kapat

27.06.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
intermerkez
Siber Haber
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
ALİ KIRCA(alikirca@sabah.com.tr )


Ya da biz masal olsak!..

Şunun şurasında ne kaldı 2000'li yıllara... Altı ay sonra elveda 1900'lü yıllar...

Binli yıllar elveda...

Kim görecek, kim kalacak bilinmez elbet...

Ama siz yine de hazır olun "şehrayin"e...

Fişeklerin yıldız yağmuruna hazır olun...

Hazır olun giden asrın son kapısından çıkıp, gelen asrın ilk kapısından içeri girmeye..

Lakin..

Hazır olun da...

Bayrama hakkınız olacak mı devir-teslim anında?

Bayrama hakkımız olacak mı?

Herkes devir-teslimin hesap defterlerini kapatarak geçmeye hazırlanırken sırat köprüsünden...

Biz sırtımızda kapanmamış hesapların ağırlığıyla çıkıyoruz son yolculuğa..

Dahası...

Yeniden açıyoruz kimi hesapları da...

Dahası...

Kapanmamış hesapların kıyamet günündeyiz sanki...

Bu coğrafyada yüzyıllardır çatışma alanı olmuş farklılıkların derinleştiği bir "vehamet" anındayız.

Bir yanda, inançlar sisteminde körüklenmiş köz kıvılcımlar yakıyor dokunan parmakları...

Bir yanda, etnik bir çözümsüzlüğün yüzyıllık sancıları, koparılıp atılacak bir kördüğüm gibi ıssız bir adada karar anını bekliyor...

Sulh ve sukünet uzak duruyor yeni asrın kapısına...

Oysa...

Bir adım atılsa... Yalnızca bir adım, cümbür-cemaat modern çağın eşiğinden girmiş olacağız ya...

Kimse bırakmaya yanaşmıyor tuttuğu mevzileri.. Herkes, kaybederken kazanmaya çalışıyor..

Sonuçta...

Herkes kaybediyor...

Cam kafesin ardındaki adam "hayatta bırakın beni, bitireyim bu işi" diye kıvranıp duruyor..

Bir türlü tersini söylemeye yanaşmıyor..

"Gücün yetiyorsa önce bitir bu işi.. Koşulu, moşulu bırak, önce indir dağdakileri... `Teslim ol' çağrısını seslendir cam kafesteki mikrofondan.. Seslen cümle aleme... Varsa sözünü dinletecek gücün, kudretin... Önce sen bitir bu işi... Sonra... Belki sonra..."

Çağrılarını duymuyor.. Duymadı...

Ve.. Galiba duyması için de çok geç... Geç mi? Ya da...

"Son söz"ün sözcüklerine sığar mı "samimiyet ilanı"; görülecek... Yoksa...

Öte yandan "hoşgörü, darmadağın... Tozduman içinde cennete uzanan iyi niyet taşları... Paramparça...

Yangına körükle gidiyor "her kısım medya..."

"Sende kaset varsa, bende âlâsı var.. Sende rapor varsa, bende dik âlâsı.."

Yarıştır, karıştır... uydur, kaydır...

Ne idüğü belirsiz, "faili meçhul" saçmalarla inançlı insanları ayağa kaldır...

Sonra seyreyle gümbürtüyü...

İşin özü uçup gitmiş... Elde kalmış posası...

Ama sana mı kalmış tasası? Maksat "muhabbet" olmasın!..

Küfürler ve "niza"lar; tirajlara, reytinglere sığmasın!..

Yanıbaşımızdaki cennete uğramadan uzaktaki cehenneme dolu-dizgin koşuyoruz..

Öyleyse... Düşünüp durmanın sırası şimdi... Duvara çarpmadan frene basmanın...

"İleri"yi ve önünü gördüğünü söyleyenlere: "Öngörü"nün tam sırası...

"Hoşgörü"yü sevdiğini söyleyenlere: "Hoşgörü"nün tam sırası...

Haziran bile ara verdi güneşine, puslu sabahlarda sırasını bekliyor...

Haksız da sayılmaz!..

Bin yıllık hasreti var bu coğrafyada yaşayanların..

Bin yıllık hayalleri...

Ya da masalları...

Puslu, sisli Haziran sabahında, Sezen Aksu'nun sesi karışıyor yağmur çisiltisine..

Kendi çeyrek yüzyılının en muhteşem şarkı sözleri duyuluyor yeni asra girerken:

"Gerçek olsa masallar...

Ya da biz masal olsak..."

Yazarlar sayfasına geri gitmek için tıklayınız.

Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır