kapat

27.06.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
intermerkez
Siber Haber
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
TAYFUN DEVECİOĞLU(tayfund@sabah.com.tr )


Sabancı ile geceyarısı sohbeti

Geçen Salı gecesi Ankara Hilton'da Sakıp Sabancı ile sohbet ediyoruz. Türkiye'nin en büyük ikinci sanayi, ticaret ve finans grubunun tepedeki adamı dertli. Derdi Türkiye'nin çarklarının ağır aksak işlemesi, çağın çok gerisinde kalması.

"Yeni hükümet şahane. 351 sandalyeleri var" diyor Sabancı. Ardından da hızlı icraat istiyor:

"Önümüzdeki 3 ay çok önemli. Elle tutulur aksiyonlar istiyoruz. Yavaş başlanırsa yavaş gider. Özelleştirme, sosyal güvenlik, uluslararası tahkim... Bunlar önemli. Bankalar Yasası çıktı. Yetmez... Gerisi de hemen gelmeli. Bankalar gerektiği gibi denetlenseydi zaten bu yasaya da gerek kalmazdı."

Sabancı 351'lik çoğunluktan memnun. Ama yine de klasik koalisyon formatının içinde kalınmasından çekiniyor. Soruyor Sakıp Ağa: "Ekonominin patronu kim?"

"Size göre kim?" deyince sorusunu yineliyor: "Bilmiyorum. Ben de size soruyorum. Ekonominin patronu kim? Biz hangi bakanla muhatap olacağız, hangi bakana derdimizi anlatacağız?"

Sabancı'dan klasik koalisyon formatına bir eleştiri daha: "Şu banka senin, bu banka benim diye kamu bankaları paylaşıldı. Ne kadar çirkin. Kamu bankalarını özelleştirseydik böyle tablolar da ortaya çıkmazdı."

Sabancı ardından Salı sabahı İstanbul'da yapılan TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi'ne dönüyor ve eleştirilerini sürdürüyor:

"Toplantıya bir bakan bile gelmedi. Tamam, TÜSİAD 350-400 kişinin üye olduğu bir dernek. Ama üretimin yüzde 40'ını temsil ediyor. Üyelerin fabrikalarında yüzbinlerce işçi çalışıyor. Ama toplantıda bir bakan bile yok. Bakanın gelmesi de yetmez. Ekibiyle gelmeli. Bana, Olmuksa'nın Umum Müdürü tek başına brifing vermeye gelse içeri bile sokmam. Ekibin, müdürlerin nerede derim."

Söz özelleştirmede. Sakıp Ağa "Özelleştirmeyi yapacağız laflarına artık doyduk" diyor ve beklentisini anlatıyor:

"10 yıldır duyuyoruz"
"10 yıldır bu lafı duyuyoruz. Ortada elle tutulur birşey yok. Bu hükümet bir takvim yapmalı. Şu şu KİT'leri, şu şu tarihlerde özelleştireceğim. Şu şu yöntemleri kullanacağım. Sonra belli aralıklarda hesap vermeli. Şunları şunları yaptım. Şunları şunları da şu sebeplerle yapamadım, ama şu tarihte yapacağım. İşte o zaman inandırıcı olurlar."

Sabancı bir ara yanındakilere dönüp, TÜSEV'in toplantısı kaçta başlayacak diye soruyor. "Sizi 08.50'de bekliyoruz" cevabını alıyor. Sabancı sabah TÜSİAD toplantısına katılmış. Akşam TÜSEV'in basın toplantısında yerini almış. Gece saat 23.00'te bizle sohbet ediyor. Sabah erkenden yine güne başlayacak.

"Sosyaloğlu sosyal"
"Türkiye'de insanlar 40 yaşında emekli olabiliyor. Siz tempoyu hiç düşürmüyorsunuz. Kaç yaşındasınız" diye sorunca, eleştirileri devam ediyor:

"2 tane 30. Üzerine bir de 6 ekle. Yarın sabah 07.00'de kalkacağım. Duşumu alıp, gazetelerimi okuyup güne hazırlanacağım. Gece yatarken, bir an önce sabah olsa da kalkıp çalışsam diye heyacanlanıyorum. Ama bizde tembellik borusu çalıyor. Kurban Bayramı geliyor, hooop iki ucundan köprü kuruyoruz, 9 gün tatil. Şeker Bayramı da öyle. Ulan ne kadar zenginsiniz yahu. Hepiniz sosyalsiniz. Ben sosyaloğlu sosyalim. 108 tane bina yaptım. Okul, yurt, hastane... Ama tadını kaçırırsanız olmaz. Almanya, Japonya savaştan sonra kişnedi sizi geçti. Hindistan geçti, Mısır geçti. Bizde oy hesapları daima önde. Son 10 yılda 12 seçim olmuş. Hep tavizler, tavizler... Erken emeklilik de böyle oldu."

Utanılacak bir şey
Sonra Türkiye'nin itibarına geliyon Sabancı. Eleştiri salvosuna devam:

"Yollar, limanlar yaptık demek yetmez. Aramızdaki mesafa ne? Biz mutlu bir sandalyede oturuyor muyuz? Bir yere geldik mi? Gelemedik. Dolar karşısında erozyona uğrayan paralara bir bakın. Erozyonda şampiyonuz. Adını bilmediğimiz memleketlerin arasındayız. Utanılacak bir şey. Türk insanı da itibarını yitiriyor. Avrupa'ya gidiyorsun. Herkes geçiyor. Türk'sen duruyorsun. İstanbul'da elçiliklerin önünde kuyruklar görüyorum. Sabah saat 05.00. Türk insanı kuyrukta. Pasaportunu veriyor. 1 hafta sonra yine sabah 05.00'te kuyruğa giriyor. Neymiş? Pasaportunu geri alacakmış. Yazık be... Ayıp. Yol yapmakla bitmiyor iş. Bu memlekete yollar yaptın da ne oldu?"

Yazarlar sayfasına geri gitmek için tıklayınız.

Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır