ÖZLEM AKSOY

Bilgisayarlar son yılların en müthiş buluşu. Hayatı kolaylaştırdıkları gerçek. Peki herkes için mi? Eski alışkanlıklarından vazgeçemeyenler var. Ya da karmaşık cihazlardan hoşlanmayanlar. En önemlisi yeni teknolojik ürünleri kullanmaktan korkanlar var. Bilgisayar kullanmaktan korkmak hiç de inanılmaz değil. Sadece Türkiye'de değil tüm dünyada özellikle de yetişkinler arasında bu çok yaygın bir korku.

"6 yaşındaki çocuğunuz bilgisayarlar hakkında sizden daha çok şey mi biliyor? Lisede matematikle ilgili kötü tecrübelerinizi unutun. Eğer otomobil sürebiliyor ya da mikrodalga fırını kullanabiliyorsanız, bilgisayarı da kullanabilirsiniz!"

"Çocuklar ve bilgisayarlar birbirine benzer, çalıştıkları zaman müthiştirler. Kötü davrandıkları zamansa çıldırtırlar. Ancak onlardan kurtuluş yoktur" diyerek yola çıkan dünyanın en büyük çip üreticisi Intel, bilgisayar konusnda çocukların gerisinde kalan anne-babalar, hatta tüm yetişkinler için bir kitap hazırladı.

Intel'de çalışan Mark Ivey ve Ralph Bond tarafından hazırlanan "PC Babaları" adlı kitap, bilgisayarı kontrol altına almanın ABC'sini anlatıyor. Kısa kısa verdiği öğütler eminim pek çok insanın bilgisayarlarla arasındaki mesafeyi yok edecektir. İşte insanları bilgisayardan uzaklaştıran ancak asla dile getirilemeyen en büyük 7 korku:

1. Aptal görünme korkusu (Özellikle çocukların önünde). Kimse küçücük çocukların bile rahatça kullanabildiği bilgisayarların önünde küçük düşmek istemez. Böyle bir durumla karşılaşmaktansa hiç bulaşmamak daha iyi.

2. Teknik detay korkusu. Fazla teknik cihazlar genelde insanlar için her zaman bir sır olmuştur. Bilgisayarlar da bu kategoride yer alıyor. İşlemcilerin içinde neler olup bittiğini görememek daima korkutucu gelmiştir.

3. Boşa para harcanıyor korkusu. Hiç bir aile gereksiz para harcamaktan hoşlanmaz. Bugün 1800 dolar verilerek alınan bilgisayarı daha bir yıl geçmeden 1000 dolara bulabilmek pek çok kişiye kâbus gibi gelir. Çoğunun yaptığı gibi klasik düşünce şudur: "Bekleyip, neler olup bittiğini göreceğim."

4. Bilinmezlik kokusu. Küçük bir çocukken derin bir denizin içine dalmayı ya da çok yüksek bir dağın tepesinden kendinizi boşluğa bırakmayı düşündüğünüz oldu mu? Bazı insanlar için aynı bilinmezlik korkusu bilgisayar programlarının arasına daldığı zaman geçerlidir.

5. "Artık çok geç" düşüncesi. Bazıları umutsuz derecede bu işlere uzak olduğunu düşünürler. Artık geç kalmışlardı. Yapılacçak tek şey bir kenarda oturup, bilgisayar denen olayın geçmesini beklemektir.

6. Aşırı bilgi yüklenmesi korkusu. Az zaman, çok bilgi. Kitapçılarda bilgisayar hakkında satılan kitaplara bakın, hepsi de 500 sayfadan az değil. En cesurlarının bile gözünü korkutmaya yeter de artar bile.

7. Bilgisayar delisi olma korkusu. Bilgisayarın başına orturanlar kendilerinin Bill Gates gibi olduklarını düşünüyorlar. Tabii bir farkla "parayı saymazsak".