelir hükümetimizden ödünç"kobaylık feza adamı" isterdi..

Muhtemelen deAli feza tarihine geçerdi.. Fakat balonla güneşe yaklaşmak ona pek yaramadı.. Çünkü bütün gece güneş gözlüğü ile dolaştı.. Gurubumuzu, gözlerindeki o derin anlamdan mahrum bıraktı..

YARIN: Denize meraklı olan da var..

Yazarlar sayfasına geri gitmek için tıklayınız.

Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır