kapat

27.06.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
intermerkez
Siber Haber
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
ÇETİN ALTAN(caltan@sabah.com.tr )


Dam üstünde saksağan, vur beline kazmayı

Adamın biri gelmiş Bektaşi'ye:

- Erenler, demiş, ben çok büyük bir günah işledim.

Bektaşi:

- Sıkma canını, demiş, herkes biraz günahkardır; öyle çok büyük günah, diye de pek bir şey yoktur dünyada..

- Bildiğin gibi değil benimki...

- Anlat bakalım ne halt ettiğini de, öğrenelim büyük günahını...

- Efendim ben, dişi bir domuzla cinsel ilişkide bulundum.

Bektaşi azıcık afallamış:

- Allah Allah, demiş, zevkine tüküreyim senin. Mendebur hayvanın biridir o. Sert kılları vardır; bir yerine batmadı mı?

- Batmadı. Bulduğum domuz uyuzdu...

- Ne, uyuz domuzu ha... İyi seni tepmedi...

- Tepmedi, çünkü ölüydü...

- Ölü uyuz domuzu ha... Vay adi herif vay. Peki seni kimse görmedi mi o sırada?

- Herkes Cuma namazındaydı...

- Herkes Cuma namazındayken, sen ölü uyuz domuzu... Şükret ki Allah çarpmadı seni...

- Tedbirimi almıştım, Kuran'ı Kerim vardı göğsümün üzerinde...

Bektaşi'nin ağzı, şaşkınlıktan bir karış açık kalmış bir süre.. Neden sonra hafifçe sormuş:

- Ne iş yapıyorsun sen?

Adam:

- Şey... demiş. Bazen ülkeyi kalkındırmaya, bazen vatanı kurtarmaya, bazen dünyayı korkutmaya, bazen ekonomiyi düzeltmeye çalışıyorum. Bazen şu partiye, bazen de bu partiye girerek nutuk söyleyen bir siyasetçiyim ben..

Bektaşi:

- Ha şimdi anladım, demiş. Keşke şunu daha başta söyleseydin. O zaman gerisine şaşmazdım.

* * *

Eski Roma'da hıristiyanları yakalayıp, arenada arslanların önüne atarlardı.

Böyle bir gösteriye izlemekte olan bir Roma'lı gözyaşlarını tutamıyor ve ikide birde içini çeke çeke hıçkırıyordu.

Arkadaşı:

- O kadar acıma canım, dedi, alt tarafı Hıristiyan bunlar..

Hıçkırıp duran Romalı:

- Ben, dedi, Hıristiyanlara acımıyorum ki; şuradaki arslan hiç bir şey yemiyor da ona üzülüp kahroluyorum...

İktidara gelememiş partilerin de yandaşları, sık sık hayıflanıp dururlar.

Bunu görenler de, ülke yönetimi beceriksiz ellere geçtiği için yakındıklarını sanır onların... Hiç kimsenin aklına gelmez ki, üzüntünün asıl nedeni, kendi arslanlarının artık hiç bir şey yiyemeyeceğidir.

* * *

Adamın biri, bir kahveye girmiş; bir çay söyledikten sonra, gidip pencerenin dibine oturmuş. Tüm dikkatiyle gözleri dışarda, çaydan iki yudum ya içmiş, ya içmemiş; birden kapının önüne fırlayarak:

- Yeşil taraf yukarı, yeşil taraf yukarı, diye bağırmış.

Tekrar dönmüş yerine. Çaydan iki yudum daha içmiş, içmemiş; yine kapıya koşarak bağırmaya başlamış:

- Yeşil taraf yukarı, yeşil taraf yukarı...

Adam, çay bitinceye kadar en azından beş kez kapıya seyirtip, devam etmiş bağırmaya:

- Yeşil taraf yukarı, yeşil taraf yukarı, diye...

Sonunda kahveci merakla adamın yanına gelmiş:

- Neden öyle ikide bir kapıya fırlayarak, yeşil taraf yukarı, yeşil taraf yukarı, diye bağırıyorsun, demiş.

Adam:

- Efendim, demiş, karşıdaki bahçeye ağaç diktiriyorum. Ancak bulduğum kişiler, vaktiyle değişik iktidarların emrinde çalıştıkları için, her şeyi ters yapmaya alışmışlar. Fidanların da köklerini havaya doğru kaldırıp, ağaçları tepetaklak dikmeye kalkıyorlar. Onlara bağırıyorum..

* * *

Bir Çin atasözü:

Küçük adamın yükselmesi, maymunun ağaca tırmanmasına benzermiş. Yükseldikçe daha çok görünürmüş kıçı...

Siz ne diyorsunuz, gerçekten öyle mi?

İyi pazarlar...

Yazarlar sayfasına geri gitmek için tıklayınız.

Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır