kapat

27.06.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
intermerkez
Siber Haber
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
ZÜLFÜ LİVANELİ(livaneli@sabah.com.tr )


Sen sana pişir

Malatya lehçesinde "kendi" sözcüğü yokmuş.

Bu yüzden yöredeki "Kendin pişir kendin ye!" salon ve bahçelerinde, "Sen sana pişir, sen sana ye!" yazılıymış.

Turizmin içinde bulunduğu durum aynen bu söze benziyor.

Sen sana pişir, sen sana ye!

***

Antalya'daki yüzbinlerce yatak kapasiteli tatil köyleri, önceleri Almanlar, İngilizler, Belçikalılar ve İtalyanlarla doluydu.

Sonra Ruslar ve İsrailliler geldi.

Bu yıl ise biz Türklere kaldı.

Yani turizm, iç piyasanın yağıyla kavrulmak zorunda.

***

Yabancı turisti bulamayan tatil köyleri fiyatları ucuzlatıp, yerli turisti çekmeye çalıştılar.

Adam başı 8-10 milyona bu müthiş işletmelerde tatil yapabilecek olan orta direk Antalya kıyısını dolduruverdi.

Bu gelişme dar gelirlinin tatil yapabilmesi açısından güzel ama turistik işletmelerin bu gelirle ayakta kalmasına imkan yok.

***

Avrupa'nın Akdeniz kıyılarında bu çaptaki bir otelde kalmak için 300 dolar ödemeniz gerekir.

Mesela Capri adasında fiyatlar böyle.

Ama Capri'dekinden daha lüks otel, Antalya cennetini, Bey dağlarını ve Akdeniz'in ak köpüklü sularını sunmasına rağmen fiyatı 20 dolar.

Aradaki fark korkunç.

Ve kabahat ne denizde, ne tesiste, ne doğada, ne serviste, ne de yöre insanlarında.

Capri ile Antalya arasındaki tek fark, Roma ve Ankara hükümetleri.

Bizim hükümetler, turizm sezonuyla Öcalan yargılamasını aynı anda başlatma hünerini gösterdiler.

Trilyonluk tesis sahipleri ise narına yansın.

***

Müşterinin değişmesi, tatil köylerinin eğlence ve dinlence tarzını da değiştirmiş.

Çalınan müzik arabesk olmuş.

Müşterinin isteğine uymak zorundalar tabii.

Toplum neyse yansıması da öyle oluyor.

***

Artık insan ilişkilerimiz arabesk.

Çünkü Cumhuriyetin kuruluşunun 76'ncı yılında (içim sızlayarak yazıyorum) biz bir Ortadoğu ülkesiyiz.

Müziğimiz, yeme içme kültürümüz, insan ilişkilerimiz, eğlence tarzımız Ortadoğulu.

Atatürk'ün kültür devrimine ihanet edenler ne kadar övünseler az.

Cumhuriyet idealinden yola çıkıp; feryat-figan Ortadoğu gırtlaklarının ortalığı inlettiği, ayın çatlatan tiz seslerin kulakları sağır ettiği, yeşil dolarların görgüsüzce havada uçuştuğu bir Arabesk Cumhuriyete ulaştık.

***

Son nefesime kadar, bu ucuzluğa direnmeye devam edeceğim.

Sayısı giderek azalsa da benim gibi hisseden insanların varlığıyla teselli buluyorum.

Yazarlar sayfasına geri gitmek için tıklayınız.

Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır