Uzunlar çok yaşar ama kısalar akıllıdır..
Tarih bunun örnekleriyle dolu.. İşte Atatürk.. İşte Napolyon.. İşte Özal.. İşte Tom Miks.. İşte ben..

Tarih bunun örnekleriyle dolu.. İşte Atatürk.. İşte Napolyon.. İşte Özal.. İşte Tom Miks.. İşte ben.. Bu anlamda uzunları ezip geçiyoruz.. Hem onların çocuk reyonundan giyinme şansları da yok.. Allah'tan bu "Auxology" denilen bilim imdadımıza yetişti de kendimizi bildik bileli yapılan "eski adamlar" geyiğinden kurtulduk..

Eski adamlar geyiğini bilirsiniz.. Hepsi de adam azmanıymış.. Bir oturuşta bir kuzu yerlermiş.. Margarin yağı çıktığından bu denge bozulmuş.. Şimdiki kuşaklar güdük kalmış.. Tereyağı yeselermiş böyle olmazmış..

Ben bunun böyle olmadığını biliyordum..

Araştırmacı bir gazeteci olarak gerçekleri daha önce anlatmam gerekirdi.. Lakin "Auxology" denilen bilimden haberim olmadığı için yazamıyordum.. Yani elimde kanıt yoktu..

Şimdi göğsümü gere gere yazabilirim..

***

Bir kere eski adamların kısm-ı umumisi yer cücesi gibiydi.. Hani "Beberuhi" tabir edilen endamda.. Mesela "Kurtuluş Savaşı"nın paşalarını savaş meydanlarında gösteren tarihi fotoğraflara şöyle bir bakın..

Atatürk'ün hatta İsmet Paşa'nın çoğundan uzun olduğunu göreceksiniz..

Diğerleri kafalarına taktıkları kalpağa rağmen bu iki paşanın yanında kısa kalıyor.. O kalpaklar ki her biri, gecekonduya çıkılan kaçak kat yüksekliğinde.. Buna rağmen savaş görmüş mülazımlar arasında Mustafa Kemal Paşamız, basket takımının pivotu gibi duruyor..

Atatürk'ün boyu..
Sırası gelmişken onu da arz edeyim..

Yedi düvelin askerini önüne katıp Ege denizine döken Gazi Paşamız'ın boyu tamı tamına 1.69'dur.. Yakın silah arkadaşı İsmet Paşamız ise 1.63 boy ile sıralamada ikinci sırayı alır.. Refet Bele Paşamız 1.60 civarında, al yanaklı Kazım Karabekir Paşamız ise 1.62 boyundadır..

Kalpağına dikkat edilmezse Refet Bele Paşamız ilk bakışta biraz uzun gibi görünür.. Rahmetli tıpkı Atatürk gibi iyi giyinmeyi sevdiğinden, biraz da endamlı görünmek istediğinden, terzisine kalpağını yüksek tutturmuştur..

İsmet Paşamız ise kafası hafif çatallı olduğundan kalpağını kulağına kadar indirirdi.. Böylece kulaklarını kalpağın altında tutardı..

Zannedersem kulaklarından yana hafif bir kompleksi vardı.. Topçu zabiti olarak girdiği savaşlarda burnunun dibinde patlayan gülleler kulak zarını az biraz hırpalamış.. Ondan mütevelli ağır işitir olmuş..

İşitme problemini gizlemek için de kalpağını kulak memesine kadar çekiyormuş ki söylenen lakırdıyı duyamadığında "Kalpak kulağımı kapatıyor.. Az biraz bağırın.." diyebilmek için..

Paşalar arasında boydan yana istisnası olan bir tek Fahrettin Altay var..

Mübarek 1.90'a yakın boyuyla kahraman ordumuzun resmi geçit düzenini bozacak kadar iriydi.. Diğer paşalar at üzerindeyken Fahrettin Altay Paşa ayakta dikilir, yine de kalpakları bir hizada görünürmüş..

Bu yüzden piyade paşaları aralarında fısıldaşıp "Bunu süvari yapmak yerinde olur.." demişler.. Böylece Fahrettin Paşa'yı süvari komutanı yapıp, piyadenin bulunduğu yere sokmamışlar..

Koca Yusuf'un boyu..

Peki! Eskilerin "boyunu posunu" anlata anlata bitiremedikleri Koca Yusuf'un ölçülerini biliyor muydunuz?

Rahmetli topu topu 1.81 boyundaymuş.. Bizim Cengiz Çandar kadar bir şey.. Cihan Pehlivanı Kara Ahmet ise 1.79 boyundaymış.. Kurtdereli de o kadar..

Ama eskinin insanı boydan yana fukara olduğundan bu saydıklarım onlara dev gibi geliyormuş.. Normal..

TIME'da yayınlanan araştırmaya göre boy uzamasının genlerden başka faktörlere de bağlı olduğunu öğrendim de biraz rahatladım.. Ohio Üniversitesi profesörlerinden Richard Steckel hesabını yapmış..

Ekonomik gelişme, oturduğumuz konutların iyileşmesi, farklı beslenme boy uzatıyormuş.. Ayrıca çevre kirlenmesi ve çalışma ortamına bağlı stresler de insanı olumsuz etkiliyor, buna sinirlenen vücudumuz da dikine uzuyormuş..

Yani insanlık olarak, keyifli şartlarda uzadığımız yetmiyormuş gibi bunaldıkça da uzuyormuşuz..

***

Ben bu gerçeği öğrenene kadar rahmetli Fehmi dayımı suçlayıp durdum.. "Fidan boylu olmamdan" genetik olarak merhum dayımı sorumlu tuttum..

Benim tam sekiz tane dayım var..

Fehmi dayımın haricinde hepsinin boyu 1.80'in üzerinde.. Hepsinin vücudu atletik.. Hepsinin saçları fırça gibi gür.. Hepsinin gözleri şahin gibi keskin..

En büyük dayım Fehmi ise 1.63 boyundaydı.. Saçları genç yaşta dökülmüş ve ileri derecede miyoptu..

Oğlan dayıya çeker ya!

Biz de fiziki görünüşü çok iyi durumda olan yedi dayımızla ırsiyet olarak ilgilenmemişiz.. "İdeal erkek görüntüsü budur herhalde.." deyip, kendimize genetik olarak Fehmi dayımızı model almışız..

Gerçi aile toplantılarında "oğlan dayıya çeker.." lafı geçtikçe bu durumu rahmetlinin kafasına kakıp durdum..

- Sen olmasaydın ben şimdi bambaşka bir insan olacaktım, diye senelerce söylendim..

Boşuna günahını almışız garibin..

"Auxology" biliminden haberimiz olmadığından.. Bir de yüreğimizin yanık olmasından..

***

TIME'daki araştırmadan çıkan sonuçlardan biri de "Uzun boylular kısalardan daha çok yaşıyor.." şeklinde..

Buna da biraz dertleniyorum..

Neden derseniz, TIME dergisindeki araştırma doğruysa boyu iki metreye yaklaşan Mehmet Barlas benden daha fazla yaşayacak.. Allah uzun ömürler versin.. Benden çok yaşamasına bir diyeceğim yok.. Biliyorsunuz siyaset yazarıdır.. Ankara'ya dönük bir gözlem kulesi olarak daha nice hizmetler verecektir basınımıza..

Lakin benden pek hazzetmiyor..

Ne zaman karşılaşsak "yerde bir şey bulmuş gibi" üzerime eğilip, tuhaf tuhaf bakıyor bana.. Yüzüme de bir şey demiyor.. Kalemimden kan damladığı için sağlığımda bana bulaşması pek ihtimal dahilinde değil.. Ama belli ki kafasında bir şeyler var.. Eyleme geçmek için zamanını bekliyor..

Başımıza bir iş gelecek.. Bu Mehmet Barlas oturup, arkamızdan olmadık şeyler yazacak.. Cevap veremeyeceğime yanarım..

Biliyorum.. Böyle bir durumda kanımı yerde bırakmazsınız ama Allah yine de bana uzun ömürler versin..